AMERİKALILARIN MUTFAĞINDA TÜRK YEMEĞİ  WASHINGTON (A.A)

-AMERİKALILARIN MUTFAĞINDA TÜRK YEMEĞİ  WASHINGTON (A.A) - 10.12.2010 - Türk mutfağının lezzetlerini anlatan kitabı ABD'de kısa sürede tükenen ve Washington Post'un 2010'un en iyi 10 yemek kitabı arasında yer alan Amerikalı yemek uzmanı Sheilah Kaufman, ikinci kitabıyla, "aşık" olduğu Anadolu'nun birbir çeşit lezzetini Amerikalıların mutfaklarına taşıdı.  Türk kadınlarının, annelerinden gelen alışkanlık ve ağız tadıyla, "1 su bardağı şeker, 1 kahve fincanı yağ" gibi tariflerle yaptıkları birbirinden lezzetli yemekler, Türkiye sınırlarından dışarı çıkınca bir muammaya dönüşebiliyor. Çünkü "su bardağı, kahve fincanı, çay kaşığı, tutam, azıcık, tepeleme" gibi tüm tanımlamalar, Türk yemeklerini, özellikle de hamur işlerini yapmak isteyen yabancıları, ya etrafta Türk bakkalı arayıp bu "ölçü birimlerini" bulmaya yöneltiyor ya da tüm uğraşların sonunda görünüm ve lezzet bakımından ne olduğu belli olmayan bir yemek veya tatlının ortaya çıkmasına neden olabiliyor.  Amerikalıları bu karmaşadan kurtaran ise Türk yemeklerine "aşık" Amerikalı yemek uzman ve yazarı Sheilah Kaufman... Basıldıktan sonra kısa süre içinde tükenen ve Washington Post gazetesinde 2010'un en iyi 10 yemek kitabı arasında yer alan Kaufman'ın Nur İlkin ile birlikte çıkardığı, ikinci Türk yemekleri kitabı "Türk Yemekleri: Bölgesel Tarifler ve Hikayeleri", Amerikalıların evlerine Türk lezzetlerinin girmesini sağlıyor.   -"AMERİKALILAR TÜRK YEMEKLERİNE BAYILDI"- Türkiye'deki yemek kitaplarının çoğunda sorun olduğunu anlatan Kaufman, "Genelde '1 çay bardağı şeker, bir kahve fincanı un' deniliyor veya tariflerde, Türk insanının fark etmeyeceği ama bizim için sorun olacak önemli boşluklar var. İngilizceye çevrilen kitaplarda da anlam sorunu olabiliyor. Örneğin çeviride kullanılan fiil 'doğranmış fındık'a denk geliyor, ama biz 'dövülmüş' için başka tanım kullanıyoruz. Ya da 'cup' denildiğinde sizin kullandığınızla bizim kullandığımız aynı değil. Bu da tarifi zorlaştırıyor" dedi.  Kaufman, ancak Amerikalıların bu kitabı çok rahat anladığını ve kitaba çok ilgi gösterdiğini belirterek, "Kitabı alan Amerikalıların Türk yemeklerine bayıldıklarını duydum, bazıları daha önce hiç Türk yemeği tatmamıştı. Çok güzel bir deneyim oldu onlar için. Kitap sayesinde Amerikalılar kolayca Türk yemeklerini yapabiliyor" diye konuştu.  -"TÜRK YEMEKLERİ DÜNYADA HAK ETTİĞİ KONUMDA DEĞİL"- Kaufman, Fransız mutfağı denince sosun, İtalyan mutfağı denince makarnanın akla geldiğini, ama Türk mutfağının tek bir özellikle sınırlandırılamayacağını, tatların bölgeden bölgeye, hatta köyden köye değiştiğini vurgulayarak, bu kadar zengin bir mutfağın aslında ABD ve dünyada hak ettiği konumda olmadığını söyledi.  Türk yemeğini sevmediğini söyleyen arkadaşının aslında hiç Türk mutfağını görmediğini öğrendiğini anlatan Kaufman şunları kaydetti:  "Çünkü Türk yemeklerini çok baharatlı sanıyor, halbuki en az baharatlı yemekler Türk yemekleri. Üstelik çok sağlıklı ve taze sebzeden yapılıyor. Ama sorun şu ki, insanlar Türk yemeklerini tam olarak bilmiyor. Yoğurdu bile Türklerin bulduğunu, Noel Baba'nın Türkiye'de yaşadığını, lalelerin aslında Türkiye'den Hollanda'ya gittiğini, Avrupa'ya kahveyi, çayı Türkiye'nin tanıttığını bilmiyorlar. İnsanların Türkiye'nin yerini bildiğinden bile şüpheliyim. Amerika'nın her yerinde Türk mutfağını gerçekten yansıtan restoranlar pek yok. Amerikan toplumumun, Türk yemeklerini anlaması için daha çok sayıda restoranlarınız olmalı, onların Türkiye'ye gitmeleri ve dönünce evlerinde Türk yemeklerini yapıyor olmaları lazım. Türk marketlerinin artması lazım. Yani birilerinin bu insanlara Türk yemeklerini göstermesi lazım."