Avukatların duruşma salonlarında savcılarla aynı seviyede oturması gerektiği tartışmaları sürerken önceki gün İstanbul Adliyesi’ndeki bir duruşmada hukuk tarihine geçecek ilginç bir olay yaşandı ve savcıyla aynı hizada oturmak bir yana avukat, sandalyesinden de oldu. İstanbul 4. İş Mahkemesi Hâkimi Ali Yiğin, Avukat Fırat Avşar’ın ara karar okunurken, “Yasada ayağa kalkma zorunluluğu yok” diyerek ayağa kalkmayı reddetmesi üzerine duruşmaya verdiği arada, “Yasada avukata koltuk/sandalye verilmesi zorunluluğu da yok” diyerek avukatın oturduğu sandalyeyi kaldırttı.
Duruşma tutanağına göre, İstanbul 4. İş Mahkemesi’nde önceki gün görülen duruşmada Hâkim Yiğin, ara kararı açıklamaya başladı. Ancak ara karar verilirken tarafların ayağa kalkması yönündeki teamülün aksine hem davacı avukatı Avşar hem de karşı taraf davalı avukatı Mahir Şimşekliel ayağa kalkmadı. Milliyet gazetesinden Kemal Göktaş’ın haberine göre, hâkimin uyarısı üzerine davalı avukatı ayağa kalkarken Avşar ayağa kalkmayı reddetti. Avşar “Yasada ara karar verilirken ayağa kalkılacağına dair hüküm olmadığını” ifade etti. Bunun üzerine Hâkim Yiğin, duruşmaya ara verdi.
Hâkim Yiğin, tutanağa bu ara sırasında “Usul kanununda bu konuda herhangi bir hüküm bulunmadığını” kabul etti ve bu durumu tutanağa geçirdi. Ancak Hâkim Ali Yiğin, aynı şekilde “kanunda duruşma salonunda tarafların oturabileceği koltuklar olacağına dair de hüküm bulunmadığını” belirterek, avukat Avşar’ın bulunduğu bölümdeki koltukların salonun diğer tarafına alınması talimatını verdi.
Salona girdikten sonra oturduğu bölümdeki koltuğun davalı avukatın yanına alındığını gören Avşar ise duruşmaya oturarak devam etmeyi talep ettiğini tutanağa geçirdi. Avşar, “Uygulamanın yasadışı olduğunu, duruşmaya bu şekilde devam edilemeyeceğini” savundu.
Hâkim Yiğin ise duruşmaya devam etmemesi halinde davayı düşüreceğini söyledi. Avşar, redd-i hakim talebinde bulundu. Hâkim Yiğin, buna karşılık duruşmayı 7 ay sonraya erteledi. Avşar, duruşmanın bu kadar uzun süre ertelenmesine de tepki göstererek, “İsterseniz 2016’ya, olmadı 2017’ye erteleyin” dedi. Hâkim Yiğin, redd-i hâkim talebinin incelenmesinin uzun süreceğini savunarak erteleme tarihinin makul olduğunu savundu. Böylece hukuk tarihine geçecek bir duruşma sona erdi.
Avukat Avşar, hâkimin ara karar okunurken kendisinden ayağa kalkmasını istediğini, kendisinin de “sebep?” diye karşılık verdiğini belirterek, “Yasaya göre sadece nihai kararda tarafların ayağa kalkma yükümlülüğü var. Ara kararda ayağa kalkma diye bir şey yasada yok. Hâkim duruşmaya ara verince ben de tartışmayı bitirecek diye düşündüm. Ama salona girdiğimde sandalyemi karşıya aldığını gördüm. Ben de tarafsız yargılama olmayacağı için duruşmaya devam etmeyeceğimi söyledim. Hatta davalı vekilinin üç sandalyesi oldu. Mübaşir de bana, ‘isterseniz karşıya geçip oturun’ dedi. Ama ben de, ‘hayır’ dedim. ‘Duruşmaya giremezseniz davayı düşürürüz’ dedi ama ben yaşananları zorla tutanağa geçirdim” dedi.
Avşar, “Avukatları ayağa kalkmaya zorlama, silahların eşitliği ilkesine aykırıdır. Duruşma salonlarında savunma makamı, iddia makamı ve yargılama makamı eşittir” diye konuştu. Avşar, İstanbul Barosu’ndan ve meslektaşlarından yaşananlarla ilgili destek mesajları geldiğini kaydederek, Hâkim Yiğin’i, oturacağı sandalyesini kaldırttığı için “görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle HSYK’ya şikâyet edeceğini söyledi.