"Ümit ediyoruz ki 2016 Temmuz itibariyle geri kabul anlaşması ve Schengen uygulaması hayata geçer"

"Ümit ediyoruz ki 2016 Temmuz itibariyle geri kabul anlaşması ve Schengen uygulaması hayata geçer"

Almanyalı mevkidaşı  Angela Merkel ile yaptığı görüşmenin ardından konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ümit ediyoruz ki 2016 Temmuz itibariyle hem geri kabül anlaşması hem Schengen vize uygulaması hayata geçer. Sayın Merkel, Almanya ile vize uygulamalarında kolaylık göstereceğini söyledi" dedi.

13:00'de başlayan ve 1 saat 15 dakika süren görüşme ardından yapılan ortak açıklamada, liderler, başta mülteciler olmak üzere Suriye'deki gelişmeleri konuştuklarını aktardı. Merkel'i Suriyeli mülteciler konusundaki "cesur tavrı" nedeniyle takdir eden Davutoğlu, ziyaretin 1 Kasım'da yapılacak genel seçim öncesine rast gelmesiyle ilgili olarak "ziyaretin şu veya bu partiye destek anlamına gelmeyeceğini" belirtti. 

Ahmet Davutoğlu, her yıl Ekim ayında yayımlanan AB İlerleme Raporu'nun açıklanmasının bu sene ertelenmesi hakkında da "İlerleme raporu tamamen teknik bir süreçtir. Önemli olan objektif değerlendirmeler olması ve Türkiye’nin AB sürecine katkı yapacak nitelikte olmasıdır" ifadesini kullandı.   

Görüşmeden sonra düzenlenen basın toplantısında ilk konuşmayı yapan Davutoğlu'nun ifadeleri özetle şöyle:

"İlişkilerimiz hem yapısal bir karakter kazanacak, hem de bu arada gündeme gelen krizleri çözmek çerçevesinde vizyoner bir perspektifi hayata geçireceğiz.

"Ayrıca küresel ve bölgesel sorunları da kapsamlı şekilde görüştük. Özellikle Suriye sorununa değindik. Son 5 yıl içinde insani bir trajediye dönüşen soruna çare bulunmaması konusunda duyduğumuz rahatsızlığı ifade ettik.

"Suriye’de sorun olmasaydı, Türkiye, Almanya ve Avrupa mülteci akınına uğramayacaktı.

"Mülteciler konusu görüşmemizin ana unsurunu oluşturdu. Suriye ve mülteciler konusu ne Türkiye meselesidir, ne Almanya meselesidir, ne de Avrupa ya da Ortadoğu meselesidir. Küresel bir sorundur. Tüm devletlerin, organizasyonların işbirliği yapması şarttır. Türkiye 2,5 milyon mülteciyi misafir ediyor, 7,5 milyar doları aşan bir mali külfet üstlendi. Almanya’da ve diğer ülkelerde çok ciddi bir duyarlılık oluştu. Sayın Angela Merkel’in göstermiş olduğu cesur tavrı takdirle karşılıyorum, sorunlarına bigane kalmadılar. Son derece insani bir tavır sergiledi. Bu çerçevede işbirliği konusunda New York toplantısında güzel bir mutabakat oluşmuştu. Netice olarak ortak bir çalışma grubu iki gün önce toplandı. Sonraki toplantı da bu hafta içinde Almanya’da yapılacak. Nihayet bu ülkelerimizin barışı için de önemlidir.

"100 vatandaşımızı Ankara’da kaybettik. Dağlıca ve Tunceli’de şehit verdik. Bunlar terörün hepimiz için tehdit olduğunu gösteriyor. Dün bıçaklanarak yaralanan Köln Belediye Başkanı’na geçmiş olsun diyorum.

"Çok kapsamlı bir sorun. İllegal göçün önlenmesi ve sınırlardan diğer sınırlara geçen göç konusunda sayıların değiştirilmesidir. Türkiye ile AB arasında son derece verimli görüşmeler yapıldı. Sayın Merkel’le ve diğer Avrupalı liderlerle belli noktalarda uzlaşma sağlanmıştı. Birlikte bir eylem planı çerçevesinde kaydettiğimiz mesafeyi takdir ediyorum ancak çözüme kavuşturulması gereken hususlar var. İnsan kaçakçılarına karşı birlikte çalışmaya hazırız. Göç bir vaka ancak bunun düzenli ve yasal olması lazım. 

"Avrupa Birliği ile yaptığımız son görüşmelerde, Sayın Merkel’le yaptığımız görüşmelerde söyledik, son tutum değişikliğini takdirle karşılıyoruz.

"İkinci husus, on yıllardır süren vize konusundaki görüşmelerin nihayete erdirilmesidir. Yeni kabül anlaşması göçe yasal çerçeve çizer. Ancak karşılığında vatandaşlarımız için serbest dolaşım anlaşmasının devreye girmesi gerek. Ümit ediyoruz ki 2016 Temmuz itibariyle hem geri kabül anlaşması hem Schengen vize uygulaması hayata geçer. Sayın Merkel, Almanya ile vize uygulamalarında kolaylık göstereceğini söyledi.

"Üçüncü bir boyutu var ki, bu krizden biz Türkiye-AB ilişkilerine ivme katacak vizyon üretebilir miyiz? AB tarihi krizlerden vizyon üreten akılcı yaklaşımların tarihidir. Türkiye – AB ilişkilerinin yeni bir ivme kazanması açısından ortak bir vizyona sahibiz.

"Dördüncüsü, Türkiye’nin AB zirvelerine katılmasıdır. Bu katılımların tekrar sağlanması için, en son Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanken 2004’te katılmıştı, dileriz Türkiye AB aile fotoğrafına tekrar katılır.

"Bir hususu daha vurgulamak isterim. 1915 olayları çerçevesinde Almanya parlamentosundaki hareketlilik sırasında sık sık konuşmuştuk. AİHM kararı göz önüne alınarak bu tartışmaların daha akademik seviyede yapılmasını bekliyoruz. Türkiye olarak Alman tarihçilerin de olduğu her türlü tarih komisyonunun kurulmasını destekleyeceğimizi belirtmek isterim. 1. Dünya Savaşı’nda Türkiye ile Almanya birlikteydik. Kendilerinin geliştireceği her türlü inisiyatife destek vereceğimizi belirtmek isterim. Çok kapsamlı bir görüşme oldu ancak bizi memnun eden şudur ki; ele alınan her konuda ortak bir vizyon var."

Davutoğlu'ndan sonra konuşan Angela Merkel'in ifadeleri de özetle şöyle:

"İlk başta Ankara’daki bombalı eylemden dolayı kurbanlar konusunda başsağlığı dilemek isterim. Yaralıların bir an önce iyileşmesini diliyoruz. Suriye – Irak konularını ele aldık. Siyasi bir sürece ele alabileceğimizi konuştuk ve bu konuda da Türkiye ile Almanya’nın işbirliği yaparak barışçıl sonuçlara gitmesini öngördük.

"Hiç kimse savaştan isteyerek kaçmaz. Bunun dışında AB ile Türkiye arasındaki göçmen konuları var. Sayın Erdoğan’ın Brüksel’de yapıcı bir ziyareti vardı. Orada da ortaya konuldu. İlkesel doğru yolda olduğumuzu söyleyebiliriz.

"Dört unsur burada bulunmaktadır. Vize konusunda, yerleşim konusu olsun Türk-Alman grubu paralel çalışmaktadır. İkili ilişkilerimiz konusunda bir takım kolaylaştırmalara gidebiliriz. Bu süreci ileri götürmek istiyoruz. Vize konusunda talepler, gerekli standartların yerine getirilmesi için çalışılması gerekiyor. Karşılığında beklentilerimiz var. AB ile Türkiye arasında göçmenler konusunda hazırlanan bir belge var. Bu üçüncü ülkeler için geçerlidir. Zamansal bir paralellik var. Muafiyetler olsun, vize olsun devreye girmesi gerekiyor.

"İkinci olarak mülteciler... 2,5 milyon mülteci var. Türkiye büyük bir külfetin altına girdi. Almanya ve AB olarak destekleyici olacağız. Yasadışı göçe baktığımız zaman yapılacak hususlar var. Bunun yanında yasal göçler konusunda neler yapacağımızı konuşacağız.

"Tam üyelik konusuna değinmek istiyorum. Ucu açık olan bir husus. 15, 17, 23, 24 ve 31 numaralı fasıllar üzerinde konuşabiliriz. Eskiden, ben de başbakanken katılıyordu Türkiye zirvelere. Aday ülkelerin aile fotoğrafına nasıl katılabileceğine bakmamız gerek.

"Çok büyük bir krizle karşı karşıyayız, çok fazla gelen insan söz konusu... İki ülke arasında kurulan çalışma grubu önümüzdeki hafta bir araya gelecek ve umut ediyorum sonuçlar alabileceğiz.  Ocak ayında başbakanlar seviyesinde bir görüşme olacak.

"Şunu fark ettim, ortak çıkarlarımız var. Almanya her şeyden önce istikrarlı bir Türkiye istemektedir. Seçimlerden sonra özellikle Kürtlerle yeniden barışma konusunun ön plana çıkarılmasını diliyoruz. Çok çok teşekkür ediyorum, bu açık ve samimi görüşme için.

"Ermenistan konusunda da çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız."

Basın toplantısının soru-cevap bölümü şöyle ilerledi: 

İlk sorum her iki başbakana... Mülteci krizi ana gündem maddesi dediniz. Suriye içinde güvenli bölge kurulması talebi vardı, bu konuda neler konuşuldu. İkinci sorum Davutoğlu’na, şehit vermeye devam ediyoruz, Türkiye’nin yardım talebi vardı, gündeme geldi mi?

Davutoğlu: Türkiye’nin hava sahasının ihlali ve yeni güç dengeleriyle ilgili konuştuk. Patriotlar için teşekkür ediyorum. Askeri yetkililerimiz arasında görüşülecek, Türkiye ve Almanya NATO içinde ortak bir güvenlik çerçevesine sahiptir. Güvenli bölgeyi New York’ta çok detaylı görüşmüştük. Bugün mülteciler bağlamında değindik. Halep’e artan rejim, DEAŞ saldırıları ve Rusya’nın hava operasyonları, İranlı milisler ve Hizbullah’la neredeyse ortak saldırı yapması Halep’ten yeni bir göç dalgası yaratabilir. Güvenli bölge oluşturulması bizim için zarurettir.

Özellikle Halep’e hava saldırılarından güç alan rejim saldırıları bizi kaygılandırmaktadır. Sayın Merkel’e istihbari ve askeri bilgiler bağlamında birtakım bilgiler aktardım.

Teröre karşı mücadele uluslararası yükümlülük. Türkiye, DEAŞ, PKK ve DHKP-C saldırısına uğruyor. Terörle mücadele konusunda işbirliğinin artması için mutabık kaldık.

Merkel: New York’ta güvenli bölgeyi ele almıştık. Halep’ten yasadışı göçü engellemek istiyoruz. Çok Avrupalı meslektaşlarımla da konuştum. Sayın Başbakan’ın söylediği gibi patriotların geri çekilmesi konusunda, geri çekilmesine rağmen nasıl daha yoğun işbirliği yapabileceğimiz konusunda Genelkurmay yetkilileri bir araya gelecektir. Türkiye NATO partneri olarak desteklenmesi gereken bir ülke.

Irak’taki mücadele konusunu ele aldık. Özellikle oradaki Kürt ve Iraklı askerlerin eğitimine eğileceğiz. 

Türkiye ile ilgili olarak üye ülke statüsü görüştünüz mü?

Merkel: Bu konuda görüşebiliriz, Türkiye aday ülkedir. Bunu şimdiden dikkate almamız gerekir. İltica hukuki bir işlemdir, vizenin iyileştirilmesi söz konusu. Bugün özel olarak ele almadık.

PKK Almanya’da da terörist bir organizasyondur.

Fasıllar konusunda Rumları nasıl ikna edeceksiniz? 3 milyar Euro’luk yardım konusu... Türkiye’ye ayrılan fondan mı harcanacak? Sayın Başbakan bu talepler karşılanmazsa bu mutabakat askıya alınır diyor mu Türkiye? İlerleme raporunun 1 Kasım sonrasına ertelenmesi gibi iddialar var.

Merkel: Önemli... 17 fasıl var ama hedef olarak 3-4’ü alabiliriz. Söylediğiniz gibi tüm ülkelerin hemfikir olması gerekir. Tabii ki Kıbrıs’la ilgili olarak biz destekliyor olacağız, fasılların açılmasının temini için.

Fon... Maddi konulara baktığımızda Türkiye’yi tamamen anlıyorum. Fon ve diğer konulara bakıldığında, Türkiye’nin durumunu anlıyoruz. Sözü verilen paraların ödenmediğini biliyoruz. Ek bir ödeme söz konusu olduğu için ayrıntıları daha sonra ele alacağız.

Davutoğlu: Bir küresel sorunla karşı karşıyayız. Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyenin Suriye konusunda uzlaşamamış olmasının getirdiği ağır tabloyla karşı karşıyadır. İnsani görevimizi yerine getirirken tüm dünyanın duyarlılık göstermesini istemek haklı bir taleptir. Bu görüşmeleri karşılıklı iki tarafın yaptığı çetin bir müzakere olarak algılanmaması gerekiyor. Nelerin yapılması gerektiği konusunda birlikte çaba harcıyoruz. Bir mesele var, ortak bir şekilde çözmeye çalışıyoruz. Kesinlikle bir mutabakata ulaşacağımız konusunda şüphe taşımıyorum. Eminim, bu anlayış birliği içinde irade sergileyeceğiz.

İlerleme raporu tamamen teknik bir süreçtir. Önemli olan objektif değerlendirmeler olması ve Türkiye’nin AB sürecine katkı yapacak nitelikte olması.

Seyahatten önce tabii ki Türkiye’nin sınırının kontrol edilmesi konuşulmuştu. Seçimlere 2 hafta kala Türkiye’ye geliyorsunuz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Merkel: Siyasi açılım çok önemli.  Seçim dönemi olsa dahi bunları konuşabiliriz. Türkiye’de adil ve serbest bir ortamda seçim yapılacağını düşünüyorum.

Yasadışı göç belli bir zorluk da getirmektedir ve bu konuda çalışmak gerekir. Diğer insanların kaçışı sonucu görevler ortaya çıkmaktadır. AB’nin de tabii ki görevleri var.

Bu konuda hükümetler arasında çalışma yapmak gerekir. Alman tarafı özel desteğini esirgemeyecektir.

Davutoğlu: Türkiye demokratik bir ülke. Seçim sonuçları, dostumuz olan herhangi bir ülkenin Sayın Başbakan’ının gelmesiyle değişmez. Seçim şartları ya da hangi şartlar olursa olsun, Türkiye ile Almanya’nın diplomatik teması için zaman şartı öngörülemez. Bir tek insanın canı söz konusuysa, bir tek mülteci söz konusuysa, Aylan Kürdi’nin sahile vurmasını engelleyebileceksek, siyasi hesap içinde olmamız beklenemez. Bu ziyaret, Türk-Alman dostluğunun sonucudur, insani bir ziyarettir. Bu yorumları insani duruşa ihanet, karşı duruş olarak görürüm. Bu, şu veya bu partiye destek anlamına gelmez. İnsani duruşu dolayısıyla kendisine teşekkürü borç olarak görüyorum.