Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, Ankara'da 15 bin ByLock kullanıcısı olduğunun tespit edildiğini belirterek, bu kullanıcıların büyük bir bölümünün soruşturmalara konu edildiğini ancak emniyet ve ilgili kurumlardaki yoğunluk nedeniyle tamamına adli soruşturma açılamadığını söyledi.
Kocaman, Fetullahçı Terör Örgütü'yle (FETÖ) mücadeleye ilişkin basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Ankara'da 15 bin ByLock kullanıcısı olduğunun tespit edildiğini dile getiren Başsavcı Kocaman, "Bu kullanıcıların büyük bir bölümü soruşturmalara konu edildi. Ancak emniyet ve ilgili kurumlardaki yoğunluk nedeniyle bunların tamamına adli soruşturma açılamadı." dedi.
'FETÖ'yle mücadeleye kararlılıkla devam edildiğini ve tek örgüt üyesi veya yöneticisi kalmayıncaya kadar mücadelenin süreceğini ifade eden Kocaman, şunları kaydetti:
"17-25 Aralık, FETÖ için toptan bir kriter olmamalı. Kesinlikle yanlış anlaşılmasın. 17-25 örgüt yöneticileriyle ilgili genel bir milat değildir. Bizim bahsettiğimiz normal vatandaş, örgütte yöneticilik yapmış olanlar değil. Vatandaş, bu örgütün gerçek yüzünü görünce araya perdeyi çekmiş. Örgütün yönetici takımından bir kişi himmet toplamış, örgüt adına toplantılar düzenlemiş, sohbetleri o organize etmiş. Bu kişi 17-25'ten önce de sonra da sorumlu. Yönetici takımı bilerek ve isteyerek örgütün içinde kalmış ve örgütün eylemlerini organize etmiş. Bank Asya bizim ana kriterimiz. 17-25'ten önce kredi çekmiş, taksit yatırmış kişiler değil. FETÖ elebaşının talimatıyla hesap artışı yapanlar bizim için ciddi şüphelidir." ifadelerini kullandı.
FETÖ'nün yeterince tanınması halinde her şeyin daha kolay anlaşılacağını vurgulayan Kocaman, "Ocak 2014'ü düşünün. Cumhurbaşkanımız, o dönemde başbakan, hükümet, bakanlar ve herkes televizyonlarda bunları anlatıyor. Diyeceksiniz ki 'Niye banka hemen kapatılmadı?' Yüzlerce, binlerce kripto FETÖ'cü oralardayken ne yazık ki kararlar hızlıca alınamadı. Bu nedenle mücadelede gecikmeler oldu." dedi.
FETÖ'ye ait televizyon ve radyo kanallarının TÜRKSAT'tan çıkartılma kararının, çok önceden alınmasına rağmen "kripto FETÖ'cüler" yüzünden uygulanamadığını anlatan Başsavcı Kocaman, şöyle devam etti:
"Samanyolu TV'nin TÜRKSAT'tan çıkarılma kararı çok önceden alınmasına rağmen gereği yapılamadı. Her yerde kripto FETÖ'cü olduğu için devlet, adımlarını hızlı atamadı. Ocak-Şubat 2014 Türkiye'sini gözümüzün önüne getirdiğimizde, borçlar hukukunda bir tabir vardır, 'orta zekalı, iyi niyetli, dürüst, objektif, üçüncü kişi' özelliklerini taşıyorsanız bunu görürsünüz hemen. Bir sağlık probleminiz yoksa, bunu görmeniz lazım."
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, FETÖ üyeliği konusunda verdiği "örgüte yalnızca sempati duymak veya örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi fiillerin örgüt üyeliği için yeterli olmayacağı" yönündeki karara katılmadığını vurgulayan Kocaman, şunları kaydetti:
"Ben bu kararı eleştiriyorum. Örgütle mücadelenin devam ettiği bu süreçte, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararının doğru olmadığını düşünüyorum. Normal bir vatandaş dini duygularla, FETÖ'cüleri tam anlamıyla tanımadığı için sohbetlerine gitmiş, bu, bizim için tek başına FETÖ üyeliği kriteri değil. Ama örneğin terörist elebaşının talimatı sonrası Banka Asya'ya para yatıranlar terör örgütü üyesidir. Karar, Yargıtay Ceza Genel Kurulundan geçene kadar, alınacak kararlarda aynı kriterlerle devam edeceğiz. Karar tekrar Dairenin önüne gelir, Daire onar, Yargıtay Ceza Genel Kurulunda geçer, o zaman hepimizi bağlar. Ama şu aşamada biz katılmıyoruz. Belki mahkeme direnecek? Şu anda belli değil ne olacağı. Ben umudumu koruyorum. Değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizi şu aşamada etkilemez. FETÖ ile mücadeleye kararlı bir şekilde devam edeceğiz."