Anayasa Mahkemesi, KHK'ları inceleme yetkisine sahip mi?

Anayasa Mahkemesi, KHK'ları inceleme yetkisine sahip mi?

CHP, OHAL'den sonra yürürlüğe konan 8 Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) bazı hükümlerinin iptali için Anasaya Mahkemesi AYM'ye başvurdu.

Peki AYM yüzbinlerce kişiyi etkileyen KHK'lar hakkında ne karar verebilir?

Anayasa'nın 148. maddesine rağmen, kimi hukukçular da başvuru yapılarak, bu konudaki kararın AYM'nin değerlendirmesine bırakılabileceğini söylüyor.

OHAL KHK'larının, konu ve zaman bakımından anayasal sınırları aştığını belirten bu hukukçular, bunlara karşı AYM'de iptal davası açılabileceğini, çünkü 148. maddenin ancak 'Anayasa'ya uygun olarak hazırlanmış' KHK'lar için geçerli olduğunu söylüyor.

Muhalefet de, OHAL döneminde çıkarılan KHK'ların maksat, yetki ve süre bakımından Anayasa ve OHAL için belirlenmiş sınırlar içerisinde kalması gerektiği konusunda hemfikir.

konuşan AKP İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyon Başkanı Mustafa Şentop ise, Anayasa'nın 148. maddesini hatırlatarak, "KHK'ların içerdiği düzenlemeler her zaman tartışılabilir ama Anayasa Mahkemesi'ne götürülüp götürülemeyeceği tartışılamaz. Anayasa Mahkemesi'nin, CHP'nin başvurusunu, dava kaydı bile yapmadan reddetmesi gerekir" diyor.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök, anayasadaki hükme rağmen, bu başvuruyu neye dayanarak yaptıklarını şöyle açıklıyor:

"OHAL ilanından sonra çıkarılan KHK'lar fırsatçı bir anlayışla, amacı ve süresi bakımından OHAL kapsamının dışına çıktı. Devlet kurumlarında köklü değişiklikler yapılıyor. Bu nedenle her ne kadar anayasamızda KHK'ların AYM'ye taşınamayacağını hükmü mevcut ise de, AYM'nin eski içtihatlarına dayandırarak böyle bir başvuruda bulunacağız."

Bu içtihatlardan biri 148. maddeye rağmen Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin (SHP) 1990 yılında çıkarılmış 2 ayrı OHAL KHK'sını AYM'ye götürmesi üzerine verilmişti.

•OHAL KHK'ları sadece OHAL süresince geçerlidir. OHAL kalkınca bunlar da kendiliğinden yürürlükten kalkar.

•KHK'lar konu bakımından yalnızca olağanüstü hal durumunun gerektirdiği pratik önlemleri içermeleri gerekirken, yasa veya KHK değiştirmenin ve bunlara ekler yapmanın bir aracı olarak kullanılmışlardır.

•KHK'lar, yalnızca olağanüstü hal rejimi uygulamasına neden olan şiddet olaylarının ortaya çıktığı bölgelerde değil, bu durumla ilgisi bulunmayan bölgelerde de temel hak ve özgürlüklerin kısmen veya tamamen durdurulabilmesi düzenlemesini getirmektedirler.

Hükümet, muhalefete henüz meclise sunulmamış olan ama yürürlüğe konulan KHK'ları 1 Ekim'de meclis açıldığında onaya sunacaklarını, muhalefetin Anayasa Mahkemesine gidecekse de KHK'lar meclisden geçip kanunlaştıktan sonra gitmesi gerektiğini söylüyor.

667 sayılı ilk KHK mecliste görüşülmeye başlandığı sırada meclis tatile girmişti.

Meclisin OHAL döneminde tatile girmiş olması da, muhalefet kanadında eleştirilen konular arasındaydı.

CHP Grup Başkan Vekili Levent Gök, KHK'ların ancak mecliste görüşülüp yasalaştıktan sonra AYM'ye taşınabileceği eleştirilerine karşın, "O zaman da ayrı bir başvuru olarak yine AYM'ye taşırız. Biz zaten bu kararnamelerin bir an önce mecliste görüşülmesi gerektiğini söylüyoruz" diyor.

'ye konuşan AKP İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, CHP'nin gerekçe olarak gösterdiği eski AYM kararının yeni başvuruda emsal kabul edilemeyeceğinde ısrarlı:

"Anayasanın 148. maddesi açıktır, olağanüstü hal KHK'larının Anayasa Mahkemesine götürülüp götürülemeyeceği tartışılamaz. Daha önce bazı farklı yaklaşımların olması da önemli değildir; emsal uygulama sadece açık bir hukuk kuralı yoksa bir kıymet ifade eder."

Şentop, bu durumun 'yargı yolunu kapatmak' anlamına gelmediğini, çünkü 1 Temmuz'dan sonra mecliste görüşülüp yasalaşan KHK'ların AYM'ye taşınabileceğini söylüyor:

"KHK'lar TBMM'de görüşülecek. Bu konuda kimsenin endişesi olmasın. Meclis kabul ederse, artık KHK bir "kanun" haline gelmiş olacağı için Anayasa Mahkemesi denetimine tabi olur. Geçmiş dönemlerde çıkarılan 22 KHK'nın 18'i mecliste görüşülmemiş. Ama biz parlamentoya sunduğumuz KHK'ların görüşülmesi için gerekli prosedürlere riayet ediyoruz."

Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, AYM'nin anayasadaki ilgili madde uyarınca başvuruyu reddedebileceği gibi, 1991 ve 2003 yıllarında yaşanan örneğe benzer bir şekilde, "KHK'ların anayasaya uygunluğunu denetleme" kararı da alabileceğini söylüyor:

"1991 yılında AYM, anayasanın hükmüne rağmen KHK'daki söz konusu düzenlemelerin anayasaya uygun olup olmadığını denetleme yetkisini kendinde gördü. 'Konu itibarıyla sınırlı olan kararname içerisinde OHAL ile ilgili olmayan hükümler yer almaktadır. Eğer KHK adı altında sınırları aşan konular düzenlenmişse, bunun anayasaya uygun olup olmadığını denetlerim' dedi. Bu açıdan CHP'nin yapacağı başvuru, esasen Anayasa Mahkemesi'nin 25 yıl önceki içtihadına dayanan bir başvuru olacaktır."

Kaboğlu, CHP'nin başvurusu değerlendirip değerlendirmeme konusunda AYM'nin alacağı kararın iki bakımdan çok önemli olduğunu söylüyor:

"O yıllarda AYM'ye bireysel başvuru hakkı bulunmuyordu. Eğer CHP'nin başvurusunu reddedip KHK'ların denetimden kaçınırsa, olası bireysel başvurular ile bu tavır arasında bir uyumluluk gözetmek zorunda. Ayrıca AYM'nin 'burada hak ihlali yoktur' dediği bir alanda (bireylerin başvurusu üzerine) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 'vardır' derse, AYM'nin saygınlığı zedelenmiş olacaktır."

OHAL KHK'larını değerlendiren MHP Grup Başkan Vekili Erkan Akçay, "OHAL konu, yetki ve süre sınırları açısından FETÖ'cü yapılanma ve terörle mücadele maksatlı olarak ilan edildi. Ancak çıkarılan 8 KHK'daki bazı düzenlemeleri bu kapsamda değerlendirmek mümkün değil" diyor.

Akçay, "Terörle mücadelenin etkili ve hızlı bir şekilde sürdürülmesi gerekir. MHP olarak bu mücadeleyi istiyoruz. Ancak Anayasal kurum ve kurallardan ve verilen yetki sınırından ayrılmamak gerekir" diyor.

Akçay KHK'ların TBMM görüşmeleri sırasında pek çok düzeltme yapılması gerektiğini ifade ediyor:

"Örneğin sözleşmeli öğretmen alımını KHK ile getirmeye gerek yok. Devleti yeniden dizayn eden, devlet kurumlarının yapısını kökten değiştiren düzenlemeleri kabul etmek mümkün değildir. Devletin temel kurumları ve düzeninde OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleriyle düzenleme yapılması OHAL'in konu ve amacına aykırıdır."

35 sağlık kuruluşu, 19 sendika, 15 üniversite, bin 229 vakıf ve dernek, 1043 özel öğretim kurum ve kuruluşuyla özel öğrenci yurdu, pansiyonu kapatıldı. İlk olarak 2 bin 847 hakim ve savcı meslekten ihraç edildi, bu sayı sonraki haftalarda 3 bin 300'e çıktı.

1684 asker Türk Silahlı Kuvvetleri'nden çıkarıldı. 18 televizyon, 3 haber ajansı, 23 radyo, 45 gazete ve 15 dergi kapatıldı.

Türk Silahlı Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından 1389 askeri personel daha çıkarıldı.

Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığı'na, GATA Sağlık Bakanlığı'na bağlandı.

Kara, Deniz ve Hava Harp Okulları ve Astsubay meslek yüksekokulları birleştirilerek Milli Savunma Bakanlığına bağlı, Milli Savunma Üniversitesi kuruldu.

Yüksek Askeri Şuranın yapısı değiştirilerek Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet komutanları dışında asker üye olmayacağı belirlendi. Başbakan Yardımcıları, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı ve İçişleri Bakanı YAŞ üyesi oldu.

2360 personel Emniyet Genel Müdürlüğü'nden çıkarıldı. Ayrıca 196 personel kamu görevinden, 112 personel Türk Silahlı Kuvvetleri'nden, 24 personel Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatından çıkarıldı.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kapatıldı ve yetkileri Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) devredildi.

Lise mezunlarının da özel harekat polisi olarak istihdamı için düzenleme yapıldı.

28 bin 163 öğretmen meslekten ihraç edildi. 93 üniversiteden toplam 2 bin 346 akademisyenin işine son verildi. 7 bin 669 kişi Emniyet Genel Müdürlüğü'nden çıkarıldı. 24 merkez valisinin görevine son verildi.

İçişleri Bakanlığı'na belediyelere kayyum atama yetkisi verildi. 28 belediyeye kayyum atandı.