Müftülük tarafından verilen eğitimin içeriğinin ne olduğunun ve kimler tarafından uygulandığının bilinmediğini söyleyen Gezici, ‘’Değerler eğitimi adı altında yapılan bir program ama tamamı Arap alfabeli ve dine yönelik bir eğitim. Dolayısıyla bu haliyle kabul edilebilir bir program değil. Dava gerekçemiz zaten yetki aşımından kaynaklıydı’’ ifadelerini kullandı.
Gezici, bu program dahilinde eğitim alan öğrencilerin velilerinden gelen şikâyetleri şu şekilde aktarıyor:"Çocuk akşam yemeğine oturduklarında annesine ‘Bu ekmeği kim aldı?’ diyor. Çocuğun annesi de esnaf bir kadın ve ‘Ben aldım.’ diyor. Çocuğu bunun üzerine ‘Sen bizi cehenneme göndermek istiyorsun. Çalışan kadının aldığı ekmek haramdır’ diyor. Veli bize geldi ve ‘Hocam, çocuğumu dışarıda bıraksam ayrı bir sorun yaşıyorum, çünkü istemeyen tek veli benim. Çocuğum ‘Arkadaşlarım içeride, ben dışarıdayım’ diyor. Bu onu çok mutsuz ediyor.""Bir derste başörtü zorunluluğu var. Seccade ve tespih getirilmesi isteniyor. Mesela bir sınıfa sesli seccade getirilmiş. Bütün öğrencilere dağıtılmış. Öğrencilere de ‘Bunu bir hayırsever size hediye etti. Eğer namaz kılmazsanız bütün sınıfın günahı size yazılır’ denmiş."