"Amerikan demokrasisinin içten çökertilmesine tanıklık etmek hem ilginç hem hazin"

"Amerikan demokrasisinin içten çökertilmesine tanıklık etmek hem ilginç hem hazin"

Habertürk yazarı Soli Özel, ABD Başkanı Donald Trump'ın 'Birliğin durumu" konuşmasını değerlendirdi. Özel, "Amerikan demokrasisinin içten çökertilmesine tanıklık etmek gerçekten hem ilginç hem de çok hazin" dedi. Özel, "Amerikan sistemindeki denge-denetleme mekanizmalarının nasıl bir tehdit altında olduğunu gösterdiği kadar göçmenlerden oluşan bir toplumda renkleri daha koyu göçmenlere yönelik önyargıları, düşmanca bakışı da körükleyecek unsurlar içeriyordu" yorumunda bulundu. 

Özel'in, Trump'ın Amerikası" başlığıyla yayımlanan (2 Şubat 2018) yazısı şöyle: 

Bilgisi sınırlı, dikkati daha da sınırlı, iş hayatında sürekli hile yapmış, ırkçılığını kolayca gizleyemeyen, doğrularla arası pek hoş olmayan, kendi yarattığı ya da dile getirdiği gerçeği asıl gerçeğin yerine ikame etmekte beis görmeyen, hafif paranoyak, muhalefete tahammülü olmayan, demokratik sistemin denge ve denetleme mekanizmalarından hazzetmeyen bir başkan ile, partilerinin geçmişine ihanet ederek paraya ve otoriterleşmeye tamamen teslim olmuş bir Cumhuriyetçi Parti elinde Amerikan demokrasisinin içten çökertilmesine tanıklık etmek gerçekten hem ilginç hem de çok hazin.

Başkan Trump’ın “Birliğin Durumu” konuşmalarının tarihin en uzun 3’üncüsünü yaparken söyledikleri, Amerikan sistemindeki denge-denetleme mekanizmalarının nasıl bir tehdit altında olduğunu gösterdiği kadar göçmenlerden oluşan bir toplumda renkleri daha koyu göçmenlere yönelik önyargıları, düşmanca bakışı da körükleyecek unsurlar içeriyordu. Cumhuriyetçi Parti’nin sinisizmi bir sanat haline getirmiş liderliği ve ne pahasına olursa olsun iktidar koltuğunda kalmaya azimli, çoğu kampanyalarını destekleyen zenginlerin veya dinci, aşırı sağcı örgütlü grupların cebindeki kongre üyeleri, Amerikan demokrasisinin uğradığı saldırının işbirlikçileri ve kolaylaştırıcıları olarak tarihe geçecek. Tarihte kendilerine ayrılan yerin pek şerefli bir yer olmayacağını ise bugünden rahatlıkla söylemek mümkün.

Ruhunda korku var

Trump’ın Amerikan demokrasisinin geleceği hakkında alarm zillerinin daha da şiddetli çalmasına yol açacak konuşmasının ruhunda korku vardı. Bu korkunun üretilmesindeki en baskın unsur ise göçmenlerdi. Trumpyasal olan ve olmayan göçmenlerin şiddetle bağını sıkça vurguladı ancak ABD’de suç oranları giderek düşmekte ve şiddet, başka ülkelere göre yüksek kalsa da, düşmekte. Korkuyu yaygınlaştırarak baskıcı, özgürlüklerin kısıtlandığı, çoğulculuğun yadsındığı, göçmenlere kendini kapatan bir Amerika inşasının temel unsurlarını bu metinde görmek mümkündü. Nitekim göçmenlerle ilgili açıkladığı 4 ilkenin anne-babalarıyla ABD’ye gelmiş ve bu ülkenin dışında hiç yaşamamış “hayal kuranlar” (dreamers) diye adlandırılan gruptakilere vatandaşlık vermeyi öngören birincisi dışındakiler, toplumun dışa kapanmasını öngörüyordu.

Trump Amerika’sı, her türlü güvensizliğin hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, hesap verebilirliğin ortadan kalkması için kullanılabileceği bir devlet yapısı öngörüyordu. Böyle bir gidişatta ABD’nin dünyadaki diğer ülkelere bundan böyle demokrasi, insan hakları, temel demokratik özgürlükler ve kapsayıcı vatandaşlıktan bahsetmesinin pek kıymet-i harbiyesi olmayacaktır. Trump’ın konuşmasındaki kuvvetler ayrılığı açısından dehşet verici iki unsurdan biri, yargıdaki atamaların siyasi görüşe göre yapıldığını zımnen kabul etmesiydi. Diğeri ise kongreden, bakanların beğenmedikleri bürokratları kolayca görevden alabilmelerini sağlayacak bir yasayı geçirmesini talep etmesiydi.

Rehavet içinde olmak

Bu talebin arkasında, Trump’ın seçim kampanyasının Rusya ile arasındaki bağlantılar hakkında yürütülen soruşturma olduğu biliniyor. New York Times Gazetesi geçen hafta, soruşturmayı yürüten eski (Federal Soruşturma Bürosu) FBI Başkanı Robert Mueller’i Trump’ın görevden almak istediğini ancak Beyaz Ev hukuk danışmanının istifa tehdidi nedeniyle bunu yapamadığı haberini vermişti. Trump, bu konulardaki rahatsızlığı nedeniyle hem kendi adalet bakanlığına hem de FBI’ya savaş açmış durumda.

Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu Başkanı Devin Nunes, başkanın bu savaşına adalet bakanlığının yayınlanmasında büyük zarar gördüğü bir gizli belgeyi, üstelik iddialara göre içeriğini Beyaz Ev ile işbirliği içinde değiştirerek yayınlayacak. Bu şekilde Trump FBI’ın tarafsız olmadığı iddiasını yasama organından da destek bularak yineleyebilecek.

ABD’nin dış politikası bir yana iç politikada girdiği yolun dünyada çok tatsız aksülameli olacağı muhakkaktır. Trump’ın görevden alınmasına bel bağlayarak bu konuda rehavet içinde olmamak gerekir.