Anayasa görüşmeleri nasıl başladı, hangi mesajlar verildi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda "Türk tipi" başkanlık sistemi getiren anayasa değişikliği önerisinin tümü üzerindeki ilk gün görüşmeleri iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) oylamaların içtüzüğün gerektirdiği gibi gizli değil, "açık" olmasını zorlayacağını ortaya koydu.

Önerinin maddelerine geçilmesi için yapılan ilk oylamada kabul oyları 338'e ulaşırken; 314 AKP'linin "kabul" oyu kullandığı varsayılırsa, diğer partilerden 24 oy destek alındığı görülüyor.

Bu desteğin MHP'den geldiği varsayılırsa; 39 kişilik MHP grubundan 15 milletvekilinin pakete destek vermediği ortaya çıkmış oldu.

Görüşmelerde kürsüye ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adına, 2003'te 1 Mart tezkeresinin reddedildiği oturumda konuşan eski genel başkan ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın çıkması "Anayasa paketinde de '1 Mart' benzeri bir sürpriz beklentisi mesajı" olarak yorumlandı.

11 milletvekili cezaevinde bulunan Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) sözcüleri "OHAL'de, rakipler içeri atılmış, mertçe olmayan bir süreç" eleştirisi yaptı. Başbakan Binali Yıldırım ise "çift başlılığa son, güçlü iktidar" vurgusuyla öneriyi savundu.

TBMM Genel Kurulu'nda anayasa değişikliği paketinin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında partilerin temel argümanları, eleştiriler ve oylamayla ilgili tartışmalarda öne çıkan ana başlıklar şöyleydi:

Anayasa görüşmeleri iki turda tamamlanacak. Asıl önemli olan ikinci tur oylamaların sonuçları. AKP ilk turda tabloyu net görmek ve fireleri önlemek için milletvekilerini yakın markaja aldı.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli oylamalar öncesinde "anayasa oylamalarının gizli oyla yapıldığını, ancak milletvekilinin açık oy kullanabileceğini" söyledi.

HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu ise "AKP'de 'Badi' sistemi kullanılacağı ve 'Hayır' deme olasılığı olanların başka milletvekillerine zimmetleneceğine ilişkin iddialara" dikkat çekti.

Anayasanın tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasından sonra maddelere geçilmesine ilişkin yapılan ilk oylama "gizli-açık oylama" tartışmaları arasında gerçekleşti.

AKP milletvekillerinin oylarını göstererek kullanması ve kabine girmeden oy kullanması, CHP'lilerin tepkisine neden oldu. CHP'liler içtüzük ihlallerini fotoğraf ve video çekimleriyle tespit etti.

Anayasa paketinin maddelerine geçilmesi için yapılan ilk oylamada kabul oyları 330'u geçerek 338'e ulaştı.

Ret oyları 134'te kalırken, 2 çekimser ve 5 boş oy kullanıldı, 1 oy da geçersiz sayıldı.

Birleşimi yöneten AKP'li TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın oy kullanamadığından, 1 milletvekili de mazeretli olduğundan kalan 314 AKP'linin "kabul" oyu kullandığı varsayılırsa, diğer partilerden 24 oy destek alındığı görülüyor.

Bu desteğin Milliyetçi Hareket Partisi'nden (MHP) geldiği varsayılırsa; 39 kişilik MHP grubundan 15 milletvekilinin pakete destek vermediği görülüyor. Görüşme öncesinde HDP'den bazı milletvekillerinin öneriye destek verebileceği söylentileri yaygınlaşmıştı.

Kulislerde özellikle HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın "Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında yapılan yeni anayasa ve başkanlık sistemi görüşmelerinin aslında HDP'nin de içinde bulunduğu bir bileşenle yapılması gerektiğine" ilişkin sözleri anımsatıldı.

HDP'liler oylamaya katılmadı, böylece fire spekülasyonları önlenmiş oldu.

CHP'nin 133 sandalyesi var, ancak dünkü oylamaya 7 milletvekilinin mazereti nedeniyle katılmadığı ortaya çıktı. Bu durumda CHP dışından da "Hayır" oyları geldiği anlaşılıyor.

Bu oylardan 1'inin CHP'den ihraç edilen Aylin Nazlıaka'ya, 5'inin de "hayır" oyu vereceğini açıklayan MHP'lilere ait olduğu varsayılıyor. "Hayır" oylarına boş çekimser ve geçersiz oylar eklendiğinde pakete "evet" demeyen cephe 141 sandalyeye ulaşmış oluyor.

Görüşmeler öncesinde CHP'nin temel argümanı "rejim değişiyor" odaklıydı.

Başbakan Binali Yıldırım, getirilecek sistemin adının "Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi" olduğunu vurgularken "güçlü iktidar" için bu sistem değişikliğinin zorunlu olduğunu ifade etti.

Yıldırım parlamenter sistemin yarattığı "çift başlılık" eleştirilerinin altını çizerken "Yürütmede 2 tane irade var. Bu 2 irade her zaman uyumlu olmayabilir. Hatırlayın, rahmetli Özal ile rahmetli Demirel'in o günkü çatışmasını aklınızdan geçirin. Ve yönetimde iradenin tek olması lazım. İki kaptan gemiyi batırır. Kaptanın tek olması lazım" dedi.

Yıldırım, başbakanlığın kaldırılmasıyla ilgili eleştirilere de "Ya biz makam, mevki delisi değiliz" karşılığını verdi. Yıldırım, MHP'nin desteğinin altını çizmeyi de unutmadı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın "partili Cumhurbaşkanı" ile ilgili eleştirileri yanıtlarken Atatürk ve İsmet İnönü'nün adını anması tartışma yarattı.

Bozdağ "Bizim yaptığımız Atatürk anayasalarına dönmektir. Atatürk; İnönü partili mi, genel başkan mı? Milletvekili mi?" dedi.

Bozdağ, "OHAL döneminde anayasa yapılmaz" eleştirilerine de "Gazi Meclis Kurtuluş Savaşı'nın devam ettiği yıllarda 1921 Anayasası'nı yapmış ve yürürlüğe koymuştur. Bu Gazi Meclis Kurtuluş Savaşı'nın bittiği, cumhuriyetin ilan edildiği yıllarda, savaşın arkasından pek çok olumsuzlukların olduğu bir dönemde 1924 Anayasası'nı yapmış ve yürürlüğe koymuştur" diye tepki gösterdi.

Tartışma "tarihsel" argümanlarla sürdürülürken, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay kürsüye çıktı.

Altay, "Biz 1923 ile 1950 arasındaki dönem için bu ülkede demokrasi vardı dedik mi? O dönemdeki Osmanlı İmparatorluğu'ndan sonra kurulmuş genç bir cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak için yirmi yedi yıl uğraştık. O dönem CHP doğrudur, bir parti devletidir; Bekir Bozdağ'ın dedesi de o partinin içindeydi, Tayyip Erdoğan'ın dedesi de o partinin içindeydi. Ama sonra 1950'de bu cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırdık" dedi.

CHP adına kürsüye eski genel başkan Deniz Baykal'ın çıkması, AKP'ye "1 Mart" mesajı olarak yorumlandı.

Irak krizi sırasında TSK'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için hükümete yetki verilmesine ilişkin tezkerenin 1 Mart 2003 tarihinde reddedilmesi, o dönem yaklaşık 4 ay önce iktidara gelen AKP için büyük sürpriz olmuştu.

Gizli görüşmede Deniz Baykal konuşurken, bu konuşmanın birçok AKP'liyi etkilediği ifade edilmişti. Nitekim, eski Başbakan Yardımcısı ve AKP kurucularından Ertuğrul Yalçınbayır, "Oradaki konuşmalar içinde dönemin CHP lideri Deniz Baykal'ın etkileyici tespitleri ve konuşmaları ortaya çıkar. Bazı AKP'lileri etkilemiştir. Tayyip Bey'in sözü yerine Deniz Bey'in sözü dikkate alınmıştır" demişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da daha sonra bu konuda "Ben 1 Mart tezkeresinin yanındaydım, karşı olanlar bunu açıkça söylemediler. Birileri de gizli kulisler attı" açıklaması yapmıştı.

CHP adına kürsüye Deniz Baykal'ın çıkması, AKP içindeki fireyi artırma ve anayasa paketinde de "1 Mart tezkeresi" benzeri bir sonuç beklentisi mesajı olarak yorumlandı.

Deniz Baykal konuşmasında "kimsenin haberi olmadan, alelacele ve OHAL koşullarında anayasa değişikliği yapmaya çalışılmasını" eleştirdi.

Deniz Baykal "Bu tasarı millî egemenlik anlayışını tahrip edecektir; milletin üstünlüğünü, Meclisin üstünlüğünü ortadan kaldıracaktır. Meclis üstün olmaktan çıkacaktır, eşit bile olamayacaktır" görüşünü dile getirdi.

Baykal, "Getirilen cumhurbaşkanı iktidar partisinin de genel başkanı olacak. Cumhurbaşkanı tarafsızlık yemini yapacak? Ne bu samimiyetsizlik. Parti başkanı tarafsızlık yemini edecek" dedi.

"Cumhurbaşkanına anayasayı değiştirme yetkisi veriyorsunuz" eleştirisini de dile getiren Baykal, "Bu tasarı reddedilirse mecliste, Türkiye'nin önünde ufkunun açılacağına inanıyorum. Türkiye ve siz rahatlayacaksınız, yani siz kimliğinizi kazanacaksınız" sözleriyle de özellikle AKP milletvekillerine seslendi.

Baykal konuşmasının sonunda da "Bütün yetkiler sarayda. Biz Dolmabahçe Sarayından egemenliği Ankara'ya Meclise getirdik, şimdi siz Ankara'da Meclisteki egemenliği götürüp Beştepe'deki saraya emanet ediyorsunuz. O egemenliği siz saraya emanet edebilirsiniz ama şunu herkesin bilmesini isterim ki biz kapı kulları değiliz, orada bir saray olabilir ama bu Meclis kapı kullarının Meclisi olamaz, olmamalıdır" mesajı verdi.

İlk günkü görüşmelerde HDP sözcüleri, eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile 9 milletvekillerinin cezaevinde olmasının altını çizdi.

Demirtaş'ın "Oy kullanma hakkımız gasp edilmişken bu görüşme ve oylamalar daha başından itibaren tartışmalı, hukuka aykırı ve meşruiyeti tartışmalı olacaktır" dilekçesi okundu.

HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş kürsüye hapisteki milletvekillerinin fotoğraflarıyla çıktı:

"Şurada resimlerini gördüğünüz, Leyla Birlik hariç, eş genel başkanlarımız, iktidar partisinin aynı zamanda siyasi rakipleridir bizler gibi.

Siyasi rakiplerini, hani kavgada derler ya, kendi gücüyle cezaevine kapatıp sonra değişiklik yapmak -bir erkek dili olmasına rağmen söyleyeyim- hiç mertçe değil, hiç etik değil, bu tümüyle arkadan vurmaktır."

MHP öneriye imza vermemişti, ancak ilk günkü görüşmelerde paketi açıkça savundu.

Grup Başkanvekili Erkan Akçay, "Evet MHP'li vekiller olarak bu metne imza atmadık ancak bu değişiklik teklifine ilişkin ilk tekfiler sayın genel başkanımızla iletildikten sora yapılan görüşmeler sonrası metin oluşturulmuştur" sözleriyle paketi sahiplendi.

MHP grubu adına konuşan Mehmet Parsak da "Bu Anayasa değişikliği teklifiyle bir rejim değişikliği değil, sadece ve sadece bir hükûmet sistemi değişikliği, aslında daha da doğrusuyla bir hükûmet sistemi netleştirmesi söz konusudur" mesajı verdi.