Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, en az 97 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili tüm haberlere "geçici" yayın yasağı getirdi. Karar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 14 Ekim’de medya kuruluşlarına “ivedi” ibaresiyle bildirildi. Kararın, "yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren her türlü medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınları" kapsadığı belirtildi.
Hurriyet.com.tr, Ankara'daki katliamlar ilgili haberlere getirilen yayın yasağını hukukçulara sordu. Hukukçuların yasakla ilgili yorumları şöyle:
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz: Medyaya 3 Maymun Kararı bu. Basın ve ifade özgürlüğüne en sert müdahalelerden biri olarak tarihe geçer. Tek kelimeyle de sansür. Kararı mantık çerçevesinde değerlendirmek mümkün değil.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto: “Yayın yasakları kamuoyunun haber alma hakkını kısıtlayan kararlar. Halk gerçekleri öğrenmekten yoksun kalıyor. Bu kararları da çok kolay alıyorlar. Katliam olayı gerçekten ürkütücü ama halk da bilmek istiyor. Kimdir ölenler, kimlikleri belirlendi mi? Bunları haber yapacaksınız ki kamuoyu öğrenebilsin. Kamuoyunun elinden alınıyor bu. Bunu öğrenemiyorsunuz. Biz dava açmayı düşünüyoruz. Bugün hukukçu arkadaşlarla konuştum. Muhtemelen bu yasağın kaldırılması için mahkemeye başvuracağız. Bu yasaklamaların Türkiye’ye bir şey getirmediği açık. Tam tersine fısıltı gazetesini getiriyor. Fısıltı gazeteleriyle çok daha yaygınlaşacak. Duyuyoruz bazı telefonlar geliyor insanlara. Sokağa çıkmayın, metroya binmeyin diye. Söyleyip duruyoruz. Bir korku iklimi yaratılıyor. İnsanlar bu korku ikliminde nasıl yaşar.”
Prof. Dr. Ersan Şen: “Soruşturmanın gizliliği, selameti ve şüphelilerin suçsuzluk/masumiyet karinelerinin korunması esastır. Ancak bu esas, halkın haber alma ve verme hakkının önünü tümü ile de kapatamaz. Kamuoyunu ilgilendiren, kamuoyuna mal olmuş veya halkın gelişmelerden haberdar olma hakkı adına, soruşturma dosyaları ve gelişmeler hakkında bilgilendirmenin savcılık makamı ve adli kolluk marifeti ile yapılması gerekir. Gerçeklerle ilgili halka bilgi verilmesi, soruşturmanın gizliliği ile korunan amaç bozulmadan sağlanmalıdır. Çatışan bu iki menfaatten birisinin feda edilmesi veya zayıflatılması, demokrasi ve hukuk adına doğru olmayacaktır. Soruşturmanın gizliliği ile amaçlananın dışına çıkıp yasağı ihlal edenler hakkında ise, elbette ilgili ceza normlarının tatbiki yoluna gidilmelidir.”