Yeni bir araştırmada, Başkalarının teri ve vücut kokusunu koklamak, sosyal anksiyete tedavisi için kullanılabilecek bir yöntem olarak önerildi.
Independent Türkçe'nin haberine göre, İsveç'in başkenti Stockholm'deki Karolinska Enstitüsü'nden Elisa Vigna ve meslektaşları ise vücut kokularının sosyal fobiyi nasıl etkileyeceği üzerine çalıştı. Araştırmacılar bir grup gönüllünün koltuk altlarından ter örnekleri topladı. Daha sonra yaşları 15 ve 35 arasında değişen 48 kişi üzerinde deney yapıldı ve bu kişilerden bir grup toplanan ter kokularına maruz bırakıldı.
Söz konusu kişiler halihazırda sosyal fobiden mustaripti ve bunun için farkındalık terapisi görüyordu. Hem terapi gören hem de kokuya maruz bırakılan grubun kaygı seviyelerinde yaklaşık yüzde 39 azalma tespit edildi. Sadece farkındalık terapisi alan grubun kaygı seviyelerindeki azalmaysa yüzde 17'de kaldı.
Araştırmacılar terapi ve ter koklamanın birlikte uygulandığında sosyal fobi tedavisinde daha etkili olduğu sonucuna vardı. Ter kokusu ve sosyal fobi arasındaki bağlantı ise belirlenemedi. Ancak araştırmacılar daha kalabalık bir kitle üzerinde yapılacak yeni çalışmalarla bu bağlantının belirlenebileceğine inanıyor.
Ekibe liderlik eden araştırmacı Vigna, "Bu etkinin kaynağı belki de katılımcıların başka birinin varlığına maruz kaldığını hissetmesinden kaynaklanıyordur. Ancak bunu doğrulamak için yeni çalışmalar yapmamız gerekiyor" dedi.
Sosyal fobi diye de bilinen bu kaygı bozukluğu, bireylerin diğer insanlarla girdiği gündelik etkileşimler sırasında yargılanmaktan korkmasıyla ortaya çıkıyor. Bireylerin sosyal etkileşimlerden bütünüyle kaçınmasına neden olabilecek bu korku, genellikle ilaç ve psikoterapiyle tedavi ediliyor.