Hilal Köylü / Ankara
Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş olan Sedat Peker'in YouTube'daki açıklamalarını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef alarak sürdürmesi, Soylu'nun da "Görevden alınmam bir kararnameye bakar" şeklindeki açıklamasıyla birlikte sadece muhalefet cephesinde değil AKP cephesinde de dikkatleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çevirdi.
Soylu'nun istifa etmesi gerektiğini söyleyenlerin sayısının arttığı AKP'de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vereceği karar "sessizlikle" bekleniyor. DW Türkçe'nin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan bazı AKP'li yetkililer, Soylu'nun yaptığı açıklamaların "çok da ikna edici" olmadığını, Soylu'nun açıklamalarında sadece kendi döneminin icraatlarını öne çıkarmasının da "partideki rahatsızlığı artırdığına" işaret etti. AKP kulislerinde, AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan'ın TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Peker'in ortaya attığı iddialar için "Kılı kırk yararcasına araştırılmalıdır. Biz de siyasi olarak bugüne kadar çetelerle mücadele ede ede geldik" açıklamasının da Peker-Soylu çekişmesinin parti içinde yarattığı rahatsızlığın dışa vurumu olarak değerlendirildi.
"Bizim için şeffaflık, suç örgütleriyle aramıza koyduğumuz mesafe çok önemli" diyen bir AKP'li, "Kimse bizim soruşturmadan, iddiaların araştırılmasından kaçındığımızı, kaçtığımızı düşünmesin istiyoruz. Ortada iddialar varsa, bunların soruşturulması, gereğinin yapılması gerekir. Cumhurbaşkanımız zaten en doğrusunu yapacaktır" dedi.
Ancak Sedat Peker'in iddiaları sadece Soylu ile sınırlı değil. Peker son videosunda kendisinden 10 bin dolar alan bir AKP'li milletvekili olduğunu da iddia etti.
Peker'in Bakan Soylu ile ilgili mecliste soruşturma komisyonu kurulmasını isteyen CHP ise Soylu'nun Peker'den 10 bin dolar alan bir siyasetçi olduğu açıklamasını meclis gündemine taşıdı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Soylu'nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde "İçişleri Bakanı'nın, bir siyasetçinin bir organize suç örgütü üyesiyle mali ilişkisini biliyor olması ancak bu konuda işlem yapmamayı tercih etmesi bir hukuk devleti görüntüsü olamaz" ifadelerini kullandı. Özel, siyasetçinin kim olduğunun açıklanmasını, bu bilginin neden saklandığı sorusunun yanıtlanmasını istedi.
Ankara kulislerinde ise bu vekilin AKP'li Metin Külünk olduğu öne sürülüyor.
Türkiye'nin erken seçime gitmesinin kaçınılmaz olduğunu savunan CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nden kurulu Millet İttifakı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bakan Soylu'yla ilgili iddiaların araştırılması için mecliste soruşturma komisyonu kurulmasını erteledikçe ve Soylu'nun görevden alınması konusunda sessizliğini sürdürdükçe bir erken seçim planı üzerinde çalıştığının anlaşılacağını iddia ediyor.
İYİ Parti lideri Meral Akşener'in Millet İttifakı'nın güçleneceğini söyledikten sonra dikkatlerin çevrildiği DEVA ve Gelecek partileri de yaşanan süreçte Erdoğan'a "erken seçim" baskısını artıracakları mesajını veriyor.
Peker'in iddialarından sonra AKP'yle kurduğu temaslardan çıkardığı sonuçları DW Türkçe'yle paylaşan DEVA Partisi'li Mustafa Yeneroğlu, "Soylu'nun istifa etmesi gerektiğini söyleyenlerin sayısı (AKP içinde) arttı. Üst düzeyde bu rahatsızlık daha çok. Soylu'nun Erdoğan'a -yanarsam, yanarsın- tarzı açıklamaları ortada. İş iyice ayağa düştü. Halkla dalga geçiyorlar. Bu düzen böyle sürmez" şeklinde konuştu.
AKP'den DEVA Partisi'ne geçen Yeneroğlu, AKP'de şu an birilerinin ancak "Erdoğan'ın sinyaliyle" konuşabileceğine işaret ederek "Erdoğan, Soylu'yu korudukça çürüme daha ileri aşamaya gidecek. Türkiye, uçuruma doğru gidiyor. 19 yıllık bir iktidar yozlaşmayı da beraberinde getirdi. Peker'in videolarından Erdoğan'a da dokunabileceği ortada" sözleriyle erken seçimin kaçınılmaz olduğunu savundu.
AKP'den Gelecek Partisi'ne geçen Selçuk Özdağ da DW Türkçe'ye Erdoğan'ın Soylu'yu görevden alma konusunda sessiz kalmasının tek anlamının "ülkenin, halkın ve devletin itibarına zarar vermek" olduğunu söyledi. Özdağ, "Türkiye’nin temiz eller operasyonuna ihtiyacı var. Bu operasyon için hükümetin harekete geçmediğini görüyoruz. Şimdi bunu halk yapacaktır. O da bir erken seçimle mümkün olacaktır. Siyasetle mafyanın kirli ilişkilerinin son bulmasının zamanı gelmiştir" yorumu yaptı.
Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın da DW Türkçe'ye Peker'in videoları ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bu videoları yalanlayan açıklamalarını değerlendirirken "Türkiye'de bir kokuşmuşluğun, tıkanmışlığın gün yüzüne çıktığını görüyoruz. Kimler nelere dayanarak iktidar olmuş. Güç mekanizmaları nasıl parsellenmiş. Dünün illegal cemaatleriyle yapılan ortaklıklarına bugün mafyalar eklenmiş. Hiçbir şey normal değil ama siyaseti de mafyası da olayı normalleştirmeye çalışıyor. Normal hukuk işlemiyorsa, ülkenin ciddi bir tadilata ihtiyacı varsa, erken seçim olacak demektir" diye konuştu.
Aydın, Peker'in iddialarının doğru olup olmadığının bilinmediğini ancak bu iddiaların varlığının bile bakan Soylu'nun işbaşında durmaması ve hakkında tasarruf yapılması gerektiğini ortaya koyduğunu anlatırken bunun neden yapılmadığı ya da yapılamadığı konusunda hükümetin halka açıklama yapmasının şart olduğunu söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifa ettiği Kasım 2020'den beri erken seçim çağrısını yüksek sesle dile getiren HDP de bu çağrıyı yineliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Suç çeteleri zehirli yılan gibidir. Onarla aynı çuvala girerseniz daha sonra başınıza geleceklere rıza göstermiş olursunuz" açıklamasına dikkat çeken HDP'liler, Peker'in videolarındaki iddialara ilişkin mecliste komisyon kurulmasını geciktiren AKP'nin erken seçimi artık kendisinin de kabul ettiğini düşünüyor.
Peker'in 2014'ten beri AKP'yle ilişkisi olduğunu ifade eden HDP'li Saruhan Oluç, "AKP için mitingler yaptı. Aydınları, akademisyenleri tehdit etti. Hakkında açılan her davadan beraat etti. Yurt dışına elini kolunu sallayarak gitti. İktidarın çeşitli odaklarıyla çeşitli ilişkileri var. Tüm demokrasi güçleri birleşmeli ve bu düzene artık bir son vermelidir" diyor.