Mali’de Fransız askerleri ve yerel güvenlik güçleriyle çatışan radikal İslamcı militanlar, kaybettikleri Timbuktu kentinden geri çekilirken antik el yazmalarını yakmaya başlamıştı. Bilim dünyasını ayağa kaldıran imhanın, kentin ele geçirilmesiyle durdurulduğu ve el yazmalarının koruma altında olduğu ifade edildi. El yazmaları, yüzyıllar öncesine uzanan yöntemlerle kurtarıldı. Kuzey Afrika ülkesi Mali’de bu ayın başında başlatılan operasyon, başkent Bamako’ya ilerlemek isteyen radikal İslamcı militanları geri püskürtürken, militanların ele geçirdiği antik ticaret kenti Timbukta da imhadan kurtarıldı. Malili uzmanlar, militanların geri çekilirken ateşe verdiği bildirilen antik el yazmalarının koruma altında olduğunu açıkladı.
Fransız askeri birlikleri, Pazar günü Sahra Çölü’nün güney ucunda bulunan Timbuktu’yu militanların elinden kurtardı. Şehrin özgürlüğüne kavuşmasının ardından, belediye başkanı Hallé Ousmane Cissé bilim dünyasını sarsan bir açıklama yaptı: Militanlar kaçarken birçok devlet binasını ateşe vermiş ve paha biçilmez binlerce antik el yazmanın bulunduğu kütüphane küle dönüşmüştü.
Malili tarihçi Abdullahi Cisse, sarsıcı haberin ardından “İslamcılar ve Cihatçılar için sadece Kur’an var, diğer tüm eserler hiçbir değer taşımıyor” ifadesini kullandı.
Discovery News’in haberine göre, Timbuktu’da yaşanan facia sanıldığı kadar büyük değil. Yerel uzmanlar, yapılan incelemelerin ardından 300 bin antik el yazmasının zarar görmediğini açıklayınca, bilim dünyası da rahat bir nefes aldı.
Yetkililer, ateşe verilen Ahmed Baba Enstitisü’nde yaklaşık 2 bin el yazmasının küle döndüğünü belirtti. Söz konusu kurumun, el yazmalarının deşifre edildiği devlete bağlı bir araştırma merkezi olduğu, çok sayıdaki el yazmasının ise alevlerden kurtulduğu ifade edildi.
TIME dergisine konuşan Mahmud Zuber, “El yazmalarını çok güvenli bir yere koyduk. Tamamen koruma altında oldukları konusunda sizi temin ederim” ifadesini kullandı. Zuber, Mali’nin kuzeyindeki çöl arazinin kontrolünü elinde bulunduran militanların 10 ay süren işgalinden önce İslami İlişkiler konusunda devlet başkanı yardımcılığı yapıyordu.
Afgan yetkililer, Pers İmparatorluğu’nun eski eyaletlerinden Baktiriya’ya ait hazineyi, Taliban işgalinden korumak için devlet başkanlığı sarayının altındaki dev kasaları kullanmıştı.
Malili yetklililer de, radikal İslamcı militanların kente yaklaştığı günlerde binler el yazmasını Ahmed Baba Enstitüsü’nden çıkardı ve güvenli bir bölgeye taşıdı. Güney Afrika’nın Cape Town Üniversitesi’nde Timbuktu El Yazmaları Projesi’nde yer alan Şamil Jeppie, TIME dergisine, “Ahmed Baba kütüphanesinde çok az eser vardı. Geri kalanları gizli yerlere kaldırdık” dedi.
İşgal esnasında Timbuktu’dan başkent Bamako’ya kaçan muhabir Sidi Ahmed ise National Geographic News’e, “İnsanların el yazmalarını gizlemek konusunda geçmişe uzanan alışkanlıkları var. Çöle gidiyor ve güvenli bir yere gömüyorlar” dedi.
Ahmed, sayısız eserin şehrin içinde, duvarların ve çölde saklandığını belirtti. Dahası, Timbuktu işgali Malili el yazmalarının ilk kez gizlendiği olay değil.
Antik el yazmaları, 1591 yılında Timbuktu’yu işgal eden Fas ordusundan da kurtulmayı başardı. Yerel halk, işgal güçlerinin bulmaması için antik eserleri çamur duvarlara ve camilere sakladı. Fas’ın, Afrika’nın altın ticaretini elinde tutan Timbuktu’yu ele geçirmek için gerçekleştirdiği işgalde, çok sayıda bilgini öldürdüğü, hayatta kalanların eser üretmesini engellediği öne sürülüyor.
Timbuktu, 12’inci yüzyılda inşa edilmesinin ardından, Kuzey Afrika’nın en önemli ticaret noktalarından biri haline geldi. Altın, kentin 300 yıllık bir kalkınma sürecine girmesine ve aynı zamanda kültürün odak noktası haline gelmesini sağladı. Timbuktu, yüzyıllar boyunca Afrika’nın bilinmeyen öyklülerini, krallıklarını, edebiyatını, bilim ve tarihini sayısız el yazmasında sakladı.
Binlerce antik yazı çeşidi ve figürlerle dolu olan el yazmaları, mimari, astronomi, ekonomi, coğrafya, matematik, şiir, müzik ve hatta kadın hakları hakkında bilgiler saklıyor. Birçoğu Arapça olan yazmaların arasında, yerel etnik diller Songhai, Tamaşek ve Bambara dillerinde yazılanlar da var. En eski el yazması ise 1204 yılına ait.
Uzmanlar, Timbuktu çok büyük bir faciadan dönmüş olsa da, militanların neden olduğu zararın kesin olarak birkaç hafta içinde anlaşılabileceğini belirtti.