15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hâl (OHAL) kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle Ankara Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyenler, meslektaşları ve öğrencileri tarafından uğurlandı.
Şimdilik son derslerini verdiler; Ankara Üniversitesi öğrencileri hocalarını böyle uğurladı...
Akademisyenler kendi fakültelerinden alındı
Cebeci Kampüsü'nde yaklaşık iki saat süren etkinlikler kapsamında, Hukuk Fakültesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, İletişim Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden ihraç edilen akademisyenler sırayla kendi fakültelerinden alındı. Oluşan kortej fakülteleri tek tek dolaştıktan sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi bahçesinde bir araya geldi. Toplanmanın ardından Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin (Mülkiye) tarihi Sütunlu Salon’una geçildi. Burada toplanan öğrenciler, “Örgütlemişler Baharı” adlı şarkıyı hocalarına uyarlayarak söylediler.
Sık sık sloganların atıldığı uğurlamada, Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş’e de tepki gösterildi.
Hocalarını besteledikleri şarkıyla uğurladılar:
Evrensel’in haberine göre, Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden ihraç edilen Prof. Dr Işıl Ünal, odasını toplamak için geldiğinde akademisyen arkadaşları ve öğrencileriyle karşılaştı. Burada öğrencilerin alkışları arasında konuşan Ünal, şunları söyledi:
“Süreci biliyorsunuz zaten. Ben barış bildirisine imza atan akademisyenlerden biriydim. Bu bildiri Kürt coğrafyasında şiddet olayları sırasında devleti uyarmak üzere kaleme alındı. Biz bu ülkenin insanları olarak barışı talep etmek durumundaydık. Bununda bir bedeli oldu. Bu bedeli ödüyoruz. Aslında bu devlet açısında başarısızlığın bir sonucudur. Soruşturmalar, TMK’dan bir şey tutturamayınca en kolay yol olan KHK’ya başvurdular. Ama biz üniversitelerimize tekrar geleceğiz sadece gasp edilen hakkımız olduğu için geleceğiz. Yoksa üniversiteler çok da ahım şahım yerler değil. Hakkımızı aldıktan sonra istersek üniversiteden ayrılırız. Bilim insanı olmak için üniversitelerde kadro almak gerekmiyor. Bilimsel çalışmalarımızı sürdüreceğiz."
Akademisyenler ve, öğrenciler yapılan yürüyüşün ardından SBF’nin tarihi Sütunlu Salonu’nda buluştu. Burada ihraç edilen akademisyenler konuşma yaptılar.
İlk konuşmayı yapan, İletişim Fakültesi öğretim üyesiyken eylül ayında 672 sayılı KHK ile ihraç edilen Doç. Dr. Gülseren Adaklı oldu. Adaklı, barış istedikleri için atıldıklarını hatırlatarak mutlaka döneceklerini ve hesap soracaklarını söyledi. 679 sayılı KHK ile ihraç edilen, Mülkiyeliler Birliği’nin 2012-2014 döneminde başkanlığını da yapan İletişim Fakültesi (İLEF) öğretim üyesi Doç. Dr. Sevilay Çelenk oldu. Çelenk, “Barış bildirisini imzalamanın bedeli olacağını biliyordum. Geri döneceğiz” dedi.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi akademisyenlerinden Dr. Cenk Yiğiter, kendisinin atılmasının da diğer arkadaşları gibi barış bildirisine imzacı olmasında dolayı olduğunu söyleyerek, “Biz bu suça ortak olmayacağız dedik. Halka karşı silah sıkılmasına ortak olmayacağız” dedi. DTCF’den Doç. Dr. Süreyya Karacabey, DTCF’den SBF’ye gelerek arkadaşlarının yanında olmak istediğini belirtti.
İLEF akademisyenlerinden Doç. Dr. Tezcan Durna, “Rasyonalizm etmeye çalışmak, kuşku aramayı beraberinde getiriyor ama kuşku duyacak hiçbir şey yapmadık. Şaşırmaya devam etmek kanıksamamak gerekiyor. Güçlü duracağız, öğrencilerimiz, herkes kucaklıyor. Ara vermeden devam etmeli bu kucaklaşmalarla cevap vermeliyiz” diye konuştu. İLEF’te araştırma görevlisi olan Burçin Kalkın Kızıldaş, “Kötülük hikayesi yaşanıyor, bir yıldır kendi hikayemizin çevresinde dönüyoruz. Bizim payımıza bu düştü. Umut etmeyi bırakmayalım” derken, Arş. Gör. Bahar Şimşek, “Bu güzellik bizim ne kadar haklı olduğumuzu hatırlatıyor” dedi.
SBF Maliye Bölümü akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Özlem Albayrak, “Şu anki üniversiteye dönmek istemiyorum. Maliye Bölümünün akademiye çağrısı çok önemliydi. Bu suça ortak olan, utanmayan insanlar göreceğiz. Hesap soracağımız bir üniversiteye dönmek istiyorum” diye konuştu.
Son konuşmayı yapan Dr. Faruk Alpkaya, bu karanlığın da sabahı olacağını belirterek, 1402’lik öğretim üyelerinden Baskın Oran’ın atıldığı zaman yaptıklarını anlattı. Bazı hocalarının kapıların kilitlediğini söyleyerek onları eleştiren Alpkaya’nın konuşmasının ardından, SBF’nin giriş kapısındaki merdivenlerinde toplu fotoğraf çektirildi. Daha sonra akademisyenler SBF’de bulunan Meray odasına gittiler.