Altın Portakal'da anadil tartışması

Altın Portakal'da anadil tartışması
Kürt sorununa odaklanan ve meseleye hem Kürt, hem de Türk tarafından bakmaya çalışan 'Cennetten Kovulmak' filminin galasından sonra yapılan söyleşide, izleyiciler ve film ekibi arasında 'anadilde eğitim'e yaklaşımlar konusunda tartışma çıktı.
 

'Acı tazelemekten öte bir anlamı yok'

 
Emre Baylan'ın Doğan Haber Ajansı'nda yer alan haberine göre, Ulusal Uzun Metraj kategorisinde yarışan filmin gösteriminin ardından düzenlenen söyleşide tartışma yaşandı. Söyleşi çadırındaki film ekibiyle seyirci buluşması, bir anda 'anadilde eğitim' tartışmasına döndü. İzleyicilerden bazıları Kürtçe eğitim hakkına tepki gösterdi. Bir grup izleyici filmin acı tazelemekten öte bir anlamı olmadığını savunarak, “Sorunun ABD ve Siyonizm olduğunu neden vurgulamadınız. Bataklığı anlatmanız gerekiyordu. Bataklığın nedeni emperyalizmdir, Siyonizmdir" sözleriyle tepki gösterdi. İzleyicilerden bazıları filmin 'Geceyarısı Ekspresi'yle aynı tefede yer aldığını savundu. Moderatör film dışına çıkılmaması konusunda sık sık uyarı yapsa da tartışmalar daha da sertleşti. Taraflar birbirini 'terbiyesizlikle' itham etti. Tartışma bir izleyicinin çadır dışına çıkarılmasıyla sona erdi. 
 

Film soruna iki taraftan yaklaşıyor

 
Yönetmen Ferit Karahan, filmin hikayesinin iki gerçek olaydan yola çıkılarak oluşturulduğunu söyledi. İstanbul'da çoğunlukta Kürt işçilerin çalıştığı bir inşaatta elektrik mühendisi olarak çalışan Emine ve kalabalık Kürt bir ailenin kızı 8 yaşındaki Ayşe'nin İstanbul'a duyduğu hayranlığın anlatıldığı ilk uzun metraj filmiyle Kürt sorununa sadece bir tarafın öyküsüyle yaklaşmak istemediğini kaydeden Karahan, şunları söyledi:
“Ben Kürtüm ama sadece Kürtlerin hikayesini anlatmak yalın geldi. Benim için önemli olan meselenin savaşan tarafı değil, esasında geride bıraktıkları, özellikle kadınlar. Onların yaşamında ciddi değişikliğe neden oluyor. Bazen terör, bazen Kürt hareketi. Böyle bir acı var. Ne kadar birbirimize benzediğini göstermeye çalıştım. Herkes Kürt sorunundan etkilenmiş durumda. Bu sorunu basitken zorlaştıran bizleriz. Birbirimize inancımız zayıf bence. Küçük bir zümre dışında herkes sorundan şikayetçi. Hemen hemen herkes bu sorunun mağduru açıkçası."
 

Anadil tartışması

 
Filmin söyleşisi, 'Demokratikleşme Paketi' ve özel okullara tanınan Kürtçe eğitim hakkı noktasında tartışmalara sahne oldu. İzleyiciler, yönetmen Karahan'a bunun toplumsal ayrışmaya neden olup olmayacağını sordu. Karahan'ın bu soruya yanıtı, “Bence insanların ana dilde konuşması ayrışmayı değil, bütünleşmeyi sağlar" oldu. Kürtçe konuşmanın yasak olduğu dönemde dahi yasağın gündelik yaşamda bir geçerliliği bulunmadığını kaydeden Ferit Karahan, filmin küçük yıldızı Rojin Tekin'in 'doğru düzgün' Türkçe bilmediğini söyledi. Filmin dili üzerinde çok ince düşünmediğini belirten yönetmen Karahan, “İnsanlar kendilerini nasıl rahat ifade edebiliyorsa öyle ifade etsinler istedim" dedi. Ferit Karahan, Kürt sorununda gelinen noktada hem Kürt hem de Türk tarafında bir değişimin gerçekleşmesi gerektiğini dile getirdi. 
 

'15 yıl önce böyle bir film izleyemezdik'

 
Filmde 8 yaşındaki Ayşe'yi canlandıran Rojin Tekin “Senin için filmde oynamak nasıldı" sorusuna, “Çok güzeldi" diye karşılık verdi. Filmin kurgusunu yapan İtalyan Marco Spolettini, “Bilmediğim bir dilde film çektim. Dil farklı olsa da duygular aynı. Biz de aynı şekilde üzülüyoruz, acı çekiyoruz, aynı duyguları yaşıyoruz. Dilin farklılığının bir şey ifade etmediğini anladım bu filmde" diye konuştu. Oyuncu Eser Karabil, Türkiye'de çok güzel şeyler olduğunu belirterek, "15 sene önce böyle bir filmi izleyebilir miydik diye düşünüyorum, ama bugün izliyoruz" dedi. 
 

Cennetten Kovulmak

 
Ferit Karahan'ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği 'Cennetten Kovulmak' filminde hikayenin bir tarafında İstanbul'da çoğunlukta Kürt işçilerin çalıştığı bir inşaatta elektrik mühendisi olarak çalışan Emine, askerdeki kardeşinin bir çatışmada öldürülmesinden sonra işçilere ve ona platonik aşk besleyen kaçak işçi Kürşat'a karşı düşman kesilmesi ve Kürşat'ın iş kazası sonucu ölümünün ardından cesedi Kürşat'ın ailesine ulaştırmakta kararsızlık anlatılıyor. Hikayenin diğer tarafında ise Muş'un bir köyünde her şeyden habersiz öğretmeninden dinledikleri ve TV'de izlediklerinden dolayı İstanbul'a hayranlık duyan, kalabalık bir Kürt ailenin kızı Ayşe'nin ailesinin üzerindeki korucu baskısı ve ağabeyi Mehmet'in JİTEM tarafından öldürülmesinden sonra diğer ağabeyiyle ablasının gerillaya katılması yer alıyor. Film, çevresi ve vicdanı arasında sıkışıp kalan Emine ve daha önce hayallerini süsleyen İstanbul'a şimdi zorunlu göç edecek olan Ayşe'nin iç içe geçmiş hikayesini anlatıyor.