CHP'nin, dershanelerin kapatılmasını da sağlayan ve TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen "Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Kanunu" 18 Nisan 2014'te Anayasa Mahkemesi'ne başvurusu karara bağlandı. Yüksek mahkeme, dershanelerin kapatılmasını düzenleyen yasayı oy çoğunluğuyla iptal etti. AYM'nin kararıyla 1 Eylül 2015 itibarıyla kapanması öngörülen dersheneler eğitim hizmeti vermeye devam edecek.
Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili kararın iptali için Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa mahkemesine başvurmuştu.
CHP'nin kanunun iptal edilmesi yönündeki başvurusunu karara bağlamak üzere toplanan anayasa mahkemesi, karar duruşması öncesi geçen çarşamba günü dershane temsilcilerini dinlemişti.
Kararın 9 Temmuz'da açıklanması beklenirken mahkeme üyelerinden Engin Yıldırım'ın annesinin vefat etmesi üzerine kararın oylanması ertelenmişti.
Yüksek mahkemenin yasayla ilgili kararını bugün verdi ve dershanelerin kapatılmasıyla ilgili düzenlenen yasa iptal edildi.
AYM’nin oy çokluğu ile alınan kararda şu noktalara dikkat çektiği öğrenildi:
“Anayasa’nın 13. maddesi hak ihlallerinde hangi durumlarda sınırlanacağını belirtmektedir. Bu yasa bu sınırlara uymamaktadır. Aynı şekilde 42. maddesi eğitim ve öğretim hakkının özgürce kullanımını sağlamaktadır. Yasanın bu maddeye de aykırı olduğu görülmüştür. Çalışma özgürlüğü, girişim hakkını düzenleyen 48. maddeye de aykırılık görülmektedir.
Eğitim ve öğretim hakkının Anayasa garantisine alındığı demokratik bir toplumda bu karar ölçülü bir karar değildir. İdarenin yaptığı müdahale de ölçülü bir müdahale değildir. Hakkın kullanımında idarenin müdahalesini toplum yararıyla ile ilgili bir sınırının olması gerekir. Her hak bir müdahale ile karşılaşabilir. Ama buradaki zorunluluk net değildir. Bu müdahalenin kamusal yararı ile haklarına müdahale edilenlerin mağduriyetleri arasında bir denge yoktur. Eğitim hakkı temel hak olarak vardır. Yönetim buna müdahale edecekse Anayasa’nın belirlediği sınırların korunması gerekir. Topluma sağlanan yarar ile zarar arasında bir dengenin oluşmadığı doğacak mağduriyetin adiliyet içermediği görülmektedir.” AYM Raportörü yasanın iptal isteminin reddi yönünde görüş bildirmişti. AYM uzun süredir bekleyen yasayı raportörün tersi yönünde karar vererek iptal etti.