İTÜ Maden Mühendisliği bölümü emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Şinasi Eskikaya, bir süredir ülkemizin gündemini meşgul eden altın madenciliğinin pek de gündeme gelmeyen bir boyutunu, atık sorununu irdelediği "Altın madenciliği ve Kazdağları" adlı yazısında altının siyanürle aranmasının bir sonraki adımı olan siyanürlü atıkların depolanma problemini irdeliyor ve ortaya çıkacak çevre felaketine dikkat çekiyor."Altın madenciliğinde ortaya çıkan atıkların zehirli (yani siyanürlü) olup olmaması veya zamanla siyanürün uçarak etkisiz hale geleceği iddiası; onların çok ciddi bir problem teşkil ettiği gerçeğini değiştirmez. Sorunun büyüklüğü şuradan ileri gelmektedir: Tonda 5 gr. altın olan bir arazide, bu 5 gr. altın alındıktan sonra, geriye 999 kilo 995 gr. kazılmış ve siyanürlenmiş toprak kalmaktadır. Bu bir işe yaramayan atık, bir yerlere yığılmak, depolanmak zorundadır. Bu gerçek, çevre açısından düşünüldüğünde siyanürden bile daha büyük bir sorun teşkil eder. Kazdağları'nda da durum aynıdır. Şimdiki safhada herkes, madencilik faaliyetinin başlama anındaki ağaç kesimlerini gündeme getirmekte, faaliyet bittikten sonraki durumu hayal bile edememektedir. İşin en üzüntü veren tarafı da, halkın yanında yer alması gereken devlet yetkililerinin, böyle davranmak yerine, tam tersi bir tulumla, altın madencilerine (yabancı şirketlere) destek çıkmaları, hatta onları, kendilerinden bile daha şiddetle savunmalarıdır." "Varsayalım ki aramalar sonucu Kazdağları'nda 40 ton altın varlığı tespit edilmiş olsun. Bu altını çıkarmak için kazılması gereken toprak en azından, 8 milyon tondur (yaklaşık 5 milyon m3). Aynen, birbirinden çok uzak sondajların 1 m2'lik küçük bir alan içinde yapılıyormuş gibi farz edilmesine benzer olarak, ben de şimdi, bu 8 milyon atık toprağını, mesela kalınlığı 5 cm. olacak şekilde bir yere yaymak istesem, acaba ne kadarlık bir alanı kaplar dersiniz? Söyleyeyim: Banliyöleri ile birlikte İstanbul'un bütün meskûn bölgelerini silme örter de artar bile... Haydi, hayali bırakıp daha gerçekçi olalım: Altın madencisi bu atığı ne yapacaktır? Onu orman da bir yere yığmaktan başka bir seçeneği var mıdır? Böyle bir depolama ise, 25 m. yükseklikle ve 25 m. eninde, 8 km. uzunluğunda bir yığın demektir. Halkın, henüz yaşamadığı için, şu anda göremediği gerçek budur. (CUMHURİYET)