Enflasyonun son 14 yılın en yüksek seviyesine çıkmasının ardından geçim sıkıntısının daha çok gündeme geldiği bugünlerde Ankara'da ücretsiz ekmek ve yemek için kuyruğa giren ailelerin sayısı her geçen gün daha artıyor.
Birgün'den Burcu Cansu ve Hüsyin Şimşek'in haberine göre, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Kızılay’ın ücretsiz ekmek ve yemek yardımından yararlanmak için yoksul yurttaşlar, savaştan kaçan Türkmenler, Iraklılar ve Suriyeliler uzun kuyruklar oluşturuyor. Kadınların çoğunlukta olduğu ekmek ve yemek kuyruklarında çok sayıda küçük çocuğun bulunması da dikkati çekiyor.
Kuyruklarla ilgili ilk durak sabahın erken saatlerinde Mamak’ın Saimekadın semti oldu. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ekmek dağıtımını yapan aracı geldiğinde bir anda yüzlerce kadının yer aldığı bir kuyruk oluşuyor. Fotoğraflarının çekilmesinden “huzursuz” olan kadınlar, sohbet edince biraz rahatlıyor ve hep bir ağızdan sorunlarını anlatıyor. Yardım için kuyruğa giren kadınların milliyetleri farklı olsa da problemleri ortak. Yoksulluklarını anlatan kadınlar, “Muhtaç haldeyiz. Geçinemiyoruz. Paramızla ekmek bile alamadığımız için sabah saatlerinde gelip kuyruğa giriyoruz” diyor.
Büyükşehir Belediyesi’nden çıkartılan yardım kartlarında Türkiyeli ailelerin “ikinci plana atıldığı” şikâyetini dile getiren bir kadın, “Öncelik Türkmenlere veriliyor. Bizim yaptığımız başvurular uzun süre sonuçlanmıyor. Bizim de birçok ihtiyacımız var. Az sayıda Türkiyeli aileye yardım için ‘onay’ çıktı. Bize yardım kartı vermemelerine rağmen gelip sıraya giriyoruz. Çünkü mecburuz. Kartı olup da gelmeyen olursa onların ekmeklerini bize veriyorlar. Gelmeyen sayısı az da olsa eve ekmek götürebilme umuduyla her gün kuyruğa giriyoruz. Savaştan kaçıp gelenlere de yardım etsinler, ona sözümüz yok ama bize de yardım etsinler. Asgari ücret ile geçinemiyoruz” diye yakınıyor.
Bir diğeri ise, “Belediyeye başvuru yapalı sekiz ay oldu. Tek gelirimiz bir emekli maaşı. Ev kirası ve faturaları ödemekte zorlanıyoruz. Gecekonduda oturuyoruz. Evde üç kişiyiz. Şimdi bir de kış geliyor. Sadece bir ton kömür verip ‘bununla yazı getir’ diyecekler. Mümkün mü? Yaz boyunca kış için yakacak topluyoruz. Devlet bizi de görsün” sözleriyle isyanını dile getiriyor.
Irak’tan gelen Türkmen kadınlar da ayrımcılıktan ve yoksulluktan şikayetçi. Ancak onlar da kendileri gibi savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelilere daha çok yardım yapılmasından yakınıyor. Türkmen kadınlar sorunlarını şöyle anlatıyor: »“İki çocuğum var. Kocam ve çocuklarım ile savaştan kaçtık. IŞID gelmeden önce böyle değildik şimdi dilenci durumuna düştük. Bir çocuğum hasta evde yatıyor. Doktora da götüremiyoruz. Hastane, ilaç her şey parayla... “Kiralar çok yüksek. Oturduğumuz ev çok küçük, rutubet kokuyor. Ev sahibi ‘ya 800 TL kira ödersin ya da çıkarsın’ diyor. Çıkalım da nereye gidelim. Oturduğumuz mahallede zor ev bulduk. Kimse bizi istemiyor. Tekrar ev arasak nereye taşınacağız. Burada haftada 6 gün ekmek dağıtılıyor. Ekmek alan sayısı azaldıkça verilen ekmek sayısı düşüyor. Pazar pahalı, akşam gidip kalanları topluyoruz. Kocam sigortasız işte çalışıyor. »“Çocuklarım okula gidemiyor. Civardaki okullar çocuklarımızı almıyor. Ev sahibimiz evden çıkardı. Ev arıyoruz. ‘Yabancıya ev yok’ deniliyor. Komşular sürekli bizlerden şikayetçi oldu. Çocuklarım çok ses yapıyormuş... Çocuklarım çok ses yaptığından değil de onların çocukları ile oynamasına tahammül edemediklerinden sürekli şikayet edip evden çıkarttırdılar. Kocam sigortası olmayan işlerde çalışıyor. Nerede iş bulursa orada çalışıyor. »“Çocuklar, ‘okula gitmek istiyoruz’. Burada bir okula giden arkadaşlarımız var onlara sürekli ‘pislikler’, ‘sizden iğreniyoruz’ diyorlarmış. Okula gitmek istiyoruz ama korkuyoruz da...”
Büşükşehir Belediyesi’ne bağlı yardım ekibinde ekmek dağıtan bir çalışan, günde 80 bin ekmeğin ücretsiz olarak tüm kentte dağıtıldığını ifade ediyor. Görevli, “Haftada altı gün ekmek dağıtıyoruz. Sadece Pazar günleri dağıtım olmuyor. Sabahın erken saatlerinde yola çıkan 16 araç, günde 80 bin ekmek dağıtıyor. Dağıtım işi öğleden sonralarına kadar sürüyor” diyor. Yardıma muhtaç ailelerin bir başka durağı Altındağ ilçesindeki Kızılay Aş Ocağı. Haftanın altı günü öğlen ve akşam yemekleri için dağıtım noktalarında ellerinde tenceler ile toplanan kadınlar ve çocuklar, yardımların “yetersizsizliğinden” yakınıyor.
raklı ve Suriyeli kadınlar, savaştan kaçtıklarını ve çok zor durumda olduklarını belirterek, sorunlarını şöyle aktarıyor: »“15 kişilik bir aileyiz. Çocuklar ve kocam karton topluyor. Onları satarak geçinmeye çalışıyoruz. Irak’tan geldik. Geldiğimiz için bize ‘defolun’ diyorlar ama oralar daha kötü olacak. Yemek yardımı ile karnımızı doyuruyoruz. »“Evde dokuz kişiyiz. Çöp topluyoruz. Aş evinden aldığımız yemek bize katkı oluyor. Kocam hasta. Çocuklar küçük. Okula gidemiyorlar. Okula gitmek istiyorlar ama nasıl gönderirim ki? Kıyafet, kalem, defter hepsi para demek. Bunları alamam. Çöpten bulduklarımı giyiyoruz. Evimizi görseniz, doğru düzgün hiç bir şeyimiz yok.” »“İki odalı bir odada 19 kişi yaşıyoruz. Üç çocuğum engelli. Engelli maaşı da bağlanmadı. Rapor istiyorlar. Rapor almaya gidemiyoruz. Kocam yaşlı ben de yaşlıyım. 600 lira kira ödüyoruz. 2 çocuğum çalışıyor. Diğerleri de bir gün çalışıyor, üç gün evde kalıyor. İş bulamıyorlar. Bulsalar da ödenen paranın çok az olduğunu ve tehlikeli olduğunu söyleyip gitmiyorlar. Yemek alıyorum buradan onu yiyoruz. Pazar günleri de yemek çıksa daha rahat oluruz. »“İş bulmak dert, ev bulmak dert, çocuklarının karnını doyurmak ayrı bir dert... Çocukların tek derdi var, okula gidebilmek. Keşke gönderebilsem. Gönderemiyorum ki. Büyük kız okuyacağım diye tutturduğunda okula götürdüm ‘yaşı geçmiş’ dediler, o zaman küçük olanı yazdırayım dedim, ‘yer yok’ dediler. Yani okutmak istesek bile hangi okula yazdıracağız ki... Yaz kış gelip kuyruğa girip yemek alıyoruz. Çocuklar sürekli hastalar. Doktora da götüremiyorum. Derdimiz büyük...”
Kızılay aş ocağında yemek dağıtan görevli ise günde ortalama beş bin kişilik yemek dağıttıklarını, ramazanda bu sayının yedi bine çıktığını belirtiyor. Pazar günleri hariç her gün iki çeşit yemek dağıttıklarını anlatan görevli, “Yemekleri öğlen saatlerinde dağıtıyoruz ama muhtaç aileler genellikle akşam için de yemek alıyorlar” diyor.