Ankaralı kadınlar: Tecavüzcüler dışarda adalet nerede

Ankaralı kadınlar: Tecavüzcüler dışarda adalet nerede

T24 - Mart, 2010'da gerçekleşen tecavüzün ertesinde Adli Tıp raporunun gecikebileceği gerekçesiyle 'mağduriyet' yaratmasın diyerek tutuklulara tahliye kararı çıkarmasına karşı Ankaralı feministler 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ‘tahliye itirazı’ dilekçesi verdi.

Fevzi Kızılkoyun'un Doğan Haber Ajans'ında yayımlanan haberi şöyle:

ANKARA'da, bir savcının çocuğuna özel ders verdikten sonra evine dönerken 2 kişinin tecavüzüne uğrayan üniversiteli kıza tecavüzle suçlanan 2 kişinin, Adli Tıp Kurumu'nun raporunun geç gelebileceği ve bu süre içerisinde tutukluğun ‘mağduriyet’ yaratacağı gerekçesiyle tahliye edilmesi, tepkilere neden oldu.

Feministbiz Oluşumu üyesi bir grup kadın, Sincan Adliyesi önünde toplanıp kararı protesto ederken, kararı veren 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne ‘tahliye itirazı’ dilekçesi verdi.

Başkentte 18 Mart 2010 tarihinde meydana gelen olayda, üniversite öğrencisi İ.G., ders verdikten sonra evine giderken 100'üncü Yıl Öğretmenler Caddesi'nde Tolga Deniz ve Arif Yavuz tarafından zorla araca bindirilip kaçırılarak, Ayaş- Sincan tarafına götürüldü. Saldırganlar, ıssız bir yere götürdükleri İ.G.'ye burada sırayla tecavüz etti. İ.G. daha sonra onların elinden kurtularak polis merkezine sığındı. Şikayet üzerine yakalanıp gözaltına alınan şüpheliler Deniz ve Yavuz tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ancak Sincan 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, açılan davanın son duruşmasında, 2 sanığı da Adli Tıp Kurumu'nun raporunun geç gelebileceği ve tecavüzcülerin bu süre içerisinde tutuklu kalmalarının ‘mağduriyet’ yaratacağı gerekçesiyle tahliye etti.

'Tecavüzcüler dışarda adalet nerede'

İki sanığın mahkeme tarafından tahliye edilmesine tepki gösteren Feministbiz Oluşumu üyesi bir grup kadın, bugün Sincan Adliyesi önünde eylem yaptı. ‘Tecavüzcüler dışarda adalet nerede’ pankartı açan grup, ‘Erkek adalet değil gerçek adalet’ sloganı attı.

Grup adına burada basın açıklamasını okuyan Sevim Özdemir, Sincan’da yaşanan olayın bir toplu tecavüz olduğunu belirterek, şunları söyledi:“Tecavüze uğrayan arkadaşımız psikolojik ve ruhsal travma geçirdi ve olayın etkisinden kurtulamadı, belki de ömrünün sonuna kadar bu travmayla yaşayacak. Tecavüze uğrayan bu mağduriyeti yaşarken, mahkeme tecavüzcüleri mağdur olacakları gerekçesiyle serbest bırakıyor. Şu an iki tecavüzcü erkek ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyor. Erkek egemen sistem bizi öldürülmediğimiz, hayatta kaldığımız ve yaşama inadımız için adeta cezalandırıyor. Bu da bize adaletin gerçek bir adalet olmadığını açık bir şekilde gösteriyor. Buradan bir kez daha Yargıtay’a sesleniyoruz, tecavüz davalarında Adli Tıp Kurumundan rapor alınması zorlamasına son verilmelidir. Tecavüz davalarında üniversite hastanelerinden alınmış raporlar yeterli ve geçerli kabul edilmelidir. Üniversite hastaneleri bünyesinde ‘Tecavüz Kriz Merkezleri’ açılmalıdır.”

Mahkemelerin artık çocuk- kadın mağdurlarını Adli Tıp Kurumu’na göndermemelerini de isteyen Özdemir, “Bilinmelidir ki kadınlar olarak bedenimize istedikleri türden müdahale etmeyi kendilerine hak gören erkeklere, taciz ve tecavüzü meşru kılan erkek egemen zihniyete karşı her zaman mücadele edeceğiz. Bizler, evde, sokakta, işyerinde hiçbir kadın tecavüze uğramayana dek tecavüzcülerin ve suç ortaklarını peşini bırakmıyacağız” diye konuştu.

Basın açıklamasının ardından grup adına avukatları tarafından mahkemeye ‘tahliye itiraz’ dilekçesi sunuldu. Adliye binası önünde kısa süreli oturma eylemi de yapan kadınlar, daha sonra sloganlar ve alkışlarla dağıldı.