Anayasa hukukçusu Kaboğlu: “Toplumu kirli bilgiden arındırmak için yasayı yapıyoruz” diyenler bilgi kirliliği yaratarak sansür yasasını Meclis'ten geçirdi

Desen: Selçuk Demirel

Anayasa hukukçusu, CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Meclis'ten geçen 'sansür yasası'na ilişkin olarak, "Toplumu kirli bilgiden arındırmak için yasayı yapıyoruz' diyenler bilgi kirliliği yaratarak yasayı Meclis'ten geçirdiler" değerlendirmesini yaptı. 

TBMM’nin kabul ettiği 'Dezenformasyon Yasası' olarak anılan düzenlemeyle “endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yayan” kimse 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapisle yargılanacak.

Kaboğlu, seçim yasasında da yapılan değişikliği anımsatarak 'sansür yasası'nın da seçimlere giden yolda toplumu kıskaca alma amacı güttüğünü belirtti. Kaboğlu, "Bu yasa resmî bilgi kirliliğini pekiştirici bir yasa olacak." dedi. 

İbrahim Kaboğlu

Kaboğlu şu değerlendirmeleri yaptı: 

"Yürürlükteki hukuk düzenimizde zaten düşünce ve ifade özgürlüğünün güvenceleri ve sınırları Anayasa’da belirtiliyor. Gazete ve TV gibi internet de ifade özgürlüğü mecrası, bu bakımdan kurallara o da tabi.  Yürürlükte olan hukuk düzeninde düşünce suçu uygulamada şu ya da bu biçimde var. 

Hak ve özgürlükler üç aşağı beş yukarı Avrupa Sözleşmesi şemsiyesi altında korunuyor olsa da 2017'deki yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'yle erkler ayrılığı büyük ölçüde askıya alındı. Anayasa’nın öngördüğü hak ve özgürlük güvenceleri de tamamen eğreti duruma kaymış ve uygulamada hak ve özgürlük açısından anayasal ihlaller yaygınlaşmış bulunuyor.

"Böyle bir düzenlemenin tam tersine hak ve özgürlükleri güvenceye almaya ihtiyaç vardı"

Böyle bir ortamda, böyle bir düzenlemenin tam tersine hak ve özgürlükleri güvenceye almaya ihtiyaç vardı. Kişilerin şöhretini, özel yaşamını, haklarında ortaya atılabilecek yanıltıcı, yanlış bilgileri karşısında seyirci mi kalalım şeklinde bir soru sorulabilir. Zaten buna hepimizin karşı olması gerekiyor. Hepimiz hakkında şu veya bu biçimde yanlış bilgiler ortaya çıkıyor. Bu şekilde genel, kapsayıcı, cezai yaptırım öngören, Anayasa dışı kalan birçok kavramlarla bu yasal ağı ören bir düzenleme olmamalıydı.

6 ay önce,  seçimlerle ilgili düzenlemeyi seçimlere yönelik bir hamle olarak nitelemiştim. Yasa değişikliği, seçimlere ilişkin değişiklikler, seçim hukukunun anayasanın amir hükümlerine aykırı olduğu gibi seçim hukukunun da temel ilkelerine aykırıydı. Bu yasayı siyasal iktidarı kaybetmemek için yapılan bir yasal düzenleme olarak adlandırmıştım.

"Sansür yasasını demokratik toplumu sönümlendirme, baskı altına alma yasası şeklinde nitelendiriyorum"

Sansür yasasını da demokratik toplumu sönümlendirme, baskı altına alma yasası şeklinde nitelendiriyorum. Bu düzenleme, seçime giden yolda siyasal iktidarın el değiştirmesi hedefinde farklı görüşleri öne süren kesimlerin görüşlerinin sınırlandırılması amacına yönelik. Seçim ve sansür yasalar toplumu seçime giden yolda çifte kıskıca alma amacında. 

Haziran ayından itibaren komisyonlarda muhalefetimizi ortaya koymuş, öneri ve görüşlerimizi dile getirmiştik. Son iki hafta da bunu sürdürdük. Yapılan yanlışın önüne geçmek için gösterdiğimiz gerekli çabaydı bu.

"Anayasa Mahkemesi yolunu belirtmeye bile gerek yok, çok açıkça Anayasa’ya aykırılıklar var"

Mevcut durumda tabii ki Anayasa Mahkemesi yolunu belirtmeye bile gerek yok. Başta 29. madde olmak üzere çok açıkça Anayasa'ya aykırılıklar var. 

"Bu yasa Meclis’te bilgi kirliliği eşliğinde dayatıldı ve oylandı"

Bu yasa Meclis’te bilgi kirliliği eşliğinde dayatıldı ve oylandı. 'Biz toplumu kirli bilgiden arındırmak için yasayı yapıyoruz' diyenler bilgi kirliliği yaratarak bu yasayı geçirdiler Meclis’ten.

29.madde savunulurken ‘Avrupa devletlerinde de bu var’ dendi. ‘Avrupa devletlerinde varsa gösterin’ dedik. Doğru bilgi adına dayatılan bu yasanın kendisi kirli bilgi gölgesinde oylanabildi. Bu yasa, gerçek bilgiyi hedefleyen, resmî bilgi kirliliğini pekiştirici bir yasa olacak. 

İnternet çağı öncesinde gazeteler daha çok merkezi kanallardan bilgi yayılırdı. Şimdi sosyal medya tam tersi oldu, yerelden merkeze doğru bilgiler yayılıyor. Doğru bilginin önüne geçilmesini amaçlayan yönetim karşısında doğru bilgiyi alabildiğince yayma yapılabilir. Bin  kişi yaydığında belki onlar hakkında soruşturma açılabilir ama yüzbinlerce kişi aynı bilgiyi paylaştığı zaman doğruluk temelinde onun önüne geçilmesi mümkün olmaz"

TIKLAYIN | 20 soruda 'dezenformasyon' yasası; haber verme görevi ve halkın haber alma hakkı nasıl kısıtlanıyor?