AKP’nin Anayasa kurmaylarından TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, yeni anayasa ile ilgili “Amaç yeni anayasa. Kim destek verirse onunla varız, BDP ise BDP" dedi.
Taraf gazetesinden Adnan Keskin'e konuşan Kuzu, BDP ile ortak hareketin tercih değil, sayısal zorunluluk olduğunu belirtti. Bunun bölücülükte anlaşma olarak eleştirilmesine tepki gösteren Kuzu, BDP’nin ortak anayasa için öne sürdüğü dört şartı konuşabileceklerini, bu şartlardan üçünde ciddi sorun çıkmayacağını savundu.
Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarını “Maksat üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. O üzüm de yeni anayasadır” diye tercüme eden Kuzu, şöyle devam etti: “Biz yeni bir Anayasa yapmak istiyoruz. Ancak Anayasa yapmada sayımız belli, şu an için tek başına yetmiyor. Sayı eksik olduğu için de, bize kim destek verirse, bu BDP de olabilir. Ona ‘destek verme’ diyemeyiz. Hangi parti veya partiler destek verirse Anayasa Meclis’ten geçer. Bu desteği verecek parti CHP de olabilir, MHP de olabilir, niye olmasın BDP de olabilir. Fark etmez.”
Referandum için gerekli 330 sayısını bulmak için tüm partilere çağrıda bulunan Kuzu, “Bizim sayımız belli, sayı 324’te kalıyor. Bu değişiklikler için yeter sayı olan 330’u bulmak için elbette çağrılarda bulunulacaktır günü geldiğinde” diye konuştu. BDP gibi diğer partilere de çağrı yapacaklarını açıklayan Kuzu, BDP’yle muhtemel ittifaka tepki gösteren siyasi çevreleri de şöyle uyardı: “Yeni Anayasa yapalım teklifimiz sadece BDP’ye değil ki, bu tüm siyasi partilere vekillerine açık bir teklif. Ortaya bir Anayasa geldiği aşamada, kim buna destek vermez ise bunu bağıra çağıra millete duyururuz. Özgürlükçü yeni bir anayasayı kim istiyor, kim istemiyor, kim bahanelere sığınıp kaçıyor o da o aşamada belli olur.’
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı AKP’li Kuzu, BDP’nin AKP ile ortak anayasa ve referandum için öne sürdüğü dört temel şartı şöyle değerlendirdi: “BDP ile birlikte hareket etme aşamasına gelindiğinde “vatandaşlık tanımı” konusunda çok fazla sorun çıkmaz, Türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı konuşulabilir. Anayasada Türk kelimesi geçmemesi vb. gibi bir tanım üzerinde düşünülebilir, bu konuda mutlaka ortak formül bulunabilir. BDP’nin seslendirdiği “demokratik özerlik” anlamına gelecek şeyleri çok doğru bulmamakla birlikte, onun yerine mahalli idareler çok güçlendirilebilir. BDP’nin temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi (düşünceetnisite- inanç başta, tüm temel hak-özgürlüklere anayasal güvence şartı) başlığında da çok sorun çıkacağını zannetmem. Ancak ben anadilde eğitime, bunun anayasaya yazılmasına karşıyım. Bu memleketi böler. Bunun önümüzde tipik örneği de Belçika’dır. Eğitim dili verilince iş bitti. O ortamı biz de yaşamayalım.”
“AKP ile BDP bölücülükte anlaştı şeklinde yaklaşmak da fevkalade yanlış” yorumunda bulunan Burhan Kuzu, “Bunun bölücü Anayasa için anlaşmakla ilgili bir tarafı yoktur, olmayacaktır. Bizim hazırladığımız anayasa metinlerimizde, özerklik- eyalet modeli ya da federal yapılanma yok. Dolayısıyla BDP ile referanduma gidilmesi hali bölünmeye ‘evet’ demek gibi gizli-kapaklı şeyler anlamına gelmez” diye konuştu.