Anzakları izlemekle yetindik

Anzakları izlemekle yetindik
T24 - Çanakkale Savaşı’ndaki kayıplarını anmak için her yıl binlerce kilometre kat edip Türkiye’ye gelen Avustralya ve Yeni Zelandalıları yine sadece hayranlıkla izlemekle yetindik. Avustralya ve Yeni Zelanda protokolü tam kadro törendeyken Türkiye’den tek bir bakan bile yoktu.AVUSTRALYA'DAKİ ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ ANMA TÖRENİ/FOTOGALERİÇanakkale Kara Savaşları’nın 95. yıldönümü, Şehitler Abidesi’ndeki uluslararası törenle anıldı. Atatürk Anıtı ve Mehmetçik’in kahramanlığını anlatan rölyefler önünde düzenlenen törende Avustralya Genel Valisi Quentin Bryce, Yeni Zelanda Başbakanı John Key, Çanakkale Valisi Abdülkadir Atalık ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ile çok sayıda yerli ve yabancı konuk hazır bulundu. 

Saat 09.00’da Çanakkale Savaşları’na katılan Türkiye, Avustralya, Yeni Zelanda, Bangladeş, Fransa, Almanya, Hindistan, Kanada, İrlanda, Pakistan ve İngiltere ülke çelenklerinin Şehitler Abidesi holündeki Atatürk Anıtı’na konulmasıyla başlayan törende Türk Silahlı Kuvvetleri adına bir konuşma yapan 2. Kolordu Komutanlığı’na bağlı 18. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Gökhan Gökay, 95 yıl önce Gelibolu Yarımadası’nda yaşanan muharebelerin, bu muharebeleri yaşayanlar üzerinde silinmesi mümkün olmayan izler bıraktığını kaydetti. Gökay sözlerini şöyle sürdürdü: “Savaşın getirdiği acı, gözyaşı ve keder sadece cephede savaşanları değil, o insanların geride bıraktıkları insanları da sarmıştır. Atatürk’ün ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ sözünden hareketle ve 95 yıl önce bu topraklarda yaşanan muharebelerin acı ve hüzünlü hatıralarının emanetçileri olarak diyoruz ki, gerçek anlamda ve insanlık adına tüm dünyada vücut bulacak bir barışı diliyor ve istiyoruz.”

Bu kez sadece Atalık

Geçen yıl bakan düzeyinde temsilin olduğu törenlerde bu yıl Türkiye adına konuşan Vali Atalık da, “Cephede kimi yerde birbirinden 8 - 10 metre mesafedeki siperlerinde, 95 yıl önce birbirleriyle kıyasıya mücadele edenlerin, o siperlerde birbirlerine sarılarak son nefeslerini yine birlikte verenlerin torunları olarak barışın getirdiği erdemleri bütün dünyaya yansıtan bir örnek oluşturuyoruz” diye konuştu. 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale muharebelerinin neredeyse tamamında görev yaptığını ifade eden Atalık şöyle devam etti: “Biz ’Bir milletin hayatı tehlikeye düşmedikçe savaş cinayettir’ diyen Atatürk’ün emanetçileri olarak insanlığı yakından ilgilendiren bu sorunun bilincindeyiz. Dün bir büyük savaşın tarafları olanlar, bugün insanı değerlerle bezenmiş, duygu yüklü barışın getirdiği engin hoşgörü ortamının tarafları olarak buradadır.”

Avustralya Genel Valisi Quentin Bryce ise şunları söyledi: “95 yıl önce sona eren savaşla ilgili ortak deneyimler hâlâ bizi burada tutmakta, ilham vermeye devam etmekte, dostluğumuzun, anlayışımızın ve işbirliğimizin temeli olmaktadır. 

Yıllar önce sert çalışmalarımızın en sıcak anlarında burada tohumları atılan şey, yalnızca insanlığın verebileceği umuttu. Bu insanlar milletlerin çatışmalarının üzerine yükselecek, hem muharebenin kısıtlamaları içinde, hem de ateşkes sonrası, sonsuza kadar birbiri için saygı duyacak ve yardım edecekti. Orduların, milletlerin ve ailelerin bir ferdi olarak bizlerin farklı Gelibolu muharebesi deneyimlerimizin, gururlu ve sıradışı özelliklerimize kalıcı bir şekilde katkısı olmuştur.”

Bryce, Atatürk’ün 1934’te Anzak annelerine hitaben yazdığı mektuba da atıfta bulunarak “Kahramanlarımız sizinkilerle birlikte huzur içinde yatıyor, teşekkürler. Annelerimiz artık ağlamıyor, teşekkürler. Evlatlarımız sizlerin de evlatları oldu” dedi.

Yeni Zelanda Başbakanı Key de, Gelibolu’daki insanlık trajedisinin ortak kaderini paylaştıklarını vurguladı: “Gelibolu, savaş boyunca karşılıklı saygı gösteren ve sonrasında güçlü dostluklar kuran düşmanların hikâyesi olarak da önemlidir. Atatürk‘ün ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sözüne ulaşıyor ve Gelibolu’nun askerlerinin hatırasına şükranlarımızı içtenlikle sunuyoruz.”

Bu saygıyı hak ediyorlar

Avustralya ve Yeni Zelandalılar, Türklerin savaş sırasında gösterdiği kahramanlıklar ve savaş sonrası Anzaklara gösterdiği saygıyı da büyük bir olgunlukla anıyor. Avustralya’nın önemli gazetelerinden The Age’in dünkü sayısında yazar Martin Flanagan’ın şu satırları dikkati çekiyor: “Avustralyalı gençlerimiz bilmeliler ki, Anzaklar Gelibolu’da Avustralya’yı işgalden korumak için ölmedi. Aksine, dünyanın öteki ucundaki bir ülkeyi işgal etmeye çalışıyorduk. Ki bugün o ülkenin insanlarıyla dünya politikası üzerine hiçbir farkımız yok. Türkiye ve Avustralyalı Türklere bu saygıyı borçluyuz. Türklerin kayıplarımıza gösterdiği saygıya bir bakın. Ciddi olarak soruyorum. Dünyada Türkiye’den başka, kendi ülkesini işgal etmek isteyen yabancı bir ülkeye kendi topraklarında kayıp askerlerini anmasına izin veren başka bir ülke var mı? Tek bir ülke bile yok. 

Darwin’i bombalarken ölen Japon pilotların her yıl Darwin Limanı’nda, Japon bayrağı altında anılmasını bir hayal etsenize... (2. Dünya Savaşı sırasında 1942-43’te Japon uçakları Avustralya’nın sahil kenti Darwin’e 100’e yakın hava saldırısı düzenlemişti. 5 bin kişilik kentte 250’ye yakın insanın öldüğü bu saldırılara Avustralya’nın Pearl Harbour’u deniliyor.) 

Benim izlenimime göre, Türkiye’de Anzakların öyküsü, modern Türkiye’nin kurucusu Gelibolu’nun genç komutanı Atatürk efsanesiyle bütünleşti. Avustralyalı annelere oğullarının Türk topraklarında huzur içinde yattığını söyleyen de Atatürk’tü. Her yıl 25 Nisan Anzak gününde 80 Avustralyalı Türk Melbourne’daki törende resmi korteje katılıyor. Anzak törenlerini onlarsız düşünemeyiz.”

İşte Anzaklar

- Gelibolu’da savaşan Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerler için düzenlenen Anzak Günü, iki ülkenin de en önemli ulusal günlerinden biri kabul ediliyor. “Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu” (Australian and New Zealand Army Corps. - ANZAC)) kelimelerinin kısaltması olan “Anzak”lar, Gelibolu’da 8 bin Avustralyalı ve 2 bin 700 Yeni Zelandalı asker kaybetti. Anzak askerlerinin Gelibolu’ya indiği 25 Nisan tarihi ilk kez 1916’da “Anzak Günü” ilan edildi. 1920’lerde Anzak Günü, 1. Dünya Savaşı’nda ölen 60 bin Avustralyalı ve 18 bin Yeni Zelandalı asker için “Ulusal Anma Günü” ilan edildi. 2. Dünya Savaşı’nın ardından Anzak Günü, bu savaşta ve sonraki yıllarda ölen Avustralyalıların ve Yeni Zelandalıların da anıldığı bir gün haline geldi. Halen her iki ülkede de resmi tatil olan Anzak Günü’nde törenler ve yürüyüşler düzenleniyor.

- Anzak askerlerinin 25 Nisan’da şafak vaktinde Gelibolu’ya inmesinin anısına her yıl Anzak Günü’nde “şafak ayini” düzenleniyor. Bunun nedeni, Anzak askerlerinin 25 Nisan 1915’te şafak sökerken Türk topraklarına çıkması. İlk resmi şafak ayini de 1927’de Sydney’de yapıldı. Gazilerin ve ailelerin katıldığı şafak ayinlerinde 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuluyor, ilahiler ve dualar okunuyor.

- 1915’te Avustralya’nın nüfusu 5 milyondu. 1. Dünya Savaşı’nda çarpışan Avustralyalı Anzakların sayısıysa 330 bindi. Bunların 59 bini savaşta öldü. Yeni Zelanda’nın nüfusuysa 1 milyondu ve 110 bin askerinden 18 binini savaşa kurban vermişti. İki ülke en büyük kayıplarını Gelibolu’da verdi. Anzak efsanesi ve Anzak ruhunun Gelibolu’da doğduğuna inanan iki ülke, birbirlerine de bu topraklarda bağlandıklarını düşünüyor.

- Törenler sırasında trompetle “The Last Post” çalınıyor. “The Last Post”, Çanakkale Savaşı sırasında her çarpışma gününün sonunda, tüm siperler kontrol edildikten sonra, o günkü çarpışmaların sona erdiğini duyurmak için çalınıyordu.

- Gelibolu’da her yıl düzenlenen Anzak Günü anma etkinliklerine Yeni Zelanda ve Avustralya’dan yaklaşık 15 bin kişi geliyor.

Şafak ayini bugün

Karma bando konseri ve Mehteran bölüğünün gösterisinin ardından geçit töreni yapıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı gemileri ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve helikopterleri ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı uçakları Boğaz’dan geçiş yaptı. Anma töreni, ülke temsilcilerinin Şehitlik Defteri’ni imzalaması ve Sembolik Türk Şehitliği’ni ziyaret edip karanfil bırakmasıyla sona erdi. Anzak çıkarmasının 95. yıldönümü nedeniyle bugün sabaha karşı 05.30’da Anzak Koyu’nda yapıldı.

Şafak Ayini sonrası çeşitli törenler düzenlendi.

İşte katılımlar

2005 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Helen Clark ve Avustralya Gazi İşleri Bakanı De Anne Felli.

2006 - Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Avustralya Genel Valisi Michael Jeffrey ve Yeni Zelanda Temsilciler Meclisi Başkanı Margaret Wilson.

2007 - Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Avustralya Savunma Bakanı Brendan Nelson ve Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters

2008 - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Australya Savunma Bakanı Joel Fitzgibbon ve Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı W. Peters.

2009 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Avustralya Dışişleri Bakanı Stephen Smith ve Yeni Zelanda Genel Valisi Anand Satyanand