Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve üst düzey yetkililer arasında geçen Suriye'yle ilgili bir toplantının ses kayıtlarının sızdırılmasıyla ilgili soruşturma başlattı. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) de ses kaydıyla ilgili haberler konusunda yayın yasağı getirdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ses kayıtlarının yayınlanması ile ilgili resen soruşturma başlattı. Soruşturmayı "Anayasal düzene karşı işlenen suçlar soruşturma bürosu" yönetecek.
RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamada, 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 7'inci maddesinde "milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde yahut kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, başbakan veya görevlendireceği bakan geçici yayın yasağı getirebilir" hükmünün yer aldığı belirtildi.
Açıklamada, "Söz konusu kanun hükmü kapsamında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç imzasıyla 27 Mart 2014'te RTÜK Başkanlığı'na gönderilen 31853594-1714 sayılı yazı ile sosyal medyada yer alan Dışişleri Bakanı, MİT Müsteşarı ve askeri yetkili kişilerin konuşması olarak iddia edilen ses kaydıyla ilgili olarak geçici yayın yasağı getirilmesinin uygun görüldüğü bildirilmiştir" ifadesine yer verildi.
Dışişleri Bakanlığı ses kaydıyla ilgili açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "TC'yi hedef alanlar en ağı cezaya çarptırılacak" denildi.
Ses kaydıyla ilgili Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Görüşmelerin kamuoyuna servis edilmesi Türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik alçakça bir saldırı, bir casusluk faaliyeti ve son derece ağır bir suçtur. TC'yi hedef alan hain saldırı akamete uğratılacak. TC'yi hedef alanlar en ağı cezaya çarptırılacak.
Dışişleri Bakanı makamı gibi devletin en hassas güvenlik konularının ele alındığı bir mekanda gerçekleştirilen çok gizli mahiyetteki böyle bir toplantının izlenerek görüşmelerin kamuoyuna servis edilmesi Türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik alçakça bir saldırı, bir casusluk faaliyeti ve son derece ağır bir suçtur. Bu olay, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu siber ve elektronik saldırı tehditlerinin boyutunu gözler önüne sermektedir. Bunu yapan ihanet şebekeleri devletimizin ve milletimizin düşmanlarıdır.
Bir takım terör unsurlarının tehdidi altındaki bir vatan toprağını gerektiğinde savunmak amacıyla ilgili kurumlar arasında değerlendirmeler yapılması devletin asli görevleri arasında olan doğal bir uygulamadır.