Anksiyete olarak da bilinen endişe bozukluğu konusunda yapılan uluslararası bir araştırmadan, sanılandan daha yaygın olduğu anlaşılan bu sorunun daha iyi araştırılması çağrısı çıktı.
Cambridge Üniversitesi'nden bilim insanları anksiyeteden en çok etkilenen grupların 35 yaşın altındakiler, kadınlar ve ruhsal sağlık problemleri yaşayanlar olduğunu söylüyor.
Araştırmalarına göre her 100 kişiden dördü anksiyete ile karşı karşıya.
Peki anksiyete nedir, panik ataktan farkını nasıl anlayabiliriz? Endişe nöbeti geldiğinde ne yapmalı?
Kaygılı, sıkıntılı, gergin, tuhaf hissetme ya da rahatsız bir duruma sokulma hissine kapılma hali.
Bazen anksiyeteyi idare etmek mümkün olsa da, başa çıkılamadığı, kontrolden çıktığı durumlar da olabiliyor.
Anksiyetenin en zor taraflarından biri gözden kaçması, ciddiye alınmaması.
Bu da kısmen, kendinizde ya da bir başkasında endişe bozukluğunu tespit etmenin zorluğundan kaynaklanıyor.
Anksiyete ile panik atak iki farklı sorun ama belirtilerini birbirinden ayırmak kolay değil.
Panik atakta, vücudun sinir sistemi kendisini tehlikede hisseder, saldırıya uğradığını sanır.
Bayılacağınızı sanarsınız, kalbiniz hızla atar ya da nefesiniz kesilir. Ataklar birkaç dakika ya da birkaç saat sürebilir.
Anksiyete ise süreklilik arzeden bir durum; kendisini geri planda bir yerlerde, bilinçaltınızda sürekli hissettirir.
Anksiyete dönemlerinde genel olarak tedirgin olur ya da belli bir olay karşısında tuhaf hissebilirsiniz.
Kaygılı, sıkıntılı, gergin, tuhaf hissedersiniz. Kendi değerinizden şüphe duyarsınız, özgüveniniz sarsılır. Başınız döner, gözleriniz hafif kararır, çevrenizden kopmuş hissedersiniz. Çabuk gerilirsiniz, nefes alıp verişiniz sıklaşır, kaslarınız ağrır. Titremeye, sallanmaya başlayabilirsiniz, avuçlarınız terler. Sürekli ağlamak ister, umutsuz hissedersiniz. Konsantre olmak, hatırlamak zorlaşır. Hayatınızdaki üzücü olaylara yoğunlaşırsınız. İnsanların sözleri kafanızda dolaşıp durur. İçinde bulunduğunuz çevreden, durumdan kaçmak istersiniz.
Üniversite yıllarından beri anksiyete bozukluğu yaşayan Courtney Lee Deakin, BBC'ye öyküsünü ve bu sorunla nasıl başa çıktığını anlattı.
İşte bu konudaki 10 önerisi:
1. Nefes alın - Bunun bazen işe yaramadığını biliyorum ama olsun: Nefesinizi kontrol etmeye başlamak, zihninizi ve bedeninizi sakinleştirir.
2. Sizi endişelendiren her şeyi alt alta yazın ve paniğe kapılmamak için hayatınızı düzenli yaşamaya çalışın.
3. Arkadaşlarınıza, ailenize endişe nöbetleri geçirdiğinizi söylemekten çekinmeyin.
4. Sizi tedirgin eden durumdan uzaklaşın.
5. Kendinize değer verin; bu konuda olumlu düşünün.
6. Olumsuz yorumlarla kendinize eziyet etmeyin. Bu, özgüveninizi sarsar, anksiyete ataklarını sıklaştırır.
7. İyi uyuyun, stresinizi kontrol altına alın.
8. Neşeli şarkılar dinleyin, mutlu filmler seyredin.
9. Duygularınızı yatıştırmak için içinizden 10'a kadar sayın.
10. Eğer durum daha da ciddileşir, kontrolden çıkarsa doktora danışın.