Antalya'da öldürülen çevreci çiftin davası başladı; sanığın ömür boyu hapsi isteniyor!

Antalya'da öldürülen çevreci çiftin davası başladı; sanığın ömür boyu hapsi isteniyor!

Antalya'nın Finike ilçesinde çevreci çift Ali Ulvi Büyüknohutçu ve Aysin Büyüknohutçu'nun öldürülmesine ilişkin davanın görülmesine başlandı. Çiftin cinayet sanığı Ali Yamuç (31) cezaevinde intihar ederken, davanın tek tutuklu sanığı Yamuç'un eşi Fatma Yamuç (32) hakkında yardım ve yataklık suçundan ömür boyu hapis cezası istendi.

Finike'de taş ocaklarına karşı verdikleri mücadeleyle tanınan Ali Ulvi (61) ve aynı yaştaki eşi Aysin Büyüknohutçu'nun, 9 Mayıs 2017 günü Kızılcık Yaylası'ndaki dağ evlerinde öldürülmesiyle ilgili aynı bölgede oturan Ali Yamuç, İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından gözaltına alındı. Sorgusunda suçunu itiraf eden Yamuç, sevk edildiği mahkemece tutuklanarak Elmalı Cezaevi'ne konuldu. Yamuç'un eşi Fatma Yamuç da yardım ve yataklıktan tutuklandı. Ali Yamuç, bir süre sorna nakledildiği Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi'nde 20 Eylül 2017 tarihinde intihar etti. Çevreci çift cinayetiyle ilgili 15 sayfalık iddianame, Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Aysin- Ali Ulvi Büyüknohutçu çiftinin 3 kızının şikayetçi olarak yer aldığı iddianamede, katil zanlısı Ali Yamuç'un eşi Fatma Yamuç tek şüpheli olarak gösterildi. 'Kasten öldürme', 'birden fazla kişiye karşı gece vakti konutta silahla yağma' suçlamalarının yöneltildiği iddianamede Fatma Yamuç için ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi.

İlk duruşma yapıldı

Davanın ilk duruşması, Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tutuklu sanık Fatma Yamuç bulunduğu Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılırken, Büyüknohuçtu çiftinin kızları Elif Büyüknohutçu, Emine Büyüknohutçu ve Naciye Zeynep Büyükküpcü ve tarafların avukatları salonda hazır bulundu.

"Ali Ulvi'den 270 lira istemiş"

Kimlik tespitinin ardından Fatma Yamuç savunma yaptı. 6 Mayıs 2017 tarihinde bulundukları yere yakın bir yerde yangın çıktığını ancak kendisinin bundan haberi olmadığını söyleyen Fatma Yamuç, "Eşim Ali yangın yerine gitmiş. Ali Ulvi ile yangına müdahale etmişler. Ertesi gün Ali Ulvi, eşimi ve beni çaya davet etmiş. Kendilerini önceden görmüştüm fakat sohbetim yoktu. İlk kez evlerine davet ettiklerinde sohbet etme imkanı bulduk. Evden ayrılacağımız zaman eşim 'Ben bir Ali beyle görüşeceğim' diyerek geri döndü. Benim hastalığım nedeniyle ilaç almak için Ali Ulvi'den 270 TL istemiş. Ali Ulvi de ona 100 TL vermiş. Hatta bu konu için eşimle tartıştım. 'Yaptığın iyiliğin karşılığı olarak mı bu parayı istedin' dedim" dedi.

"Uyuşturucu almamı istedi"

Olay günü akşama kadar eşiyle evde olduklarını anlatan Fatma Yamuç, saat 21.30 sıralarında eşi Ali Yamuç'un kendisini uyandırdığını belirterek, şöyle devam etti:

"Krizde olduğunu ve ona gidip uyuşturucu almamı istedi. 'Bu saatte ben nasıl gideyim' diyerek kendisiyle tartıştım. Ama kendisi çok sinirliydi ve krizdeydi. Motor kullanamayacak durumdaydı. Bu nedenle gitmeye karar verdim. Bana 2 bin 100 TL verdi. Bu parayı nereden bulduğunu sorduğumda 'Her şeyi bilmene gerek yok' gibi cümlelerle sinirli bir şekilde beni azarladı. Yuvalı- Turunçova arasında bir adamın beklediğini, parayı gidip ona vermem gerektiğini söyledi. Ben de gidip bu adamı buldum. Para karşılığında bana bir poşet verdi, eşime götürdüm. İkimiz de uyuşturucu kullandık. Daha sonra uyuduk."

"Sofra bezi içinde dizüstü bilgisayar, ip ve kayış vardı"

Ertesi sabah eşinin kendisini uyandırıp, 'Evde ekmek kalmamış gidip ekmek alalım' dediğini kaydeden Fatma Yamuç, şöyle dedi:

"Uyandığımda evin önünde parçalanmış bir telefon gördüm. Bunun ne olduğu sorduğumda eşim telefonu yolda bulduğunu, bataryasının da benim telefonuma olabilme ihtimali nedeniyle eve getirdiğini söyledi. Daha sonra evimizin önünde bir sofra bezi gördüm. İçini açıp baktığımda dizüstü bilgisayar, ip, kayış gibi malzemeler vardı. Bunun ne olduğunu eşime sorduğumda karışmamam gerektiğini söyledi. Israr edince kaybetmesi karşılığında ona verildiğini, kaybedince karşılığında para alacağını söyledi. Kendisine kızdım, 'Sen ne işler çeviriyorsun' diye. Beni azarlayıp, cevap vermiyordu. Sonra birlikte motora bindik. Sofra bezi de Ali'nin elindeydi. 'Dipsiz Kuyu' diye bilinen yere gittik. Bu sırada motorda bekledim, kendisi Dipsiz Kuyu'ya gitti. Yaklaşık 2- 3 dakika sonra geri döndü ve bana bezi kaybettiğini söyledi. Daha sonra birlikte babamın evine gittik. Annem ve babam Antalya'ya gidecekti. Evde bulunan hayvanlara bakmamızı istedi. Biz de 'tamam' dedik. Babam gitmeden bana 800 TL verdi. Daha sonra ben Ali ile ayrılıp işlerimi halletmek üzere Finike'ye indim. Finike'ye inerken eşim 700 TL daha verdi ve bu paranın da nereden geldiğini anlatmadı. Ben de telefoncuya gittim, telefonumu aldım, önceden olan borcumu ödedim ve eşimin hattını çıkaracaktım. Fakat kimliğimin yanımda olmadığını fark ettim. Aracım olmaması nedeniyle kuzenim Ozan'ı aradım. Gelip beni aldı, birlikte kimliği almaya gittik ve beni tekrar Finike'ye bıraktı."

"Olaylarla ilgim yok"

İşlerini hallettikten sonra tekrar babasının evine geçtiğini ve saat 16.00'ya kadar orada kaldığını belirten Fatma Yamuç, daha sonra yaylaya çıktığını aktardı. Eşinin kendisine 'D. amcalara gidelim' dediğini söyleyen Yamuç, önce gitmek istemediğini ancak daha sonra gittiği evde Ali ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin ölüm haberini aldıklarını anlattı. Fatma Yamuç, "Ölümü bu şekilde öğrendim. Eşime de söyledim, eşim de şaşırdı. Daha sonra olay yerine bakmaya gittik. Benim olaylarla bir ilgim yok. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.

Avukat Osman Hüyüt, müvekkili Fatma Yamuç'un üzerine atılı suçu işlemediğinin ortada olduğunu belirterek, tahliyesini talep etti.

"Mektubun içerisinde notlar vardı"

Sanık Fatma Yamuç, mağdur avukatlarından Eser Dursun'un sorusu üzerine, "Necmi Bahçeci, Bartu Mermer ve 'Çirkin' lakaplı kişiden eşim bana hiç bahsetmedi. Fakat cezaevine görüşüne gittiğimde bana bir mektup vermişti. Bu mektubun içerisinde bu kişilerle ilgili notlar vardı. Kendisi annesine de bu suçu işlemediğini söylüyordu. Ayrıca olaydan önceki günlerde de yabancı kişiler evimize gelip gitmedi. Ben hiç görmedim" diye konuştu.

"Uyuşturucu maddenin tam adını bilmiyorum"

Diğer mağdur avukatı Pelin Sayın Tabak'ın sorusu üzerine de Fatma Yamuç, "Kullandığımız uyuşturucu maddenin tam adını bilmemekle birlikte 'peynir' diye hitap edildiğini biliyorum. Poşen içerisinde kahverengi toz bir madde çıktı. Poşetin içerisinden çok fazla miktarda bir madde çıkmadı. Tam gram olarak tahmin edemiyorum. Ama az miktardaydı. Paranın hepsini uyuşturucuyu aldığım adama verdim. Bu adamın adını bilmiyorum ve onu tanımıyorum. Eşim ne dediyse onu yaptım" dedi.

Ali Yamuç'un intiharı dosyaya alınsın talebi

Mağdurlar vekili avukat Pelin Sayın Tabak, Ali ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin uzun süredir çevre mücadelesi yaptığını anlatırken, "Finike Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma tabiri caizse tam bir faciadır. Tutanaklar eksik ve hatalı düzenlenmiştir. Ali Yamuç soruşturma aşamasında suçu üstlendiği için soruşturma da bu sanık üzerinden yürütülmeye çalışılmıştır. Sanık Fatma Yamuç'un da beyanları çelişkiler içermektedir. Ali Yamuç'un intiharının detaylı olarak mahkemenizce değerlendirilmesini ve buna ilişkin soruşturma dosyasının da dosyanız arasına alınmasını talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme heyeti Fatma Yamuç'un tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Ali Yamuç'un intiharına ilişkin dosyanın ise suçun sübutuna etki etmeyecek olması nedeniyle mahkeme dosyasına alınma tal ebi reddedildi. (DHA)