Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik'in (CSU) ortak başbakan adayı, halen Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin başbakanlığını sürdüren Armin Laschet. Aynı zamanda CDU'nun genel başkanı da olan Laschet, uzun süre Başbakan Angela Merkel'e yakın isimler arasında anıldı. Merkel, 2015 yılında yaşanan sığınmacı akını sırasında izlediği siyaset nedeniyle CDU içinde eleştirilere maruz kalırken Laschet, Merkel'e destek veren isimlerden biri oldu. Ancak Laschet başbakanı olduğu eyalette son dönemde korona salgınıyla mücadeledeki tutumu ile sık sık eleştiriliyor. Laschet, rakiplerinin eyaletindeki selle ilgili kriz toplantısına katılmak yerine seçim kampanyalarını yürüttüğü suçlamasıyla da karşı karşıya.
Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Olaf Scholz'un geçen yılın Ağustos ayında bu yıl 26 Eylül'de yapılacak genel seçimlerde Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) başbakan adayı olarak gösterilmesi sürpriz olmuştu. Ancak giderek popülaritesini atıran Scholz, iddialı başbakan adaylarından biri oldu. Selden etkilenen bölgelere milyarlık yardım sözleri veren ve dördüncü korona dalgası ihtimaline karşı şirketlere yapılan mali yardımları uzatan Scholz, partisi SPD'den daha fazla sevilen bir politikacı haline geldi. Scholz, soğukkanlı ve pragmatik kişiliği ile biliniyor.
Yeşillerin adayı 40 yaşındaki Annalena Baerbock ise Yeşillerin ilk başbakan adayı. Sadece iktidar iddiası olan partilerin başbakan adayı gösterebildiği Almanya'da bu Yeşiller için ayrıca tarihi bir başarı. Uluslararası hukuk ve iklim konularında uzman olan Baerbock, parti tabanından büyük destek alarak seçilmişti. Ancak Baerbock, daha sonra "Ülkemizi Yenileyeceğiz" adlı kitabında intihal yaptığı iddiaları nedeniyle zor günler geçirdi. Baerbock kararlı, cesur, hırslı, kendine güvenen bir siyasetçi portresi çiziyor.
Şu anda Alman Federal Meclisi'nde (Bundestag) altı grup ve yedi parti bulunuyor. CDU ve CSU ittifakının ortak bir grupla temsil edildiği mecliste varlık gösteren diğer partiler SPD, Hür Demokrat Parti (FDP), Yeşiller, Sol Parti ve Almanya için Alternatif (AfD). Bu kitle partileri ile birlikte seçimlere toplam 53 parti katılacak. Seçimlere katılacak olan partiler arasında Vejeteryanlar ve Veganlar için Değişim Partisi ya da Kentsel Bir HipHop Partisi gibi toplumsal hareketler de var. Almanya Seçim Kurulu, seçimlere katılmak için yapılan 43 başvuruyu ise kabul etmedi.
Almanya'daki seçim yasası normalde mecliste 598 milletvekili olmasını öngörüyor. Ancak karmaşık bir seçim sisteminin olduğu ve her seçmenin iki oy hakkı olduğu Almanya'da bu rakam değişebiliyor. Örneğin Federal Meclis'te şu anda tarihindeki en yüksek sayıyla 709 milletvekili bulunuyor. Bu, direkt seçilen milletvekillerin oluşturduğu fazlalıktan kaynaklanıyor: Örneğin bir parti, ikinci oylarla 100 sandalye kazanmış; ama birinci oylarla 110 adayı direkt seçilmişse, bu fazla on milletvekili de Federal Meclis'e girme hakkı kazanıyor. Diğer partilerin bu durumdan mağdur olmamaları için, onlara da yüzde hesabına göre ilave sandalyeler veriliyor.
Alman Federal İstatistik Kurumu'nun verilerine göre 26 Eylül'de yapılacak federal meclis seçimleri için kayıtlı seçmen sayısı 60 milyondan fazla. Seçmenlerin 32 milyon 200 binini kadınlar, 29 milyon 20 binini de erkekler oluşturuyor. Resmi verilere göre seçmenlerin 12 milyon 800 bini 69 yaşın üzerinde, 10 milyon 200 bini 60 ila 69 yaşlarında, 11 milyon 800 bini de 50 ila 59 yaşlarında. Dolayısıyla tüm seçmenlerin yüzde 57'sinden fazlası 49 yaşın üzerinde. En fazla seçmenin bulunduğu eyalet ise nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu Kuzey Ren Vestfalya.
Genel seçimlere katılımın yüzde 90'ın, eyalet seçimlerine de katılımın yüzde 80'in üzerinde kaydedildiği 1980'ler, Almanya'da seçimlere katılımın en yüksek olduğu yıllardı. Ancak 1990'lardan itibaren seçimlere ilgi azaldı, katılım geriledi. En düşük katılımın kaydedildiği genel seçim ise 2009 yılı oldu. Almanya'da 2017 yılında yapılan son genel seçimlerde ise katılım yüzde 76,2 olarak gerçekleşti. Bu yıl ise pandemi nedeniyle seçimlere katılımın yeniden düşebileceği belirtiliyor.
Korona pandemisi nedeniyle bu yılki seçimler, daha en önce yapılan seçimlerden çok daha fazla pahalıya mal olacak. İçişleri Bakanlığının verilerine göre 26 Eylül'deki seçimler için yaklaşık 107 milyon euro harcanacak. 2017'deki seçimlerde ise yaklaşık 92 milyon euro harcama yapılmıştı. Maliyetin artmasının en önemli nedenlerinden birinn pandemi nedeniyle mektupla kullanılacak oylarda beklenen artış. Ayrıca bu yıl gönüllü seçim çalışanlarına günlük yevmiyelerine 10 euro zam yapılarak 25 euro ödenecek.