Annesi ile birlikte Bakırköy Cezaevi’nde kalan atipik otizmli 4.5 yaşındaki Poyraz Ali için binbir emekle eğitim ve rehabilitasyon ortamı yaratılmıştı. Darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal, Poyraz Ali’yi hem annesinden hem de tedavisi için yaratılan ortamdan kopardı. Anne Zeynep Bakır, OHAL ile Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Poyraz Ali ise Trabzon’a babasının yanına gönderildi.
Atipik otizimli 4.5 yaşındaki Poyraz Ali için cezaevi koşullarında, binbir emekle yaratılan eğitim ve rehabilitasyon ortamı, OHAL’le birlikte yerle bir edildi. Poyraz Ali, OHAL’den önce, haftada dört gün 16 saatlik bir rehabilitasyon programına ve cezaevindeki ana okuluna devam ediyordu. Annesi Zeynep Bakır da eğitim süreçlerinde yanında oluyordu. Zeynep Bakır, Bakırköy Kadın Cezaevi’nden, Silivri’ye nakledildi. Günlerdir tek kişilik hücrede. Poyraz Ali ise Trabzon’da, babasının yanında. Denetimli serbestlik konusunda verdiği sözleri tutmayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, suskun. Emrah Bakır’ın dışardan, Zeynep Bakır’ın da ‘içeriden’ yazdığı dilekçelerin hiçbirine yanıt verilmiyor.
"Kolları mosmordu"
Cumhuriyet'ten Hilal Köse'nin haberine göre, baba Emrah Bakır, eşini sürgünden dört gün sonra görebilmiş. “Kolları mos mor, üstü başı perişan, saçları koparılmıştı” diyor. Bakır’ı teselli eden tek şey, sevk sırasında Poyraz Ali’nin cezaevinde olmaması: “OHAL’den sonra, gerginliğe denk gelebilir diye Poyraz Ali’yi dışarı çıkardım. Cuma günü aldım, Pazartesi sevk oldu.” Bakır’a göre, sürgün ve hücre cezasının tek nedeni, eşinin siyasi hükümlü olması. Çünkü, Zeynep Bakır, özel durumu nedeniyle hiçbir protesto eylemine katılmamış. Poyraz Ali ise şimdilik güvende ancak annesiz. Eğitimi ve rehabilitasyonu darbe aldı. Babası çalıştığı için, gündüz köyde anneannesiyle ve dedesiyle birlikte.
Otizm aktivisti İrem Afşin, eski CHP milletvekili Melda Onur ve Emrah Bakır, 22 Ocak 2015’te Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile görüşmüş, Zeynep Bakır’a denetimli serbestlik sözü almışlardı. O görüşmenin üzerinden bir buçuk yıl geçti. Zeynep Bakır’ın tahliyesi için her yol denendi ancak verilen sözler tutulmadı. Ancak, Poyraz Ali için iyi bir eğitim ortamı oluşturuldu. İrem Afşin, “Şimdi yaptığımız her şey boşa gitti. Çaresiziz...” diyor. İki buçuk yıllık mücadeleyi şöyle özetliyor: “Konuşmayan bir çocuğu cezaevinde konuşturduk. Özel eğitim ekibi çok iyiydi. Cezaevindeki ana okulunu gönüllü annelerle elden geçirdik. Öğretmenlere otizm eğitimi verdik. Çok büyük emekler verildi. İki boya kalemini, iki kitabı cezaevine sokmam üç dört ayımı aldı mesela... ” Poyraz Ali’nin şu an çok gergin olduğunu da dile getiren Afşin, “Otizmli bir çocuğun anneyle iletişimi çok önemli. Poyraz Ali, benim oğluma benziyor. Bazen sadece bakışarak, elini tutarak sinirini yatıştırırsınız” diyor.
Melda Onur, Poyraz Ali için yeniden Ankara’ya gitmeye hazırlanıyor ve şunları söylüyor: “Acı olan, yargı alt üst oluyor. Belli kararlara imza atmış, insanları hapislerde öldürmüş yargı sisteminin üyeleri, ‘darbeci yapı’ diye tutuklanıyor. İmza attıkları kararlarla mağduriyetler sürüyor. Zeynep de onlardan biri. Zeynep’in yargılandığı Erzurum özel yetkili mahkemesi kapatıldı. 17/25 Aralık’ta haksızlar da, Zeynep’in yasal olarak katıldığı basın açıklamalarını alt alta koyup yasadışı ilan edince mi haklılar? İktidar, şu an keseri kendine yontuyor.”
Poyraz Ali, özel eğitime başladığında hiç konuşmuyordu. Takıntıları çok fazlaydı. Dışarı çıkmak istediğinde kapıları yumrukluyordu. Kendini yerlere atıyordu. Zamanla çok şeyi başardı. Konuşmaya başladı. Daha sosyal bir çocuk oldu. Özel eğitim öğretmeni Miray Yılmaz, “Her şey yolunda gidiyordu” diyor. Otizmin sürekli tedavi gerektirdiğini, bunun da sadece eğitimle olabileceğini vurguluyor. Annesinin sürgünü, Poyraz Ali’ye verilecek özel eğitim bursuna da engel olmuş: “Rutini bozulduğu için güven duygusu zedelenecek. Öfkelenecek. Annesini özlemeye başlamış. Bir aydır görmüyor. Annesini kaybetme korkusu da yaşayacak. Daha çok küçük, anne çocuğu. Annesiyle kalırken de babası için aynı şeyleri hissediyordu. Okula başlamak üzere olduğu dönemde, özel eğitim daha da önemliydi...