Uyuşturucu kullandığı tespit eden kişiler Denetimli Serbestlik Yasası uyarınca cezaevine girmiyor, belirli aralıklarla Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Tedavi Merkezi’ne (AMATEM) giderek idrar örneği verip test yaptırıyor. Bu testlerin 6'sında temiz raporu alınması zorunlu Bu testlerin 6'sında temiz raporu alınması zorunlu.
Habertürk gazetesinden Sorel Dağıştanlı AMATEM’de tedavi gören bağımlılarla konuştu. Dağıştanlı’nın aktarımına göre kullanıcılar, kan testinin ardından AMATEM’in bahçesinde uyuşturucu içmeye başlıyor. AMATEM’deki gözlemlerini “Test verdikten sonra gelen iki genç, buldukları tüm suları içti. Bunun 'testin' hemen sonrasında uyuşturucu kullandıklarını gösterdiğini öğrendim” sözleriyle aktaran Dağıstanlı’nın konuştuğu iki eski kullanıcının hikâyeleri şöyle:
Adı Kaan Kılınç. Aralık ayında 18'ine girmiş. 8 yıl uyuşturucu madde kullanmış. Ama onun öncesinde de alkol var. 1,5 senedir AYBUDER'de ve geldiği ilk günden beri uyuşturucu kullanmıyor. Alkol kullanmaya başladığı yaş ise 8. Ailesi masada yanlarına aldıkları oğullarına 'dışarıda değil bizim yanımızda içsin' diyerek çay bardağı ile içki vermeye başlamış. 'Sonrasında çay bardağı bir kadehe, bir şişeye döndü. Ortaokulda bir baktım alkoliğim ve içmeden duramıyorum'' diyor. Liseye başladığında ailesine kendisini kanıtlamak için bir yıl alkol içmemiş. İşte o dönemde tanışmış uyuşturucuyla...
''Alkol için psikiyatriste gittim. Sonra araştırıp ilaçları kullanmaya başladım. Ruhsal arayışlarım vardı." Uyuşturucuyu temin edebileceği bir çevresi olmadığı için internetten araştırarak uyuşturucu yaptığını anlatan Kaan, ''Torbacı tanıdığım yoktu. Kendim yapıyordum. İlaçları araştırdım. Aktarlardan bazı bitkiler alıyordum. Lise son sınıfta her türlü uyuşturucuyu kullanıyordum. Her hafta Bonzai içiyordum. Ama ilk yıllardaki Bonzaiyurtdışından geliyordu. Son yıllarda merdiven altında yapılıyor. Ölüm tribine giriyorsunuz. En ufak bir şüphe ile başlıyor... Evde iseniz, 'annem gelecek korkusu ölüm şüphesine kadar gidiyor'. Kalbiniz patlayacak gibi atıyordu. Kendisi etkisi olacak diyerek sakinleştiriyordum. Ama bunu atlatamayan ve kalbi duranlar var. Halüsilasyon oluyor. Azrail'in çağırdığını, alıp götürecek canavarlar ve ruhlar görüyordum.''
Tek çocuk olan ve babası ile birlikte alkol alan Kaan, şunları anlatıyor; ''Aşırı alkol alıyorduk beraber. O'nu rol model almıştım. Belli bir süreden sonra tek ortak noktamız alkol olduğu için sadece alkol masalarında iletişim kurmaya başladık. Sonra o da yok oldu. Alkolun fazlası insanın içindekileri ortaya çıkartıyor. İkimiz de içimizi kustuk. Hep tartışmalar yaşadık.''
16 yaşında uyuşturucuya başlayan Seyfullah Üstün şimdi 28 yaşında. 2 aydır uyuşturucu madde kullanmıyor. Arkadaş ortamında alışmış Seyfullah da uyuşturucuya. Ailesinden istediği ilgiyi göremeyince de zamanının çoğunu arkadaşlarıyla geçirmeye başlamış. Bir süre sonra ise uyuşturucuya başlamış. Ama sadece kendisi değil, erkek kardeşi de.
''Ailemle aramız iyi değildi. Madde ile iyice içime kapandım. Herşeyi üstüme alıyordum. İçmek için bahane yapıyordum herşeyi. Kullandığım maddeler kademe kademe arttı. En son iğne kullanıyordum. 12 yıl boyunca bağımlı olduğumu kabullenmedim. Kendim bırakırım sanıyordum ama olmadı."
''Kardeşim de uyuşturucuya başlamıştı ama önce benim haberim yoktu" diyerek sözlerini sürdürüyor seyfullah ve şöyle devam ediyor: "Kuran Kursu'na gidiyordu. Orada başlamış. Evden kopuktum ama öğrenince sözde ağabeylik yaptım. 'Dışarıda içme, gel yanımda iç' dedim. Beraber kullanmaya başladık.''
Seyfulah, Bonzai ile tanıştığı günlerle ilgili olarak da ''Bonzai'yi ilk kullandığımda bir işe başlamıştım. İlk kez iş hanının üçüncü katında yangın merdivenlerinde kullandım bir arkadaşımla. Esrar olduğunu söylediler. Ama 'ağır bir esrar fazla koyma' dediler. İlk içtiğimde ölüm tribi yaşadım. Çok kötü oldum. Merdivenden atlamayı bile düşündüm. Kendime gelince eve gittim. Tekrar içtik. Vücut istiyor. İkinci içmemde kan kusmaya başladım. Ama devam ettim'' diyor.
Kurtulmak için Balıklı Rum Hastanesi'ne tedavi olmak için giden Seyfullah, "Tedavi olmak kurtulmak istiyorum' dedim. Yer olmadığını söylediler. Doktor ''sana ne yapabiliriz' dedi. Ben de 'kurtulmam için ne yapabilirsiniz' dedim. Bir sürü ilaç verdi eve yolladı. Anladımki olmayacak. Bir cami tuvaletinde kardeşimle madde aldık. Aniden çok kötü oldu. 45 dakika uğraştım kendine getirmek için. Kolarımda ölecek sandım. Çok korktum. O zaman kurtulmak istedim bundan. O da şu anda benimle ve bıraktı.''
''Bonzaiyi 2-3 liranız varsa hemen alabilirsiniz çok kolay bulunuyor" diyen Seyfullah, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: ''Uyuşturucuyu bulmak için suça karıştım. Sürekli kullanan bir insan karışmadım derse yalan olur. Artık benim bir suç geçmişim var. Mesleğim vardı matbaacılık. Ama artık yapamıyordum. Kendi işyerimiz vardı orada duramıyordum. Günlük para bulabilmek için dergicilik yapmaya başladım. Çalmak istemiyordum. Kendime yediremiyordum. Ama dergicilik yapmadan önce bende de oldu öyle birşey.''
''Denetimli serbestliğim oldu. AMATEM'i insanlar bir kurtuluş olarak görüyorlar ama tam tersi. İdrar örneği vermek için gidiyorsunuz. Ancak orada ulu orta güvenlik görevlilerinin gözlerinin önünde herkes madde içiyor AMATEM'in bahçesinde. Sigara ucuna koyuyorlar Bonzai'yi. Köşelerde eroin alıyorlar. Orada yeni maddeye başlamış insanlara, başka maddeleri bulabilecekleri kaynakları söyleyenler var.
Son dönemde Türkiye’nin gündemine oturan ‘bonzai’ felaketi için emniyet harekete geçti. Değişik yöntemlerle ülkeye sokulan ‘sentetik uyuşturucuları’ pazarlamak amacıyla kullanılan isimler de tek tek belirlendi. Emniyetin tespitlerine göre bonzai, ‘banyo tuzu’, ‘bitki gübresi’, ‘koku giderici’, “Sadece araştırma içindir”, “İnsanların tüketimi için değildir”, ‘tütsü’, ‘havuz temizleyici’ gibi ibareler içeren paketler içerisinde satışa sunuluyor. Maddenin yasa kapsamına alınmasının ardından paket üzerindeki yazılarda değişiklik oldu. Uyuşturucu tacirleri, “Firma tüketilmesinden sorumlu değildir” gibi ibarelerle söz konusu sentetik uyuşturucuların satışına devam ediyor.
*Anlatıcılar adlarının verilmesinde bir sakında görmemiştir.