Annesinden Murat Sabuncu'ya: 2018'de 'Kavuştuk işte' demek istiyorum

Annesinden Murat Sabuncu'ya: 2018'de 'Kavuştuk işte' demek istiyorum

Sevgi Sabuncu*

Canım yavrum, âdet oldu, yeni bir yıla girerken sanatçılara, politikacılara, az da olsa sade vatandaşlara yeni yıldan neler bekledikleri soruluyor. İyilik, sağlık, mutluluk gibi çok klişe cevapların yanında son yıllarda dünyayı gezmek, çalışmaya daha az, eğlenmeye daha çok vakit ayırmak gibi cevaplar da duyuyoruz, okuyoruz.

Bana bu sual sorulsaydı yaşım itibarıyla vereceğim cevap sağlık, sıhhat, huzur olurdu. Tabii normal şartlar altında. Gel gör ki ülkemizin son bir buçuk yıldır yaşadığı olağanüstü hal ve ailemizin son 15 aydır içinde bulunduğu olağanüstü durum itibarıyla beklenti ve temennilerimi güncellemem daha doğrusu bu temennilere çekidüzen vermem gerekiyor. İşte bir anne, bir cumhuriyet kadını ve sade bir vatandaş olarak 2018 yılında can-ı gönülden gerçekleşmesini dilediğim şeyler: Kavuşmak: Bir anne olarak çocuklarım ve torunuma sıkı sıkı sarılıp “Kavuştuk işte” demek, 15 aydır her pazar kahvaltısında ısrarla ve inatla tabağını, bardağını koyduğum sofrada artık seni de görmek... Barışmak: Türk’üyle, Kürt’üyle, AKP’lisiyle, MHP’lisiyle, yandaşıyla, yoldaşıyla, taraflısıyla, tarafsızıyla, görmeyeni, duymayanı, söylemeyeniyle, kandırılanıyla, hakimiyle, savcısıyla, inançlısıyla, inançsızıyla, vatanla, dünyayla... Dinlemek: Vatandaşın derdini, emekçinin talebini, haklıyı, haksızı, okumuşu, cahili, denizi, kuşu, rüzgarı, Ahmet Şık’ı, İstanbul’u ve tabii senin o yürekten “Annem” diye seslenişini... Konuşmak: Eş, dost, ahbapla, esnafla, şoförle, politikacıyla... Ama en çok seninle... Ses geçirmez camın arkasından kısacık bir zaman diliminde ne diyeceğimi önceden ezberleyerek telefonla değil, uzun uzun ve yüz yüze...

Adaletin tecelli edeceğine inanmak: Badem kurusu kıyafet giymeden, savunma hakkın engellenmeden, duruşmalar ertelenmeden, ivedilikle ve hakkaniyetle tecelli eden bir adalet ve özgürlüğüne kavuşacağın o an... Biricik oğlum, 2018 yılı vatan için, dünya için tüm kötülüklerin geçmişte kaldığı, güzel ve hatırlanmaya değer bir yıl olsun. Birbirini üzmeye, kırmaya, yıpratmaya değmez, insanoğlu fani, makamlar ve güç gelip geçici. Şairin dediği gibi; bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş. Kal sağlıcakla.

*Bu mektup ilk kez Cumhuriyet'te yayımlanmıştır.