Anter Anter: Geldim diye kimse bana mühür vuramaz

Anter Anter: Geldim diye kimse bana mühür vuramaz

T24 - 20 Eylül 1992 tarihinde karanlık bir gecede Diyarbakır’ın ara sokaklarında 76 yaşındayken katledilen Kürt Aydın Musa Anter’in Türkiye’ye girişi yasaklanan oğlu Anter Anter 43 yıl sonra Türkiye’ye geldi. A Haber’de yayınlanan “Bi Sormak Lazım” programında Selin Ongun’un sorularını yanıtlayan Anter Anter, “Çocukluk arkadaşım Mesut Yılmaz’a da başbakan olduğu zaman mektup yazıp ülkeye giriş yasağımın kaldırılmasını istemiştim, mektubuma yıllardır cevap gelmedi, Başbakan Erdoğan’a 6 Aralık’ta mektup yazdım ve bugün Türkiye’deyim hani diyorlar ya taraf diye alakası yok, ben kimsenin tarafında değilim. Başbakan bana dese, kardeşim sen ne biçim konuşuyorsun, teşekkür eder geri dönerim. Bana kimse mühür vuramaz şununla görüşeceksin bununla görüşmeyeceksin diye” dedi. Anter Anter, kendisine göre Kürt sorununda en uygun politikanın AKP ve BDP politikasının karması olduğunu söyledi, Habur şansının doğru kullanılamadığına işaret etti.

43 yılın ardından memleket havası solumak

Özlem, hasret, sevinç, üzüntü, nefret, sevgi hepsini bir arada yaşıyor insan sürgünde. Son 24 saattir hiç uyumadım. Son Salı akşamı geldim, toplam 10 saat uyumadım.

Çocukluk arkadaşım Mesut Yılmaz ülkeye dönüş talebime cevap vermedi

Ben ilk kez dönüş için başbakana mektup yazmadım. Benim çocukluk arkadaşım Mesut Yılmaz’a babamın katledilmesinin ardından mektup yazmıştım, cevap alamadım. İkinci kez mektubum başbakan Erdoğan’a oldu.

Anter Anter'in yurda girişinin hikâyesi

Ben Kuzey Irak’taydım. Bu arada Adnan Yüce adında bir internet haber sitesi yöneticisi arkadaş geldi oraya. Ben de anlattım, vaziyetim budur, 43 yıldır Türkiye’ye gelemiyorum, 3- 4 defa teşebbüs ettim, havaalanında yakalandım. Adnan Yüce, sen derdini yaz, biz başbakana iletelim dedi, ben de spontane yazdım aldım kağıdı kalemi, sevgili Başbakan, ben de babamın mezarına bir gideyim de bir Fatiha okuyayım, ben de sizin kadar Musa Anter’in acısını içimde hissediyorum” dedim. 6 Aralık’ta mektubu yazdım, sonra telefon geldi. 30 günlük özel izin çıktı. Dün Hüseyin Çelik ile görüştüm. Bu önümüzdeki hafta gün limitim belli olacak, sanırım kaldırılacak, ben devamlı burada kalmak istiyorum. Hüseyin Çelik bugüne kadar giriş iznimin neden verilmediğini araştıracaklarını söyledi.

Neden ülkeme girişimin yasaklandığını bilmiyorum

Ben gençtim, İsviçre’de 1 Mayıs’lara katıldım, 72 Mayıs’ta İsveç’e vatandaşlıktan atıldığım haberi geldi, hakkımda hiçbir dava yok, askerlikten dolayı mı bilmiyorum, neden vatandaşlıktan atıldım bilmiyorum. Ben zaten Kürtçemi İsveç’te ilerlettim. Türkiye’de konuşma yasağımız vardı çünkü insan hakları diyoruz ya. O günlerden geliyoruz biz. 

Babası Musa Anter'in ölümünden kimi sorumlu tutuyor?

Babamın faillerinin yargılanmasını istiyor. Türkiye öyle ufak bir devlet değil. Türk- Kürt kardeşliğini bozmak isteyenler olacaktır ama bozamıyorlar. Niye bizim gençlerimiz dağa çıkıyor, niye bizim askerlerimiz ölüyor? Sen 76 yaşındaki bir bilge adamı, sevecen bir insanı öldürürseniz olmaz. Yeşil’in Musa Anter cinayetinde sorgulanırken “PKK’nın kafa adamlarıyla organize edildi” sözlerinin ne anlama geldiğini bilmiyorum. Öcalan’ın izniyle de olabilir ama benim bizzat bir duyumum yok. Babamın öldürülmesinden sonra dağa çıkmalar arttı, PKK bundan çok faydalandı. Son zamanlarda neler oluyor bilmiyorum. Öcalan’a da sorulması lazım cinayetin bir şüphe varsa. 1988- 1989 yılları arasında PKK’nın babamdan para istediği doğru. Hakikaten bu söylenen doğrudur. Millet korkutan para veriyordu. Kim olduklarını öğrendik ve kapandı gitti o dava. Kürt sorunu o zaman bugünkü hükümet olsa bu hale gelmezdi. 10 sene evveline kadar bu ülkede Kürt yoktu, kart kurt sesleri vardı. O zamanki Musa Anter, bugünkü anlayış o zaman olsaydı farklı olurdu. BDP, Demirtaş bugün sorunun çözümünde arabulucu olabilir.

Geldim diye kimse bana mühür vuramaz

Niye Anter Ağabey geldi, hani diyorlar ya taraf diye alakası yok, ben kimsenin tarafında değilim, Başbakan bana dese, kardeşim sen ne biçim konuşuyorsun, teşekkür eder geri dönerim.  Bana kimse mühür vuramaz şununla görüşeceksin bununla görüşmeyeceksin diye, avukatım Hasip Kaplan’dı onu da göreceğim, kimse kimseye yasak koyamaz. Herkesle görüşeceğim ne demek? Sayın Başbakana teşekkür ediyorum, bizim Kürt grubu böyle bir şey düşünüyorsa yanılıyorlar. Onlar genç  şimdi, beni eleştirenler yaşasınlar bir 43 sene dışarıda, babalarının mezarını görememek ne bir bilsinler ondan sonra beni eleştirsinler. Gençler bunlar söyleyecekler, şimdi beni anlamayacaksa bu gençler ne yapayım, onlarla uğraşacak halim yok. Ben hayatımda taviz vermedim.

Türkiye'de siyasete bigane kalamam, aktif siyasete de katılabilirim

Ben Avrupa’da istediğim yere girer çıkarım, hiçbir partiye üyeliğim yok, her yere girer çıkarım. Diyelim PKK’lılarla konuşurum, Barzani ile konuşurum, herkesle konuşurum. Ak Parti ve BDP’nin politikaları birleştirilip bir harman yapılsa çok güzel olur. İki taraf var, iki tarafın diyalog halinde olması gerek. Hakikaten bu kanın durması lazım. Neden neden diye kendime soruyorum. Biz sevgisizlik ortamında yaşıyoruz, biz birbirimizi dinlesek, konuşsak, anlasak farklı olur. Bu açılım davası oldu, habur girişi önemliydi ama yüzümüze gözümüze bulaştırdık, reklam olmadan gelselerdi, biz her şeyi abartıyoruz. Sporu, yemeği, eğlenmeyi abartıyoruz. Biz Türk toplumu olarak hep böyle yaşıyoruz. Barış için niye abartmıyoruz? Kürdistan’da da söylüyorum, K. Irak diyorsunuz ama girince Habur’dan “Welcome to Kurdistan” yazıyor, orada bu konuşmalar yok, orada ticarette Türk firmalarının damgası var, böyle problemler yok orada.  Bu kadar iş yapılıyor milyonlarca liralık, biz bu problemleri bırakalım artık.