Subayların darbe girişimi sırasında üst düzey komutanları almaya giden ve Ankara’da Genelkurmay, MİT, Jandarma ve TRT önünde halkı hedef alan helikopterlerin havalandığı Kara Havacılık Okulu’nun Harekât Eğitim Şube Müdürü Pilot Binbaşı Okan Kocakurt’un ifadesi ortaya çıktı. Kocakurt, darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından sivil kıyafetlerini giyip çekmecesinde bulunan para ve altınları alarak, satın aldığı bisiklet ve çadır malzemesiyle Ankara’dan Alanya’ya kadar 523 kilometre gittiğini kaydetti.
Habertürk’ten Fevzi Çakır’ın haberine göre, Darbe girişiminin ardından kaçtığı Alanya’da yakalanan Kocakurt, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü darbe soruşturması kapsamında tutuklanarak TSK’dan ilişiği kesildi. Kara Havacılık Komutanlığı Harekât Eğitim Şube Müdürlüğü görevine başladıktan 2 hafta sonra, 15 Temmuz saat 17.30 sularında komutanlığa gittiğini anlatan Kocakurt, ifadesinde özetle şunları söyledi:
Genelkurmay’ın uçuşların yasaklanması ile ilgili verdiği emirden sonra Malatya’dan gelen ATAK helikopterleri ve eğitim uçuşu yapan uçaklarımız havada bulunuyordu, ben de kuleyle görüşüp “Tüm uçaklarımız insin” dedim. Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Kara Havacılık Okulu’na gelip (MİT’in “Kara Havacılık Okulu’nda hareketlilik var” ihbarının ardından Genelkurmay Başkanı teftiş için görevlendirmişti) 2 saat kaldıktan sonra ayrıldı. Kurmay Başkanı Yarbay Mehmet Şahin beni odasına çağırdı. “Dostum, askeriye içerisinde bazı hareketlilik olacak. Komutanların yeri değişecek. Bazıları görevden alınacak. Hükümette de bazı değişiklikler olabilir. Bu, Genelkurmay Başkanı’nın direkt emridir” dedi.
Şahin’in talimatı üzerine emir astsubayı Fatih Karagöz’le birlikte Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç’ın odasına girdik. “Komutanım TSK yönetime el koydu. Siz bu yönetimde yoksunuz” dedik. O da “Neden böyle yapıyorsunuz? Yanlış yapıyorsunuz” deyince kendisine kelepçe taktık.
Ankara semalarında jetler ve helikopterler uçunca kendi aramızda kurduğumuz WhatsApp grubundan arkadaşlara evden çıkmamaları uyarısında bulundum. Ben Harekât Merkezi’nde beklerken televizyonlardan darbe ile ilgili ilk haberler düşmüştü. İnternette Genelkurmay içindeki çatışma görüntülerini ve ölen askerleri görünce olduğum yerden ayrıldım. 15 dakika sonra kışlanın bir yerinden JÖH’lerin girdiğini ve 2 teğmeni esir aldıklarını söylediler. Mehmet Şahin, Özcan Karacan ve bazı teğmenler JÖH’lere karşı mevzi aldılar. Ben geride kalarak saklandım. Silah sesleri karşılıklı geliyordu. Bir helikopterin JÖH’lere ateş ettiğini gördüm.
“Sivil kıyafetlerimi giyip kilitli çekmecemde bulunan altın ve paralarımı alarak bir askerle birlikte araca binip ayrıldım. Daha sonra resmi otoyu bıraktık. Askere 50 TL vererek ‘Nereye istersen git’ dedim. Ben de Yenimahalle’de 2-3 saat dolaşıp AVM’ye gittim. Buradan bisiklet ve çadır malzemesi aldım. Bisiklet sürerek ve kamyonlara binerek Alanya’ya kadar gittim. Çadır kurduğum yerde yapılan GBT sorgusu sonucunda görevli memurlar beni alarak TEM Şube Müdürlüğü’ne teslim etti. Darbe teşebbüsünden önceden haberim yoktu. Mehmet Şahin’in söylemesinden sonra öğrendim. Böyle olacağını bilseydim kesinlikle iştirak etmezdim.”