T24 - ABD yönetimi, Bush döneminde Moskova ile Washington arasında büyük gerginliğe yol açan ve bir çok ülkenin savaş karşıtlarının protestosuyla karşılaşan "Doğu Avrupa'ya füze kalkanı" projesinde geri adım attı.Erdoğan'ın Amerika ziyaretinde Obama, Türkiye'nin füze kalkanı sistemine girmesini istedi. Ancak askeri ve diplomatik kaynaklar, bu projenin Rusya ve İran'ın tehdir olarak algılayacağını söylüyor.Milliyet gazetesinden Aslı Aydıntaşbaş'ın haberi:Askeri ve diplomatik kaynaklar, kalkanın İran’a yönelik olmasının, Tahran’la ilişkilerde ciddi bir gerilim yaratacağını belirtiyor. Askeri bir kaynak, ‘Hem Rusya hem de İran bunu tehdit olarak algılar’ derken, üst düzey bir yetkili ‘Ya gelen bir füzeyi üzerimizde patlatırlarsa. O zaman düşecek parçalar ne olacak?’ diyor.Ankara, ABD Başkanı Barack Obama’nın geçen haftaki Beyaz Saray görüşmesinde Türk tarafına resmen ilettiği ‘Füze Kalkanı’ projesine temkinli yaklaşıyor. Washington, İran ve komşu ülkelerden gelecek orta ve kısa menzilli füzelere karşı NATO ülkeleri ve diğer müttefiklerini milyarlarca dolarlık bir şemsiyeyle korumak istiyor. Ancak Ankara, savunma amaçlı bile olsa böyle bir kalkanın Türkiye’yi yeniden bir Soğuk Savaş cephesi haline getirmesinden, Türkiye’nin İran ve Rusya’yla olan ilişkilerini bozmasından endişeli. Son yıllarda İran ve Rusya’yla ilişkilerini geliştiren Ankara, ‘NATO’ya kalkan olayım derken’ İran füzelerinin ‘hedefi’ haline gelmek istemiyor. Üst düzey yetkililerin verdiği bilgiye göre, Ankara, ABD Başkanı Obama’nın Beyaz Saray’da gündeme getirdiği ‘füze kalkanı’ projesiyle ilgili Washington’dan ‘bilgi’ istedi ve ikili bir çalışma mekanizması oluşturdu. Washington’ın teklifinde ilk aşamada füzesavarları Doğu Akdeniz’deki gemilere yerleştirmek, 2015 sonrasında ise NATO çerçevesindeki daha kalıcı bir altyapı kurmak var. Füzesavar gemilerinin Türkiye’de karada konuşlandırılacak erken uyarı ve altyapı sistemlerine entegre olması isteniyor. ABD’nin resmi teklifini bekleyen Ankara, özellikle Amerikan tarafının kalkanı ‘kime karşı’ düşündüğünü netleştirmesini istiyor. Ancak hükümet ve askeri çevreler, konuya sıcak bakmadıklarını gizlemiyorlar. Asker ve hükümet kanadı arasında yapılan ilk değerlendirmelerde, iki tarafta da böyle bir teknolojinin Türkiye’yi doğrudan İran’ın orta ve kısa menzilli füzelerinin ‘hedefi’ haline getireceği görüşü hâkim oldu. Bu projenin Rusya’yla ilişkileri de gereceği ve Türkiye’nin ‘komşularla dostluk’ politikası güttüğü bir dönemde Soğuk Savaş atmosferini yaratacağı endişesi hâkim. Kaynaklar, kalkanın İran’a yönelik olmasının, Tahran’la ilişkilerin düzelmeye başladığı bir dönemde yeni bir gerilim oluşacağını belirtiyor. Askeri bir kaynak, ‘Hem Rusya hem de İran bunu tehdit olarak algılar’ derken, üst düzey bir hükümet kaynağı da ‘Ya gelen bir füzeyi üzerimizde patlatırlarsa. O zaman düşecek parçalar ne olacak?’ dedi. Alman Marshall Fonu Türkiye uzmanı Ian Lesser da son raporunda İran ve Batı arasında olası bir çatışmanın Güney NATO ülkeleri ‘semalarında” olacağını öngörmüştü. Ankara’daki bir başka kaygı, ismi konmasa da füzesavar sisteminin İran’dan İsrail’e gönderilecek bir füzeyi engellemek amaçlı olduğu yolunda. Ankara, İran’a yönelik askeri bir operasyona karşı çıkıyor ve olası bir operasyonda hava sahasını açma garantisi vermiyor. Türkiye, ayrıca İran ve İsrail arasında askeri bir gerilimde taraf durumuna düşmek istemiyor. Bu demek değil ki Ankara, İran’ın nükleer programı ya da Tahran’dan gelebilecek kısa ve orta menzilli füze tehdidi konusunda tamamen rahatlamış durumda. İran ve Suriye’nin füze sistemleri Ankara’da savunma çevreleri açısından kaygı konusu. Bu yönde Türkiye’nin bir milyar dolarlık Patriot füzesi alma ihtimali gündemde. Ankara, Çin ve Rus füzesavar sistemlerine de bakıyor. Ancak bu savunma stratejisini NATO şemsiyesi altında yapıp yapmama konusunda tereddütler var.