102 kişinin yaşamını yitirdiği 10 Ekim Ankara Garı Katliamı'nda bir bacağını kaybeden Cafer Altun, patlamadan sonra kucağına konulan üç bacakla hastaneye kaldırıldı. Öldü sanılıp hastanenin morguna konulan Altun, nabzının attığı fark edilince hayata döndürüldü. Şimdi rüyalarında bombalardan kaçtığını söyleyen Altun, "Eskiden haftada bir kere halı sahaya gidip futbol oynardık. Ama şimdi oynayamıyorum. Sık sık rüya görüyorum" dedi.
Ankara’daki Barış ve Demokrasi Mitingi için 10 Ekim 2015 tarihinde tren garı önünde toplananlara yönelik terör örgütü IŞİD'ın canlı bomba saldırısının üzerinden iki yıl geçti. 103 kişinin öldüğü, yaklaşık 400 kişinin de yaralandığı saldırıda yaralananlardan biri de öğretmen Cafer Altun’du. O gün iki arkadaşı ve iki kardeşiyle otobüsle Ankara’ya giden ve patlamada bir bacağını kaybeden Altun, yaşadığı dehşeti ve patlama sonrasında hayata tutunma mücadelesini Hürriyet'ten İdris Emen'e şöyle anlattı:
“Ankara’da mitinge hiçbir parti güdümünde gitmedim. Hem atanmamış bir öğretmen olarak hem de geleceğini düşünen bir birey olarak sesimi çıkarmam gerektiğini düşündüm. Yolculuğumuz çok iyi geçti. Çok mutluyduk. Otobüste şarkılar, türküler söylüyorduk. İndiğimiz duraklarda herkes halay çekiyordu.
Alanda beklerken bomba patladı. Gözüm karardı. Sadece uzaktan sesler geliyordu. Bir rüya içindeymişim gibi hissettim. Hani o anda yaşadığınız şeyin çok kötü bir şey olduğunu biliyorsunuz ama böyle bir türlü uyanamıyorsunuz ya, öyle bir rüya işte. Bir an önce çok mutluyken bir anda her şey kararıyor. Yavaş yavaş kendime geldim. Sağ bacağımın kopmuş olduğunu fark ettim. Ondan sonra bayıldım. Birkaç kez ayılıp tekrar bayıldım. Birkaç arkadaşım beni bir afiş bezinin içine koydu. Beni bir arabanın önüne oturtup kucağıma 3 tane bacak koydular. Hangisinin benim bacağım olduğunu bilmiyorlardı. Bacaklar parçalanmıştı. Arabanın arkasında da üç yaralı daha vardı. Bir ara bacağıma turnike yapılmadığını fark ettim. Turnike yapmaya çalıştım ama gücüm kalmamıştı, beceremedim.
Yolda öleceğimi düşünüyordum. Çünkü vücudumdaki kan çekiliyordu. Ben o anda ruhumun bedenimden ayrıldığını düşündüm. Öldüm diye beni morga götürmüşler. Bir doktor morgda nabzımın attığını fark edince ameliyata alınmışım. 8 saat ameliyatta kaldım. Daha sonra 2 gün komada kaldım. Neredeyse ölüp dirildim. Doktorlar aileme, 'Uyandırmaya çalışacağız. Uyanmayabilir çok bir şey beklemeyin. Çok umut yok' demişler.
İlk başlarda kendimi hiç engelli olarak görmedim. Çünkü etrafımda çok güçlü bir arkadaş çevresi vardı. Ama sonraları çok sıkıntı yaşadım. Eskiden lavaboya giderken kapıyı hep ayağımla kapatırdım. Patlamadan sonra ayağımın olmadığını unutmuştum. Bir keresinde ayağımla kapıyı kapatmaya çalıştım. Sonra bacağımın olmadığını fark ettim. Eskiden haftada bir kere halı sahaya gidip futbol oynardık. Ama şimdi oynayamıyorum. Sık sık rüya görüyorum. Bir rüyamda bombadan kaçıp bir duvardan atlıyordum. Tam duvardan atlarken bomba patlıyordu ve sol bacağım da kopuyordu. Sonra doktora gidiyordum. Doktor, ‘Artık her iki bacağın için de protez kullanacaksın’ diyordu.”
Patlamadan sonra protez almak için girişimde bulunduk. Ama bir sonuç alamadık. Protez için 75 bin lira lazımdı. Sosyal medyada protez için bir kampanya başlattık. Kısa sürede para toplandı. Haziran 2016’da protezimi aldım. Proteze hemen adapte oldum. Protezin garantisi haziran ayında bitecek. Dolayısıyla protezin bakım masrafları çıkacak. Patlama sonrasında birçok sıkıntı yaşadık. Terör mağduru olduğum için hakkım olan bazı şeyler var. Ama bunların hiçbirinden faydalanamıyorum. Örneğin öğrenciyken aldığım Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) borcumu geri ödemem isteniyor.”
“Evde yataktayken Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (EKPSS) hazırlandım. Çevremdekiler her zaman, ‘Böyle bir olayı yaşayıp hâlâ hayata pozitif bakabiliyorsan en iyi sen öğretmen olabilirsin. Öğrencileri en iyi sen yetiştirebilirsin’ diyerek beni motive etti. Ayrıca yaşadıklarımdan dolayı küsüp öğretmenliği yapmamam 10 Ekim patlamasında ödediğim bedele de saygısızlık olurdu. Şubat 2016’da KPSS sınavına girdim. Nisan 2017’de de atanmam yapıldı. Ama henüz göreve başlamadım. Şu anda göreve başlatılmayı bekliyorum.”