Anayasa Mahkemesi, 3. yargı paketinde yer alan terör suçlarına 10 yıllık tutukluluk süresi öngören maddeyi iptal etti.
Anayasa Mahkemesi, 3. Yargı paketinin bazı maddelerine ilişkin iptal başvurusunu görüştü.
Yüksek mahkeme, özel yetkili mahkemeleri kapatarak Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yetkili mahkemeler kuran ve 3. Yargı Paketi’ne taşınan Ceza Muhakemleri Kanunu'nun (CMK) terör suçlarında 10 yıla kadar uzayabilen tutukluluk sürelerini “ölçüsüz” bularak iptal etti. Hükümete yeni düzenleme yapması için 1 yıl süre verildi. Hükümet iptal kararının Resmi Gazete’de yayınlanmasından sonra 1 yıl içinde yeni düzenleme yapacak, bu arada geçen sürede, terör suçlarında 10 yıla kadar tutukluluk süresi öngören hüküm yürürlükte kalacak.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, uzun tutukluluk sürelerini Avrupa İnsan Hakaları Sözleşmesi'ne aykırı bularak Türkiye'yi birçok kez mahkûm etmişti.
İptali istenen hükümler arasında, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya bilerek yardım edenlere örgüt üyeliğinden verilecek cezalarda indirim yapılabileceğine ilişkin düzenleme de yer alıyor.
3. Yargı paketiyle ayrıca Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda görev ve yargı çevresi belirlenmiş, soruşturma ve kovuşturma usulleri de düzenlenmişti.
Bu kapsamda özel yetkili mahkemelerin açılmış davalara, özel yetikili savcıların da yürüttüğü soruşturmalara sonuçlanıncaya kadar bakacağına yönelik düzenleme de iptali istenen hükümler arasında bulunuyor.
AYM kararı, en kısa sürede Resmi Gazete’de yayımlanacak ve bu tarihten bir yıl sonra yürürlüğe girecek. Ancak Hükümetin, bu bir yıllık süreyi beklemeden AİHM ve AİHS kararları ışığında düzenleme yapma imkanı bulunuyor. Ergenekon, KCK gibi henüz hüküm verilmeyen tutuklular açısından mahkemelerin de terör suçlarında iki kat tutuklama süresi iptal edildiği gerekçesiyle yeni düzenlemeyi beklemeden tahliye kararı verebilecek.
CHP, kamuoyunda “üçüncü yargı paketi” olarak bilinen 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un iptali istemiyle AYM’ye başvurmuştu. AYM, bu kanunla terör ve örgütlü suçlarda CMK’daki azami beş yıl olan sürenin iki kat olarak on yıl şeklinde uygulanacağı düzenlemesini iptal etti. Kanunun 75. maddesiyle, 3713 sayılı Terörle Mücadale Kanun’u başlığı ile birlikte değiştirilen 10. maddesinin iptaline karar verildi. İptal kararında şöyle denildi:
“Türk Ceza Kanunu’nun 305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeleri hariç olmak üzere, İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır biçimindeki beşinci fıkrasının iptaline karar verildi.”
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda “Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez” hükmü var. Terör suçlarında ise bu süre iki kat olarak uygulanıp on yıla uzatılıyordu. İki kat uygulaması AYM’den döndüğü için tutuklulukları azami süre 5 yılı aşan PKK’lılar ve 4.5 yıldır cezaevinde bulunan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay başta olmak üzere Ergenekon sanıklarına, iptal kararının tahliye umudu doğurduğu öne sürülüyor.
Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi Erol Aras AYM kararını Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamada şöyle değerlendirdi:
"Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bu karar yargı eliyle gelen gerçekten devrim niteliğinde bir karar Çünkü gerekçesi ne olursa olsun terör suçları dahil siz bir insanın masumiyet karinesini, özgür kalma hakkını elinden alamazsınız deniyor. Yasama organının uzun tutukluluk konusunda yapamadığını Anayasa Mahkemesi yaptı ve göğsümüzü kabartan bir anlayışı ortaya koydu. Getirilen 'ölçüsüzlük' kriteri tam anlamıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kriteridir. Bu kriter bu iptal kararıyla uygulamaya sokuldu. AYM ne terör ne başka bir gerekçeyle siz bir insanın özgürlüğünü on yıl elinden alamazsınız dedi. Yarından itibaren mahkemelerin bu anlayışı benimsemesi gerekir. Gerekçeli kararın yayınlanması ve bir yıllık sürenin beklenmesine de gerek yoktur. Ergenekon davası başta ismi bilinmeyen tüm davalarda mahkemeler bu kısa kararı dikkate alarak karar vermelidir. Bu karar derhal uygulanmadır. Çünkü AYM bakışını ortaya koymuştur, 10 yıl ölçüsüz demiştir. AİHM'in Türkiye'ye ihlal kararı vererek didindiği standardı Anayasa Mahkemesi koymuştur."