Ankara Barosu: İlker Başbuğ'un ÖYM'de yargılanması ve tutuklu bulunması her gün hak ihlalidir

Ankara Barosu: İlker Başbuğ'un ÖYM'de yargılanması ve tutuklu bulunması her gün hak ihlalidir

Hülya Karabağlı / Ankara

Ankara Barosu Başkanlığı, Anayasa ve AİHM kararlarına dikkat çekerek Silivri Cezaevi'nde tutuklu emekli orgeneral İlker Başbuğ'un Özel Görevli Yetkili Mahkemede yargılanması ve tutuklu bulunmasını 'hak ihlali' olarak nitelendirdi.

Barodan yapılan açıklamada "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından soruşturulup Yüce Divan'da yargılanabilecekken, Özel Görevli Mahkeme Savcısı tarafından soruşturulup yargılamasının yapılması ve akabinde tutuklanması Anayasa'nın 148. maddesinin açıkça ihlali niteliğindedir" denildi.

Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanması vurgusu yapılan Barosu Başkanı Sema Aksoy imzalı yazılı açıklamada şöyle dendi:

- Anayasa'nın 148. maddesinde, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ile Jandarma Genel Komutanının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanacağı açıkça hüküm altına alınmıştır. Anayasa değişikliği yapılırken gündeme gelen ve Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının nasıl yargılanacağına ilişkin boşluğu dolduran 148. maddesi amir hüküm niteliğindedir.

- Anayasanın bu emredici hükmüne rağmen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından soruşturulup Yüce Divan'da yargılanabilecekken, Özel Görevli Mahkeme Savcısı tarafından soruşturulup yargılamasının yapılması ve akabinde tutuklanması Anayasa'nın 148. maddesinin açıkça ihlali niteliğindedir.

- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki "adil yargılanma" ilkesi ile Anayasamızın 19. maddesindeki "kişi özgürlüğü ve güvenliği" ilkesi haksız yakalama ve tutuklamaya veya keyfi olarak özgürlüğün kısıtlanmasına karşı bir koruma kalkanıdır.

- Bu maddelerin ihlali ile ayrıca "hukuki güvenlik" hakkı ve "tabii hakim" ilkesi de ihlal edilmiş bulunmaktadır.

- Başından itibaren tartışılan, iddia edilen suçun görevle ilgili olup olmadığı hususuna gelince, bugüne kadar Yüce Divan'da yargılananların yargılama nedenlerinin, yaptıkları görevlerle ilgili olduğu, görevlerini yaparken işledikleri suçlara ilişkin olduğu görülmektedir.

- Görevini yaparken rüşvet almakla suçlanan veyahut ihaleye fesat karıştırmakla suçlanan kişilerin rüşvet almak, ihaleye fesat karıştırmak görevi midir ki Yüce Divan'da yargılandı? Yani bir kişi bakan olmasa, bakanların görevleriyle ilgili işledikleri bir suçu işleyemez. Genelkurmay Başkanı ile ilgili iddiada da kişi görevinin verdiği yetkiyi kullanarak ancak bu suçu işleyebilir.

- Görev suçunu, görevin verdiği nüfus ve imkânı kötüye kullanmak, Kanun ile verilen hak, yetki ve sorumluluklarının ötesine geçmek olarak tanımladığımızda İlker Başbuğ'a yöneltilen suçlamanın bu görevde olmaması halinde işleyebileceği bir suç olmadığı görüldüğünden, "görev suçu" kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.