Anayasa Değişiklikleri Referandumu Uluslararası Sempozyumu’nda konuşan Anayasa - Der Başkanı İbrahim Kaboğlu, “Keşke kendilerini bu kadar güçlü iktidar hissedenler, özgürlüğün ne olduğunu bilselerdi. Hollanda ve Almanya sınırında çekildikleri sırada ne olduğunu anlasalardı” diye konuştu. 15 Temmuz darbe girişiminin 1982 anayasasının ilhak edilmesi sonucunda geliştiğini belirten Kaboğlu, “Tavandan yapılan dayatmayı taban kabul etmiyor. Çünkü zemin hukuk dışında” diye konuştu.
dihaberde yer alan habere göre, Ankara Barosu tarafından düzenlenen ve iki günde dört oturumun yapılacağı “2017 Anayasa Değişiklikleri Referandumu Uluslararası Sempozyumu” ikinci oturumu ile Point Hotel'de devam etti. Moderatörlüğünü Ankara Baro Başkan Yardımcısı Erinç Sağkan'ın yaptığı ‘Yargı Bağımsızlığı Bağlamında 6771 Sayılı Kanun’ adlı oturumda Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Anayurt, Litvanya Anayasa Mahkemesi Emekli Üyesi Prof. Dr. Toma Birmontiene, Anayasa - Der Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Şirin konuşmacı olarak yer aldı.
Sempozyumun ikinci oturumunda konuşan Tolga Şirin, dünyadaki başkanlık sistemleri ile Türkiye’deki başkanlık sistemlerine ilişkin bilgi verdi. “Türkiye’deki başkanlık bile değildir” diyen Şirin referandum ile birlikte cumhurbaşkanı ve bakanlara dokunulmazlık zırhı getirildiğine dikkat çekerek, “Bakanlara dokunulmazlık zırhı veriliyor. Eskiden bir bakan için 55 milletvekili soruşturma talep edebilirken şimdi 301 kişinin soruşturma teklif etmesi lazım ki bakanlar hakkında soruşturma yapılsın” dedi.
Daha sonra konuşan Toma Birmontiene ise anayasa değişikliğini insanların kaderine yapılan değişiklik olarak tanımladı. Birmontiene “Öncelikle bir şeyi değiştirmek istiyorsak, onu iyileştirmek lazım. Bu aslında çok zor bir durum. Anayasa üzerinde karar vereceksin, bazı ülkeler anayasa değişiklikleri yaparken başarılı olamıyorlar maalesef. Başarısız olunduğu takdirde gerileme yaşayabiliyorlar. Ukrayna’yı örnek verebiliriz. Ukrayna 2004’te anayasasında yaptığı yarı başkanlık sistemi ile geriye döndü. Hala savaşlar var orada” ifadelerini kullandı.
“Tek bir değişiklik bile anayasa krizine dönüşebilir” diyen Birmontiene, demokratik olmayan ülkelerin sık sık referanduma gittiğini söyledi. Birmontiene, “Yani orada sadece rakamlara bakıyoruz. İnsanlar gerçekten bunun sonuçlarını biliyorlar mı? Genel durumun ne olacağını anlıyorlar mı? Dolayısı ile etkileri çok uzun süreli. Aslında temel kanunları değiştirdiğimiz de bizler kendi hayatlarımızı değiştiriyoruz” şeklinde uyarıda bulundu.
Anayasa - Der Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ise, sözlerine “Nasıl bir ortamda anayasa değişikliği yapılmaz, işte tam böyle bir dönemde anayasa değişikliği yapılmaz. Nasıl bir anayasal metin hazırlanmaz denildiğinde, böyle bir metin yazılmaz derim” diyerek başladı. 15 Temmuz darbe girişiminin 1982 anayasasının ilhak edilmesi sonucunda geliştiğini belirten Kaboğlu, “Tavandan yapılan dayatmayı taban kabul etmiyor. Çünkü zemin hukuk dışında” diye konuştu.
“Evet” kampanyası yürütenlerin anayasayı değiştirmek için resmen seferberlik ilan ettiğini ifadelerine ekleyen Kaboğlu, sanatsal etkinliklerin dahi yasaklandığı bir ortamda, OHAL uygulamaları altında Anayasa değişikliğine gidilemeyeceğini söyledi. Kaboğlu, “OHAL dönemleri özgürlükleri kısıtlar yetkileri arttırır” dedi.
Türkiye’de son zamanlarda çokça tartışılan hukukun içinde bulunduğu duruma da değinen Kaboğlu, “Türkiye’de hukuk ne kadar var, hayır, hukuk yok. Şu anda sadece çok yoğun bir iktidar var. Keşke kendilerini bu kadar güçlü iktidar hissedenler, özgürlüğün ne olduğunu bilselerdi. Hollanda ve Almanya sınırında çekildikleri sırada ne olduğunu anlasalardı” diye konuştu.