Hülya Karabağlı/ Ankara
Basın Özgürlüğü maddesinde BDP’li Meral Beştaş Daniş, THY’nin bölge uçuşlarında Türkçe bilmeyen yolculara dikkat çekti ve “İngilizce anons yapılıyor. Ama, kendi vatandaşının dilinde anons yapmıyor. Dil, bir insanın onurudur” dedi. MHP’ kanadı öneriyi ‘bölme’ girişimi olarak nitelendirdi.
Anayasa Yazım Komisyonu’nun ‘Basın Özgürlüğü’ maddesinde BDP’li Meral Beştaş Daniş, Türk Hava Yolları’nın (THY) bölgeye düzenlediği uçuşlarda Kürtçe anons yapılmasını istedi. “Türkçe bilmeyen birçok vatandaş uçuyor. İngilizce anons oluyor da neden Kürtçe olmuyor” diyen Daniş, Kürtçe anonsların yolcunun can güvenliği açısından da önemli olduğunu söyledi.
Daniş’in sözleri MHP kanadını kızdırdı. MHP’li Oktay Öztürk, öneriyi ‘bölmeye’ yönelik talep olarak değerlendirdi. MHP’lilerin, Türkiye’nin yüzde 85’i Kürtçe mi konuşuyor’ sözleri havayı gerginleştirdi. BDP’li Daniş, MHP’lilere, “Dil insan onurudur. Onur, dil, kimlik ve inançtır. Bu ülkede Türkçe bilmediği için yanlış teşhis konulan Kürt vatandaşları var” dedi. Atışmalar bir süre devam etti.
Anayasa Uzlaşma’nın son iki günkü toplantısında ‘Basın Özgürlüğü’. “Temel Hak ve Özgürlükler” bölümünde yer alan “Dernek Kurma Özgürlüğü”, “Sendika hakkı”, “Toplu sözleşme ve grev hakkı” ile “Konut ve barınma hakkı” başlıklı maddeler görüşüldü. CHP Ve BDP , (Türkçe dışındaki dillerde yayın yapılması kanunla düzenlenir’ önerisinde bulundu.
“Temel Hak ve Özgürlükler” bölümünde yer alan “Dernek Kurma Özgürlüğü”, “Sendika hakkı”, “Toplu sözleşme ve grev hakkı” ile “Konut ve barınma hakkı” başlıklı maddeler yeniden müzakere edildi.
“Dernek kurma özgürlüğü” başlıklı maddede BDP, dernek kurma özgürlüğünün “kamu düzeni ve milli güvenlik” gerekçesiyle sınırlanmasına itiraz ederken, diğer fıkralarda uzlaşma sağlandı.
Buna göre, dernekler, kanunda belirtilen zorunlu hallerde hakim kararıyla kapatılabilecek veya faaliyetten alıkonulabilecek. Ancak, milli güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla yetkili kılınan merci, derneği faaliyetten alıkoyabilecek. Bu merciin kararı, 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulacak.
Hakim, kararını 48 saat içinde açıklayacak; aksi halde, bu idari karar kendiliğinden yürürlükten kalkacak.
“Sendika hakkı” başlıklı maddede "ev işçileri sendika kurma hakkında yoksun bırakılamaz" ifadesi aynen kabul edildi. Böylece gündelikçi kadınlar gibi "ev işçileri"ne sendikal hak tanındı.
Maddede ayrıca, “farklı istihdam biçimlerinin uygulanması suretiyle, çalışanların ekonomik, sosyal ve sendikal hakları kısıtlanamaz. Devlet bu tür kısıtlayıcı uygulamalar karşı gerekli önlemi alır” denilerek, bir anlamda taşeron işçilerin sendikal hakkına anayasal güvence getirildi.
Toplantıda, sendika hakkının ancak “başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması nedeniyle sınırlanabileceği” hükme bağlandı. Ancak MHP, “milli güvenlik ve kamu düzeni” gerekçesiyle de sınırlama konmasını istedi.
Ayrıca sendikalar ve üst kuruluşlarının, ancak kanunda belirtilen zorunlu hallerde mahkeme kararıyla kapatılması düzenlenen maddede, asker, polis, yargıç ve savcılara da “görevlerinin niteliklerinin zorunlu kıldığı hallerle” sınırlı olmak üzere sendikal hak tanınmasında 3 parti uzlaştı. Ancak BDP bu fıkraya itiraz etti.
AKP ”Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapmaları sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafsızlık ve objektiflik esaslarına göre kurulur; kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir” şeklinde madde önerisinde bulundu. Ancak bu diğer partilerce kabul görmedi.
Maddeyle, grev hakkı ancak bir kamu hizmetinin kesintiye uğraması sebebiyle, toplumun tümünün veya bir bölümünün hayatını, sağlığını veya güvenliğini ciddi biçimde tehlikeye düşürmesi halinde kamu hizmetinin asgari ölçüde sağlanması şartıyla sınırlanabilecek.