Antalya Barosu: Düzenlemeler müzakere edilebilir değil, her türlü kolektif mücadelenin içinde yer alacağız

Antalya Barosu: Düzenlemeler müzakere edilebilir değil, her türlü kolektif mücadelenin içinde yer alacağız

Antalya Barosu, iktidarın Avukatlık Kanunu'nda yapacağı değişiklikle getirmeyi planladığı çoklu baro ve nispi temsil sistemlerine karşı yaptığı açıklama, "Adaletten, demokrasiden ve hukuk devletinden kopuşun tescili ve ilanı olacak bu düzenleme isteği müzakere edilebilir değildir. Bu nedenle, memleketimize, yurttaşlarımıza sahip çıkmak, mesleğimizin onurunu ve saygınlığını korumak için, her türlü kolektif mücadelenin içinde yer alacağımızı, toplantı ve gösteri yürüyüşü, eylemli basın açıklaması, oturma eylemi gibi her türlü anayasal ve demokratik hakkımızı kullanacağımızı bilgilerinize sunarız" dedi.

AKP ve MHP'nin baroların seçim sistemine dair düzenleme çalışmalarında sona yaklaştığı belirtiliyor. Çalışmalar devam ederken TBB ve 79 baro teklifin geri çekilmesini talep ederek müzakere süreci başlatacaklarını duyurmuştu. Bu doğrultuda 43 baro yarın Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile görüşecek. İstanbul Barosu ve Antalya Barosu’nun da aralarında olduğu 37 baro ise müzakere sürecine katılmayacak.

TIKLAYIN - Müzakere süreci başladı: Barolar, Adalet Bakanı Gül ile görüşecek

Antalya Barosu bugün yaptığı açıklamada basın özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı gibi temel konularda çok geriye düşüldüğünü belirterek, "Baskıcı ve otoriter bir rejime sürüklenirken, yargı bağımsızlığı şeklen bile korunamazken, yargıya duyulan güven tarihin dip seviyesine düşmüşken, hukuk devletini var eden ve meşru kılan savunmayı susturmaya ve teslim almaya yönelik girişimleri reddediyoruz!" dedi.

Antalya Barosu Başkanlığı tarafından yapılan açıklama şu şekilde: 

"Savunmayı susturmaya ve teslim almaya yönelik girişimleri reddediyoruz! Korkmuyoruz, susmuyoruz!Bütün dünyanın Covid-19 küresel salgınıyla boğuştuğu, yurttaşlarımızın can derdine düştüğü, gelecek kaygılarının giderek daha da yoğunlaştığı bir süreçte, Baroların yapısının ve seçim sistemlerinin değiştirilmesi tartışmaları gündeme getirilmiştir. Antidemokratik, şeffaflıktan ve çağdaş yasa yapım tekniğinden uzak bir şekilde ve adeta Barolardan ve Avukatlardan saklanarak, kaçırılarak yapılan yasa çalışmalarında sona yaklaşılmaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla çoklu Baro, nispi temsil, Avukatlık Kanunu’nun 76, 95 ve 110. Maddelerinde değişiklik, TBB delege yapısında değişiklik ve Barolara üye kayıt zorunluluğun kaldırılması amaçlanmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, yurttaşlarımızın adil yargılanma hakkının, hak arama özgürlüğünün ve savunma hakkının temsilcisi ve güvencesi olan biz Avukatların ve meslek örgütümüz olan Baroların öncelikli sorunu bu değildir. Uzun yıllardır hiçbir ekonomik ve mesleki sorununa bilerek ve isteyerek hiçbir ciddi ve kalıcı çözüm üretilmeyen Avukatların sorunları katlanılamaz ve taşınamaz bir boyuta gelmiştir. Avukatlık can çekişmektedir. Bu yakıcı gerçeklik karşısında bilimsel ve çağdaş çözümler üretilmesi gerekirken, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı gibi temel ölçütlere göre bazı üçüncü dünya ülkelerinin bile gerisine düşmüşken, özgür olmayan ülkeler arasında sayılırken, baskıcı ve otoriter bir rejime sürüklenirken, yargı bağımsızlığı şeklen bile korunamazken, yargıya duyulan güven tarihin dip seviyesine düşmüşken, hukuk devletini var eden ve meşru kılan savunmayı susturmaya ve teslim almaya yönelik girişimleri reddediyoruz! Anayasamızın 135. Maddesi gereği kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olan Baroların bölünmesine ve parçalanmasına yönelik saldırı, hem siyasal ve toplumsal ayrışmayı derinleştirecek hem kamusal hizmetlerin bölünmesine ve parçalanmasına neden olacak ve hem de hukuk birliğini dağıtacaktır. Demokratik, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerine uygun ve neredeyse ideale yakın olan Baroların seçim sistemlerinin “nispi temsil” kavramının ters yüz edilerek değiştirilmesi blok liste uygulamasını zorunlu kılacak ve giderek Barolarda etnik, mezhepsel, siyasal vs gruplaşmalara neden olacaktır. Bu da en az “çoklu Baro” kadar tehlikeli ve yıkıcıdır. Barolara yasayla verilen hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak görevinde yapılacak en küçük bir değişiklik, hak ihlallerine, hukuka aykırılıklara, işkenceye, kötü muameleye, cinsel istismara, kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine, çevre katliamlarına, doğa talanına vs karşı sessiz kalınması, tepki gösterilmemesi isteğinin yasallaştırılması olacaktır! TBB delege yapısının değiştirilmesi isteğini de, Barolara üye kayıt zorunluluğunun kaldırılması isteğini de tıpkı yukarıda sözünü ettiğimiz gerekçelerle reddediyoruz ve Baroları işlevsiz kılma, yargının tek kurucu sivil bileşenini de siyasal iktidarın güdümüne alma çabası olarak değerlendiriyoruz. Durum hiç olmadığı kadar ciddi ve tehlikelidir. Adaletten, demokrasiden ve hukuk devletinden kopuşun tescili ve ilanı olacak bu düzenleme isteği müzakere edilebilir değildir. Bu nedenle, memleketimize, yurttaşlarımıza sahip çıkmak, mesleğimizin onurunu ve saygınlığını korumak için, her türlü kolektif mücadelenin içinde yer alacağımızı, toplantı ve gösteri yürüyüşü, eylemli basın açıklaması, oturma eylemi gibi her türlü anayasal ve demokratik hakkımızı kullanacağımızı bilgilerinize sunarız."