Ankara’nın da ABD’de anlatılacak bir şiiri var!

Fotoğraf: Muhsin Akgün

Ece Temelkuran, kitabı Devir/Dilsiz Kuğular Zamanı’nı ABD’de anlatmak için yola çıkıyor. 7 Kasım’da ABD’de “The Time of Mute Swans” adıyla yayımlanacak olan kitabın konuşulacağı ilk durak Cornell Üniversitesi.

Konuşma turunun takvimi şöyle:

Ece Temelkuran’ın konuya ilişkin T24’ün sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

-Türkiye’nin ruhunu anlatmaya dair bir girişim olarak nitelendirmiştiniz Devir’i, Türkiye’nin bugünkü gerçekliğini de anlatacak mısınız? Bir roman için yola çıkıyorum ama elbette Türkiye de anlatılacak. Bu, bir yazarı bazen rahatsız hissettirebiliyor. Sanki Türkiye’den gelince Türkiye hikayesi anlatmaya mecbur bırakılıyormuşsun gibi. Öte yandan düşününce ben gerçek ve hakikat üzerine hikayeler anlatan biriyim. Hakikati, şiirsel bir keşif ve icat duygusu olmadan kavramak mümkün değil, ama yirmi yıl boyunca gerçek üzerine gazetelerde hikayeler yazmış biriysen gerçeğin de şiirsel olduğunu görüyorsun. Demek istediğim, Türkiye’nin bugünkü gerçekliğini anlatırken şiirden, edebiyattan uzaklaşmak zorunda bırakılmış hissetmiyorum kendimi. Türkiye’nin acı ve güzel şiirini anlatmak benim için önemli. Türkçenin şiirini. - Devir/ Dilsiz Kuğular Zamanı Türkiye'nin hikâyesini başka bir açıdan anlatıyor ama. Öyle değil mi? Pek alışık olunmayan bir açı bu.  Devir, özellikle gerçek ve hakikat arasında duran bir roman. İçindeki birçok olay ve ayrıntı gerçek. Bu gerçek parçalarından Türkiye insanının hakikatini kurmaya çalıştım. Bilhassa insan neden direnir, iyilik ve kötülük nedir, insanlar neden hayal kurmakta diretirler gibi birçok sorunun cevabı üzerine bir hakikat bu.  Düğümlere Üfleyen Kadınlar ya da “Turkey: The Insane and The Melancholy” (Türkiye: Çılgın ve Hüzünlü) kitabı üzerine birçok ülkede birçok konuşma yaptım geçen yıl. Ama Devir’in daha özel bir yeri var. Bu romanla ben ülkeye, ülke için güzel hayaller kurup hayatlarını bu hayale adamış insanlara borcumu ödemek istedim. Bunu ABD’de, “imparatorluğun başkentinde” anlatmak benim için özel. Biliyorsunuz, Türkiye’nin hikayesi yabancı dillerde yoğun olarak İstanbul ve Osmanlı referansıyla anlatılıyor. Böyle bir edebiyat oluştu. Oysa Türkiye Cumhuriyeti’nin de hikayesi var. Bu hikayeye sanki anlatılmayı hak etmiyormuş gibi burun kıvrıldı uzun zaman. Devir, biraz da bu burun kıvırmaya tepkidir. Bu hikayeyi dünyaya anlatmakta inat etmektir biraz. İstanbul kadar Ankara’nın da bir hikayesi var, bu bilinmeli.  - Bu hikâyenin ABD'de anlaşılacağını düşünüyor musunuz? Gerçeğin bozgununa inat hayal etme meselesini anlatan her kitap bütün insanlara konuşur. Kuğuların uçabildiğini unutan tek ülke Türkiye değil ki! Dünyanın her yerinde unutturulan bir gerçek var; insanın ancak hayal ederek ve direnerek yarını daha güzel kurabileceği gerçeği. Daha güzel bir yarın olduğunu, olabileceğini unutturan on yıllar geçirdik. Bütün dünyada 80’ler hemen hemen aynı etkiyi yaptı. “Tarihin sonu geldi” dendi, “Uçup uçabileceğimiz yer burasıydı” dendi. Dünyanın bugünkü karanlık hali bu bilginin zorla kabul ettirilmesinden kaynaklanıyor. Devir, kuğuların uçabildiğini, kanatları kırılsa da havalanabileceklerini hatırlatmak için yazıldı. Umarım bütün dillerdeki insanlara bunu hatırlatır.  - Peki, iyiliğe nasıl meyleder insan? Böyle bir dünyada nasıl umutlu kalabilir insan?  İyilik çaba gerektirmez, çaba veya zorlama gerektiren şey kötülüktür aslında. Bugünkü dünya, bize tam tersini düşündürüyor olabilir ama insan esasen iyiliğe meyillidir. Umutlu kalmak isteniyorsa da bence geçmiş hikâyelere bakılmalı. Çünkü gerçeğin, sadece Türkiye'de değil, dünyanın birçok yerinde eksik anlatılmasından dolayı insanlar çoğu zaman umutsuz. Bu yüzden ABD turunun genel çerçevesi, içinden geçtiğimiz bu delilik çağında bir şifa olarak hafıza olacak. Hikayenin tamamını hatırlamak... Devir/Dilsiz Kuğular Zamanı ile bunu yapmaya çalışmıştım. Sanırım şimdi başka dillerde aynı yolculuga çıkma zamanı.