Ankara Barosu, İçişleri Bakanlığı kararıyla, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Bedia Özgökçe Ertan'ın görevden alınmasına ve yerlerine kayyım atanmasına ilişkin bir açıklama yaptı. Baro açıklamasında, "Ülkemizi demokrasiden ve hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaştırdığını, barış ve kardeşlik içerisinde yaşama arzusunda olan milletimize en büyük zararı verdiğini siyasal iktidara hatırlatıyor" dendi.
TIKLAYIN - HDP'li belediyelere kayyım atamalarına tepki büyüyor | "AKP iktidarı yine faşizmi seçti"
Ankara Barosu'nun açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
"Çağımızda seçmen iradesine saygı bir lütuf olmadığı gibi bu iradenin idari işlemlerle ortadan kaldırılma çabası sadece işlemin yapıldığı kişilere dönük bir hukuksuzluk değil, bu ülke üzerinde yaşayan her vatandaşın seçme iradesinin beyhude bir değersizleştirilme çabasıdır. Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ile yerlerine kayyum atanması ilk kez karşılaştığımız bir durum olmadığına göre halk iradesinin bu değersizleştirilme çabaları artık yerleştirilmeye çalışılan bir seçmen yıpratma siyasetine dönmüştür. Demokratik yollarla Seçim Kanunları uyarınca seçimlere girmeye hak kazanmış ve yerel irade ile başkanlık makamına getirilmiş kişilerin seçim öncesi var olan soruşturma ve kovuşturma dosyalarına atıf yapılarak görevden alınmaları, kamu yararına uymadığı gibi seçmen iradesinin gaspına dönük bilinçli bir tercihtir. Hukuken mesnedi olmadığı gibi tarih önünde de bir samimiyeti yoktur.
"31 Mart Yerel Seçimleri'nden sonra hassasiyetle takip etmekte olduğumuz süreçte seçmen iradesine hem yargı yolu ile hem de idari tasarruflarla müdahale edilmiştir. Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesi gereğince idari mercilerin eylem ve işlemlerinin sınırı yalnızca ve yalnızca hukuktur. Aksi bir yorum; sınırı ve sonu olmayan, lütufkâr ve keyfi bir baskı aracının betimlemesidir.
"Seçmen iradesi, keyfî uygulamalara feda edilemeyecek kadar önemli, önemli olduğu kadar kutsaldır. Yerel yönetimlerin bir kayyuma devredilerek merkezi yönetimin tasarrufu altına alınması ve adeta onun bir organı haline getirilme çabasının ülkemizi demokrasiden ve hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaştırdığını, barış ve kardeşlik içerisinde yaşama arzusunda olan milletimize en büyük zararı verdiğini siyasal iktidara hatırlatır; bu vahim karardan bir an önce geri adım atmalarını hukuk adına ve demokrasi için tarih ve tüm kamuoyunun huzurunda talep ederiz."
TIKLAYIN - Yerine kayyım atanan Ahmet Türk: Halkın iradesini tanımıyorlar buna da 'demokrasi' diyorlar
TIKLAYIN - Diyarbakır'da kayyımı protesto eden HDP'lilere polis müdahalesi
TIKLAYIN - Gül'den kayyım tepkisi: 'Bu şekilde' görevden alınmaları doğru olmamıştır
TIKLAYIN - AP Raportörü Kati Piri’den kayyım eleştirisi: Sırada Ankara ve İstanbul mu var?
TIKLAYIN - HDP rapor hazırlamıştı; işte Diyarbakır, Mardin ve Van'da önceki kayyım döneminde yaşananlar