Bartın’ın Amasra ilçesinde maden faciasının yaşandığı sırada Soner Ak ve İzzet Ak kardeşlerin maden ocağında olduğu ortaya çıktı. Soner Ak, patlamada yaşamını yitirdi. Ağır yaralanan İzzet Ak’ın tedavisi ise İstanbul’da sürüyor. Anne Fatma Ak, “İki kardeşi bir ocağa vermesinler. Birini ayrı vardiyaya, birini ayrı vardiyaya versinler. İkisini bir yere vermeselerdi belki böyle olmayacaktı” dedi. Soner Ak’ın eşi Özge Ak ise, “Anlatıyordu, ‘Gaz kokusu çok var’ diyordu, ‘ama yapacak bir şey yok’ diyordu. Şef, ‘Bize kömür lazım, sizin keyfiniz lazım değil’ demiş. Adalet yerini bulsun istiyorum. 41 can gitti, hepsinin de çocuğu var. Herkesin kendine göre hayalleri vardı, şimdi hiçbiri yok. Herkesin hakkını bulmasını istiyorum. Kimsenin hakkı kalmasın” diye konuştu.
Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden faciasında 41 işçi yaşamını yitirdi. Madende patlama yaşandığı sırada Soner Ak ve İzzet Ak kardeşler de ocaktaydı. Ak Ailesi, maden faciasında iki ayıcı aynı anda yaşadı. Maden ocağından Soner Ak’ın cansız bedeni çıkartılırken faciadan yaralı olarak kurtulan İzzet Ak, İstanbul’da kaldırıldığı hastanede tedavi altına alındı. Soner Ak’ın cenazesini toprağa veren Ak Ailesi, İzzet Ak’tan gelecek iyi haberi bekliyor.
Edinilen bilgiye göre Soner Ak, 16:00 vardiyasında ağabeyi İzzet Ak’tan önce maden ocağına indi. Ağabey İzzet Ak ise ocağa ikinci grupla birlikte girdi.
Soner Ak ve İzzet Ak’ın annesi Fatma Ak, Amasra’nın İncevez köyündeki taziye çadırında, faciadan önce ve sonra yaşadıklarını anlattı. Anne Ak, ölen oğlu Soner Ak için, “Anne, ocakta bir koku var, bizi çalıştırıyorlar’ derdi” dedi.
Fatma Ak, oğullarının çalışma koşullarını ağır olduğunu belirterek, “Biri hastanede, biri öldü. Aynı vardiyada çalışıyorlardı. ‘Biri İstanbul’a, uçağa bindi gitti; biri de çıktı’ dediler. Çıkmamış, ocak altında kalmış, kömür altında” diye konuştu.
Anne Fatma Ak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bize söylüyordu, ‘Anne, ocaklar kapanacak, gaz kokusu’ diye söylüyordu. Bir hafta, 10 gün önce haberlerde söyleniyordu ‘koku varmış’ diye, haberlerden duydum. Ben zaten soruyorum; ‘Oğlum haberlerde bir şey diyorlar, bunun aslı var mı, gitme’ dedim. ‘Gitme oğlum bir şey olur’. ‘Anne o zaman gitmemeyim mi? Sen bana para verecek misin’ derdi. Ben de olsa verirdim, yok ki vereyim.”
Yaşamını yitiren madenci Soner Ak’ın eşi Özge Ak ise “Eşiniz size çalışma koşullarından bahsediyor muydu” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Anlatıyordu, ‘Gaz kokusu çok var’ diyordu, ‘ama yapacak bir şey yok’ diyordu. Şef, ‘Bize kömür lazım, sizin keyfiniz lazım değil’ demiş. Eşim de bunu anlattı, salı günü aynısını anlattı, ben de şimdi size söylüyorum. 3 çocuğum var. Adalet yerini bulsun istiyorum. 41 can gitti, hepsinin de çocuğu var. Herkesin kendine göre hayalleri vardı, şimdi hiçbiri yok. Herkesin hakkını bulmasını istiyorum. Kimsenin hakkı kalmasın. 41 eve ateş düştü. Eşler öyle, çocuklar öyle, babasız kaldılar. Benim şu an küçük kız çocuğum bilmiyor babasının öldüğünü, bilmeyecek de.”
Anne Ak, kendilerinin yaşadığı durumu kimsenin yaşamamasını dileyerek şunları söyledi:
“Hakkını arayın, görmesin kimse bir daha. Bizim canımız yandı, başkasının yanmasın. Bu kadar istiyorum. İki kardeşi bir ocağa vermesinler. Birini ayrı vardiyaya, birini ayrı vardiyaya versinler. İkisini bir yere vermeselerdi belki böyle olmayacaktı. Yapacak bir şeyim yok. Bir şey demiyorum artık. Benim kocam sabaha kadar ağlıyor; hastalıklı, felç, sabaha kadar bağırıyor.” (ANKA)