Araştırdıkları şeye bak!

Araştırdıkları şeye bak!
Hrant Dink cinayetinin üzerinden 2 yıl geçti. Başbakanlık müfettişleriyse Erhan Tuncel’in soyuna kafayı taktı. Meğer Tuncel’in babaannesi Ermeni’ymiş. Hrant Dink suikastını araştırmak üzere görevlendirilen Başbakanlık müfettişlerinin, ‘büyük abi’ Erhan Tuncel’in kökenlerini bulup rapora not düştüğü ortaya çıktı: Tuncel’in babaannesi Ermeni! Hrant Dink cinayetini araştırmak üzere görevlendirilen Başbakanlık müfettişlerinin hazırladıkları raporda skandal bir ifade olduğu ortaya çıktı. Raporda, müfettişlerin, istihbaratçılar kanalıyla cinayetin azmettiricisi ve polis muhbiri olan Erhan Tuncel’in kökenlerini araştırdıkları anlaşıldı. Müfettişler, bu araştırmanın sonunda Tuncel’in kökenleri ile ilgili olarak rapora şu ifadeleri yazdı: Dedesi Hasan’ın eşi... “Erhan Tuncel, 13.09.2001 tarihinde Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Bölümünde lisans öğretimine başlamış olan, Yasin Hayal’in ikamet ettiği Pelitli Beldesi’nde ikamet eden ve aynı zamanda Alperen Ocaklarıyla yakın irtibatlı bir öğrenci olarak bilinmektedir. Erhan Tuncel ile ilgili araştırmalarda, Elazığlı olduğu, ailesinin halen Elazığ’da ikamet ettiği, babası Ali Rıza Tuncel’in Köy Hizmetlerinden emekli olduğu, iki kardeşinin bulunduğu, dedesi Hasan’ın eşi yani babaannesi Aruzganlı Sıddıka’nın o yörede Ermeni kökenli olarak bilindiği istihbari bilgileri edinilmiştir.” Köyüne kadar gittiler Müfettişler bu iddiayı desteklemek üzere, yapılan istihbarat çalışmasına ilişkin araştırma raporunu, Başbakanlık raporunun ekine koydu. Bu raporda Tuncel’in ailesinin geldiği köyün etnik yapısına ve konuşulan dillere yönelik, köye bizzat gidilerek yapılan çok detaylı görüşme ve araştırmalara yer verildi. Raporun hangi istihbarat kurumu tarafından hazırlandığı belirtilmedi. Dink davası avukatlarından Fethiye Çetin, Tuncel’in etnik kökeni ile ilgili yapılan araştırmaya bir anlam veremediğini, buna niye gerek görüldüğünü anlayamadığını söyledi: ‘Bu ne işe yarayacak?’ “Başka olaylardan biliyoruz ki devlet etnik kökenle çok uğraşıyor. Her olayda incelediğiniz kişinin mutlaka etnik kökenine bakıyor musunuz? Buna neden gerek görüldü? Bu sizi nereye götürür? Cinayetin aydınlatılmasına bir katkısı olabilir mi? Ben bunu devletin geleneksel olarak araştırma, inceleme refleksi diye düşünüyorum. Bu etnik köken üzerinde araştırma yapmaya iten bu refleksin de ırkçı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Bunu yaparken mutlaka ötekileştirme politikası güdüyorsunuz. Bunun hangi amaca hizmet ettiğini düşündüğümde, hiç de masum ve insani olmadığını düşünüyorum. En azından bu bakış açısından artık vazgeçilmeli diye düşünüyorum.” Rapor: Cinayet ihmaller zinciri Başbakanlık Başmüfettişleri Mehmet Akın ve Ayşegül Genç ile Başbakanlık Müfettişi Yasemin Tuğçe İnan tarafından hazırlanan raporda, cinayetin Erhan Tuncel’in Yasin Hayal’i azmettirmesi ve cesaretlendirmesi ile işlendiği belirtilerek devlet görevlilerinin ihmallerinin cinayette oynadığı rol “Bir dizi ihmaller zinciri neticesinde Hrant Dink’e yönelik cinayetin gerçekleşmesine zemin hazırlandığı değerlendirilmektedir” deniyor. Başbakanlık raporunda, daha önce İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yaptıkları idari idari soruşturma sonunda Cerrah’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevinden alınmasını istedikleri, ancak bu talebin İçişleri Bakanlığı tarafından uygulanmadığı da belirtiliyor. Lozan’ın gereğiymiş Müfettişlerin, Hrant Dink’in cinayetten 2 yıl önce İstanbul Vali Yardımcı Ergün Güngör tarafından çağrıldığı İstanbul Valiliği’ndeki görüşmede görev alan iki “güvenlik ve istihbarat” görevlisinin ifadesini almadıkları, sadece görüşme yaptıkları da ortaya çıktı. Raporda, bu görüşmeden önce Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan’ın Ermeni cemaatine yönelik tehditlerle ilgili İstanbul Valiliği’ne başvurduğu belirtilerek Dink’le Valilikten yapılan görüşme Lozan Antlaşması hükümleriyle açıklanmaya çalışıldı. Raporda, Lozan Antlaşması’nın 38. maddesinde yer alan “Türk hükümeti, doğum, bir ulusal topluluktan olma (milliyet) dil, ırk ya da din ayrımı yapmaksızın Türkiye’de oturan herkesin hayatlarını ve özgürlüklerini korumayı tam ve eksiksiz olarak sağlamayı yükümlenir” ifadesine yer verilerek Valiliğin Dink’le görüşmesinin bu kapsamda “görevi gereği” olduğu savunuldu. ‘Hrantsız 2’ töreni Türkiye’yi sarsan kanlı cinayetle 19 Ocak 2007’de aramızdan ayrılan Hrant Dink, ölümünün ikinci yılında yurdun dört bir yanında bir dizi etkinlikle anılıyor. Dün Eskişehir’de yaklaşık 100 kişi, Dink’i beyaz güvercin uçurarak andı. Bugün İstanbul Galatasaray Meydanı’nda ’O gün biz de vurulduk’ temalı bir etkinlik yapılacak. 19 Ocak’ta mezarı başında anılacak. Akşam saat 20:30’da ise İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda, Hrant’ın arkadaşları ’Hrantsız 2’törenini düzenleyecek. Tuncel mercek altında Başbakanlık Teftiş Kurulu raporu, Hrant Dink cinayeti soruşturmasında ortaya çıkarılmayan birçok kritik bilgiyi de içeriyor. İşte bu bilgilerden bazıları: - Trabzon Emniyeti, Erhan Tuncel’i “yalancı” olduğu gerekçesiyle haber elamanlığından çıkardığını bildirmişti. Oysa Tuncel’e ilişkin raporların hiçbirinde bu yönde kayıt yok. - Tuncel’in Dilek Bedir ismine kayıtlı telefonla yaptığı görüşme gerçekte bir dakika 14 saniye sürdüğü halde, dosyada sadece 19 saniyelik kısmı yer aldı. Tüm Türkiye dinlendi, Dink’te yasa akla geldi Türkiye’de neredeyse tüm vatandaşlarının iletişiminin izlenmesine yönelik kararlara sessiz kalan Adalet Bakanlığı’nın Hrant Dink cinayetini araştıran Başbakanlık müfettişlerinin, sanıkların kullandığı telefonların hangilerinin önleme dinlemesine alındığına ilişkin bilgilerin verilmesine bile karşı çıktığı ortaya çıktı. Ergenekon soruşturmasında önleme dinlemesi kayıtlarının delil olarak kullanılmasına karar veren İstanbul Başsavcılığı da Başbakanlık müfettişlerinin talebini reddetti. Adalet Bakanlığı, jandarmanın tüm Türkiye’deki telefon, faks ve internet haberleşmesini izleme yetkisini Yargıtay’a taşıyarak iptal edilmesini sağlamıştı. Ancak Bakanlık, Emniyet ve MİT’e ilişkin yetkilere de jandarmaya verilen yetkiye karşı yapılan “kanun yararına bozma” yoluna gidilmesi taleplerini reddetti. Adalet Bakanlığı, Hrant Dink cinayetini araştıran Başbakanlık müfettişlerinin sanıklarla ilgili yapılan önleme dinlemesine ilişkin bilgilerin ve sinyal bilgilerinin verilmesi talebini ise reddetti. Bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nden Başbakanlık Teftiş Kurulu’na gönderilen yazıda yasaya göre sinyal bilgilerinin mahkemeden istenebileceği, önleme dinlemesine ilişkin bilgilerin ise ancak yasada yazılı bazı suçlar için verilebileceği belirtilerek ret yanıtı verildi. Telekulak konusundaki ikinci tartışmalı konu olan Ergenekon soruşturmasında, haklarında herhangi bir şüphe olmayan bazı kişilerin telefonları istihbarı (önleme amaçlı) dinleme yoluyla dinlendi ve suç şüphesi görülenlerle ilgili adli dinlemeye geçildi. Kanuna aykırılığı konusunda ciddi eleştiriler yöneltilen bu dinleme yöntemi ile elde edilen deliller dava dosyasına konuldu. Ergenekon soruşturmasında önleme dinlemesi yoluyla elde edilen bilgilerin delil olmasına karar veren İstanbul Başsavcılığı da, Dink cinayetini araştıran Başbakanlık müfettişlerinin benzer talebine ret yanıtı verdi.