Amerikan istihbarat sırlarını ifşa eden genç: Pişman değilim

Amerikan istihbarat sırlarını ifşa eden genç: Pişman değilim

ABD’nin siyasi tarihindeki en önemli bilgi sızdırma olaylarından birinin sorumlusu olan şahsın kimliği açıklandı.

Britanya gazetesi The Guardian’ın son günlerde ardı ardına yayımladığı belgeli haberlerin kaynağının, 29 yaşındaki Edward Snowden olduğu ortaya çıktı.

Bir dönem Amerikan Merkezî İstihbarat Örgütü CIA’de teknik asistan olarak görev yapan Snowden, halen ABD’de savunma sanayii alanında faaliyet gösteren ve Pentagon’la yakın işbirliği halindeki müteahhit firmalardan biri olan Booze Allen Hamilton şirketinin çalışanı.

Snowden’ın, son dönemde Booz Allen, daha önce de bilgisayar üreticisi Dell şirketi adına, Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) bünyesinde “müteahhit firma görevlisi” olarak yer aldığı ortaya çıktı.

Bu bilgileri, Snowden’dan aldığı belgeleri yayımlayan The Guardian gazetesi açıkladı.

 

‘Kimliğinin açıklanmasını kendisi istedi’

 

The Guardian, haber kaynağı Snowden’ın kimliğini onun kendi talebi üzerine açıkladığını da duyurdu.

Gazetenin pazar akşam saatlerinde internet üzerinden yaptığı duyuruda, Snowden’ın “çok gizli” statü taşıyan bazı devlet belgelerini ifşa etmeye karar verdiği andan itibaren, kimliğini de gizlememeye kararlı olduğu vurgulandı.

Snowden, “Kim olduğumu saklamaya hiç niyetim yok, çünkü yanlış bir şey yapmadığımı biliyorum” dedi.

The Guardian’a göre, Snowden gazeteye verdiği gizli belgelerin ilk grubuna bir de not iliştirmişti:

“Yaptıklarımdan dolayı bana bedel ödeteceklerini biliyorum ama çok sevdiğim bu dünyaya egemen olan gizli yasaların, eşitsiz af mekanizmasının ve karşı konulmaz yürütme yetkilerinin federasyonunun gerçek yüzü bir an için bile görülse, bu beni tatmin edecektir.”

Gazete, Snowden’ın kimliğini kamuoyuna açıklama konusundaki kararlılığına rağmen, medyanın spot ışıklarından uzak durmak konusunda da ısrarlı davrandığını yazdı.

 

‘Yeter ki dünya gerçekleri öğrensin’

 

“Kamuoyunun ilgisini istemiyorum, çünkü haberler benimle ilgili olmasın, haberler ABD hükümetinin ne yaptığıyla ilgili olsun istiyorum” diyen Snowden, ismini açıklamasının muhtemel sonuçlarından korkmadığını, ancak bu açıklamanın haberin özünü gölgelemesinden çekindiğini de belirtti.

Bu çekinceye rağmen, Snowden adını açıklamasından sonra da, dikkatlerin daha ziyade belgelerin içeriğine odaklanacağı konusunda umutlu:

“İlgi odağının gerçekten de bu belgeler olmasını istiyorum. Bu belgelerin, yerkürenin her yanındaki insanların nasıl bir dünyada yaşamak istediğimiz konusunda bir tartışma başlatmasına yarayacağını umuyorum… Benim tek amacım, onlar adına ve onlara karşı nelerin yapıldığı konusunda kamuoyunu bilgilendirmek.”

 

‘Hawaii’de zengin ve mutlu yaşıyordu’

 

Snowden’ın istikbalini tehlikeye atan bu çıkışı yapmasından önce “çok rahat bir hayatı olduğunu” da The Guardian’ın haberinden öğreniyoruz.

Bu “rahatlık,” Snowden açısından yılda 200 bin dolar civarında bir maaşı, Hawaii’de aynı evde yaşadığı bir kız arkadaşı, istikrarlı bir kariyeri ve çok sevdiği ailesini de kapsıyor.

Snowden, “Bütün bunlardan feragat etmeye hazırım, çünkü ABD hükümetinin gizlice inşa ettiği bu devasa izleme mekanizmasıyla özel hayatı, internet hürriyetini ve dünyanın her yanındaki insanların temel özgürlüklerini mahvetmesine izin vermeye vicdanım müsaade etmiyor” dedi.

 

'Korkmuyorum, çünkü bu benim yaptığım bir tercih’

 

The Guardian, gazetenin tarihindeki en önemli özel haberler arasında sayılan NSA dosyasını yayımlamasının perde arkasını da şöyle yansıttı:

“Üç hafta önce, Snowden, bir hafta sürecek sarsıcı haberler dizisi için nihai hazırlıkları yapmıştı. Hawaii’de çalıştığı NSA bürosunda, kamuoyuna ifşa etmeye hazırlandığı belgelerin son bölümünün fotokopilerini çıkardı. Daha sonra, NSA’deki müdürüne, geçen yıl bir dizi nöbet geçirince teşhis edilen epilepsi hastalığı için tedavi görebilmek amacıyla ‘bir iki hafta’ süreyle işten uzakta kalması gerektiğini söyledi. Çantalarını toplarken, kız arkadaşına da birkaç hafta oradan uzaklaşacağını anlattı ama bunun nedeni konusunda muğlak konuştu.”

Snowden’ın bu muğlaklıkla ilgili sözleri ise, gazetenin haberinde “Son on yılı istibarat dünyasında çalışarak geçirmiş biri için bunda yadırganacak bir şey yoktu” şeklinde yer aldı.

 

'Hong Kong’da bir otel odasında…”

 

The Guardian’a göre, Snowden 20 mayısta Hawaii’den Hong Kong’a giden bir uçağa bindi ve halen orada bulunuyor. Snowden, Hong Kong’u seçmesinin nedenini ise, “ifade özgürlüğüne ve siyasi muhalefet hakkına gönülden bir bağlılıkları var” diye açıklıyor ve burada ABD hükümetinin emirlerinden azade olacağına inanıyor.

Snowden, Hong Kong’da son üç haftayı bir otel odasında geçirmiş. “Odadan hepi topu belki üç kez çıkmışımdır” diyor. 

The Guardian, “Burası lüks bir otel ve yemekleri de odasına ısmarladığı düşünülürse, Snowden’ın faturası epey kabardı” diye yazmış.

Haberde, Snowden’ın peşine casusların takılmasından endişe duyduğu, içerdeki seslerin dinlenmesini önlemek için odanın kapısını yastıklarla desteklediği; gizli kameralara yakalanmamak amacıyla, dizüstü bilgisayarında çalışıp şifrelerini girerken kafasına ve bilgisayara kocaman kırmızı bir kapüşon geçirdiği gibi ayrıntılar da var.

The Guardian şöyle yazıyor: “Bunlar bazılarına paranoya gibi gelebilir, ama Snowden’ın korkmak için iyi bir sebebi var. Nerdeyse on yıldır Amerikan istihbarat âlemi için çalışıyor. Gezegendeki en güçlü hükümetle birlikte Amerika’daki en büyük elektronik istihbarat örgütü olan NSA’in de onu aradığını biliyor. Sızdırdığı haberler yayımlanmaya başladığından beri, televizyon seyrediyor ve interneti izliyor, Washington’dan yükselen tehditleri ve sorumluların cezalandırılması yönündeki nidaları işitiyor.”

Gazetenin haberinden, NSA yetkililerinin ve diğer güvenlik güçlerinin Snowden’ın Hawaii’deki evine son haftalarda iki kez gittiklerini, genç adamın kız arkadaşıyla konuştuklarını da öğreniyoruz.

 

'CIA benim peşime düşecektir…”

 

“Seçeneklerimin hepsi kötü” diyor Snowden… ABD, kendisinin iade edilmesi yönünde potansiyel olarak problemli, uzun sürecek ve sonucu tahmin edilemeyecek bir hukuki süreç başlatabilir. Ya da Çin hükümeti, Snowden’ın iyi bir bilgi kaynağı olduğuna inanarak, sorgulamak üzerer onu gözaltına alabilir. Veya, derdest edilip ABD topraklarına doğru giden bir uçağa bindirilir.

Snowden, “Evet, CIA beni kaçırabilir. Peşime ya da işbirliği yaptığım üçüncü tarafların (gazeteciler vb) peşine adam takabilirler. Bir dizi devletle çok yakın işbirliği yapıyorlar. Ya da Triad’lara (Çin mafyası) para yedirebililer. Ajanlarını ya da ellerinin altındaki adamları kullanabilirler” diye anlatıyor durumunu.

Ve şöyle devam ediyor: “Burada hemen yolun başında bir CIA istasyonu var – Hong Kong’daki konsolosluk – ve gelecek hafta boyunca çok meşgul olacaklarından eminim. Ve ne kadar uzun sürerse sürsün, ben artık hayatım boyunca hep bu kaygıyla yaşayacağım.”

Bütün bunlara rağmen, “Kormuyorum” diyor Snowden, “çünkü bu benim yaptığım bir tercihti.” Bir haftadır yayımlanan haberlerin kendisini tatmin ettiğini söyleyip ekliyor: “Pişman değilim.”