Arınç: 2010'da seçim yapma düşüncemiz yok

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Demokratik Açılım'' çalışmasına ilişkin olarak, ''Önümüzdeki seçimin sonucu ne olacaksa olacak, ama biz doğru bildiğimiz bu işi mutlaka başarmaya devam edeceğiz'' dedi.

Arınç, CNN Türk'te canlı yayınlanan ''Tecrübe Konuşuyor'' programına katılarak soruları yanıtladı.

Bülent Arınç, sözlerinin başında DİSK Genel Başkanı Çelebi'nin uğradığı silahlı saldırıyı kınayarak, Çelebi'ye geçmiş olsun dileğinde bulundu.

28 Şubat sürecinin AK Parti'nin kuruluşuna etkisine ilişkin soruyu yanıtlayan Arınç, 28 Şubat'ın Türk siyasi hayatında bir dönüm noktası olduğunu ve bu dönemde özgürlüklerin önemli ölçüde zedelendiğini, siyaset kurumuna ve seçilmişlere karşı çok büyük engeller çıkarıldığını gördüklerini söyledi.

Arınç, bu dönemde Refah Partisi'nin ardından Fazilet Partisi'nin kapatılmasının Türkiye'deki reel siyaset, etkili ve yetkili çevreler, bu çevrelerin ne yapmak istedikleri, ne yapabilecekleri konusunda kendilerini düşündürdüğünü ifade etti. Arınç, 'Ben şahsen o zamana kadar halktan oyu alıp, parlamentoya girdiğimizde işin biteceğini düşünüyordum. Hele bir iktidar olsak, hele bir Sayın Erbakan Başbakan olsa kendi düşüncemize, siyasi programımıza uygun bir icraat yapabileceğimizi ve uygulayabileceğimizi düşünmüştüm'' dedi.

Saadet Partisi'yle aralarında görüş farkları bulunduğunu bunun için bu partide yer almak yerine AK Parti'yi kurduklarını anlatan Arınç, AK Parti'nin icraatlarının bu farkları ortaya koyduğunu söyledi. Arınç farkların ilk kez 28 Şubat sürecinde ortaya çıktığını, müdahalelere sessiz kalamayacaklarını bu süreçte dile getirdiklerini kaydetti.

-SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ-

Arınç, ''Bugün Türkiye'de asker rejim içinde Avrupa Birliğinde olduğu gibi olağan yerine oturabilmiş midir?'' sorusuna ''Türkiye'de bu konuda işler yerine oturuyor'' karşılığını verdi.

Askerin kendi görev sahası içinde kalabilmesinin önemli olduğunu ifade eden Arınç, gelişi güzel yerlerde siyasi amaçlarla söylenmiş sözler ya da belli kurumları hedef alarak söylenen sözlerin siviller için olduğu gibi askerler için de uygun karşılanmayacağını kaydetti.

Askerin siyasete karışmaması gerektiğini vurgulayan Arınç, ''Ben komuta kademesinin artık Silahlı Kuvvetlerin kendi alanı içerisinde kalmaya çalıştığına, bunun gerçekleştirmek için gayret sarf ettiğine inanıyorum. Bu tür gelişmeler bize Türkiye'nin Batı türü demokrasiler içerisinde sivil asker ilişkilerinin iyi noktalarda konuşlandığını gösterecek'' diye konuştu.

-''ERGENEKON'' DAVASI-

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Ergenekon'' davasına ilişkin soruyu yanıtlarken bir demokratik ülkede bu tür oluşumların ayakta olmasının, fonksiyon taşımasının asla düşünülemeyeceğini belirtti.

İddianameye girmiş unsurların bile ''tüyleri diken diken edecek nitelikte'' olduğunu ifade eden Arınç, şöyle konuştu:

''7 senelik iktidarımızda 3-5 ay öncesine kadar 52 veya 53 mafya türü organizasyon ortaya çıkarıldı. Belki şimdi sayı biraz daha artmış olabilir. Geçmişte bu tür organizasyonlar var olmasına rağmen güvenlik güçleri de siyasi irade de bu konuda ciddi ve kararlı değildi. O yüzden yapanın yanına kar kalıyordu, ama bu dönemde en azından yargı önüne gelen davada karar verebilecek noktaya geldi.''

-DEMOKRATİK AÇILIM ÇALIŞMASI-

Arınç, ''Demokratik Açılım''a ilişkin bir soruyu yanıtlarken bunun bir süreç olduğunu, yalnızca bir etnik kökenle ilişkilendirilemeyeceğini belirtti.

Geçmişteki tecrübelerinde Kürt kökenli kişilerle siyaset yapmanın, Kürt kökenli olmayan siyasetçiler için risk oluşturduğunu ve eleştirilere yol açtığını gördüğünü anlatan Arınç, bu tür propagandaların Türkiye'nin bütünlüğüne zarar verdiğini ifade etti.

AK Parti'nin ''Demokratik Açılım'' için yola çıkarken bu ve benzer riskler üzerinden hesaplar yapmadığını belirten Arınç, ''Önümüzdeki seçimin sonucu ne olacaksa olacak, ama biz doğru bildiğimiz bu işi mutlaka başarmaya devam edeceğiz'' dedi.

Arınç, şöyle devam etti:

''Sayın Baykal bugünlerde nasıl konuşuyor farkında mısınız? Sayın Bahçeli nasıl kendinden geçerek AK Parti hakkında suçlamalarda bulunuyor farkındasınız değil mi? Yani bu farkındalığa rağmen hala bizim bu konu üzerinde bütün mevcudiyetimizle durmamızı bence alkışlamak lazım. Şartlar böylesine olumsuz hakkımızda, adeta bir vatan hainliğini ağızlarına pelesenk yapmış siyasetçilerle karşı karşıyayız ve bunlar tabanlarına öylesine bir düşmanlık aşılıyorlar ki bu konuda bize karşı. Biz bunu göze alıyoruz ve diyoruz ki seçim sonuçlarını etkilese bile sizin yaptığınız yanlış şu anda, bizim yaptığımız doğrudur.''

AK Parti'nin zoru başarmaya çalıştığını ifade eden Arınç, şunları kaydetti:

''Diyoruz ki (biz Türkiye'nin tamamını temsil etmiyoruz, sizin de bu konuda katkılarınızı bekliyoruz.) Size madde madde yazılmış bir öneri ile gelseydik bize (boşuna gelmişsiniz siz zaten yapacağınızı yapmışsınız) derdiniz. Biz size şimdi açık kapı ile beyaz sayfa ile geliyoruz. İstiyoruz ki düşünceleriniz, önerileriniz bize yol göstersin, ama bunu bile yapmıyorlar. Sahillerde MHP'nin desteği ile belediye başkanlıklarını kazanmış bir CHP, İç Anadolu'da CHP'nin desteği ile belediye başkanlıklarını kazanmış bir MHP... Önümüzdeki seçimlerde bu çok sevdikleri, birbirlerine karşı iş birliğini bir koalisyon ortaklığına dönüştürürlerse bunun altyapısını hazırlıyorlarsa bizim bundan vazgeçmek veya 'unuttuk' demek yerine 'neye mal olursa olsun biz bunu yapacağız' dememiz bence meseleyi çözecektir. ''

-AK PARTİ KONGRESİ-

Arınç, bir başka soruyu yanıtlarken de hafta sonu gerçekleştirilen AK Parti'nin kongresinde tek adayla genel başkanlık seçimine gidildiğini ancak il kongrelerinin bir çoğunda birden fazla adayla seçim yarışı yaşandığını anlattı.

Genel başkan adayı olmanın önünde hiçbir engel bulunmadığını, ancak Recep Tayyip Erdoğan gibi başarılı bir genel başkanın karşısına aday olarak çıkmanın da bir anlam taşımadığını ifade eden Arınç, tek adaylı seçimin genel merkezinin baskıcı tutumundan değil, büyük kongre delegesinin yeterli görmesinden kaynaklandığını bildirdi.

-''BENCE BİR DÖNEM DAHA VAR GİBİ''-

''AK Parti'de Tayyip Erdoğan'ın son kongresi mi?'', ''Tayyip Erdoğan Türkiye'deki sistemi yarı başkanlık, başkanlık sistemine dönüştürmeyi isteyebilir mi?'' sorularını da yanıtlayan Arınç, genel başkanlık süresinin AK Parti'nin tüzüğünde belirlendiğini hatırlattı. Arınç, şöyle konuştu:

''Hep aynı kişiler parti yönetiminde ve milletvekilliğinde bulunmasın diye 3 dönemle sınırlamıştık. AK Parti'nin kuruluşundan bu yana daha iki dönem geçti. Yani 2002 ve 2007 seçimlerini gördük. Genel başkanlar için de kurucu genel başkanlık hariç üç dönem bildiğim kadarıyla. Yani kurucu genel başkanlık sayılmayacağına göre Sayın Tayyip Erdoğan'ın bu üçüncü genel başkanlığı oluyor. Kurucu genel başkanlığını da koyarsak 4 olması lazım. Bence bir dönem daha var gibi.''

AK Parti'de hiç kimsenin bir yerlerden başka yerlere gitmek gibi hesaplar içinde olmadığını kaydeden Arınç, her göreve uygun kişilerin parti içinde istişare ile belirlendiğini söyledi.

Arınç AK Parti'de her türlü görüşün ifade edilip istişare edilebileceğini de dile getirerek, ''Sistemle ilgili, şu anda parlamenter demokratik sistemden başkasını düşünmüyoruz'' dedi.

-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ-

Arınç, Anayasa değişikliğine ilişkin olarak ise gönlünün sivil ve yeni bir anayasanın yürürlüğe girmesinden yana olduğunu kaydetti. Arınç, toplumun da sivil ve yeni bir anayasa beklediğine inandığını belirterek, ''Siyasi mutabakatı Parlamento içinde bulabildiğimiz zaman bir saniye geçirmeden bu işi yaparız. CHP'nin tutumu önemli, MHP'nin tutumu önemli. DTP'nin bu konuda destek verme ihtimalini daha yüksek görüyorum. Onlar kesinlikle böyle bir şeye karşı olduklarını bana kalırsa ifade etmediler, ama DTP ile bir beraberliğin 367'yi sağlamadığını siz de takdir edersiniz'' şeklinde konuştu.

''2010'da gelecek yıl erken seçim var mı, yok mu?'' sorusuna Arınç, ''Bildiğim kadarıyla yok. AK Parti açısından düşünülmüyor, ama şartlar ne getirir ne götürür onu bilemiyorum. Bizim 2010'da seçim yapmak gibi şu anda aklımızdan geçen bir düşüncemiz yok'' karşılığını verdi.

-DTP'Lİ MİLLETVEKİLLERİ-

Arınç, DTP'li milletvekillerinin ifade vermek üzere mahkemeye zorla getirilmeleriyle ilgili olarak da bunun yanlış olduğunu ifade etti. Arınç, bu sorunun giderilmesine yönelik çalışıldığını da belirterek, ''Bu konuda bir çalışma var o da bu 83. madde içerisindeki istisna cümlesini çıkarmaktır. Bu kesin çözümdür'' dedi.

Bunun bir anayasa değişikliği olduğu ve muhalefetin sıcak bakmadığının ifade edilmesi üzerine de Arınç, ''Bunu gerçekleştirmek için Anayasa benden nitelikli çoğunluk istiyor bu gizli oylamadır. CHP'nin içerisinde de MHP'nin içerisinde de genel başkanlarından farklı düşünen mutlaka vardır. Dolayısıyla gizli oylamada kendi özel kanaatini oylamaya yansıtabilecek dürüst, namuslu, düşüncesini en azından oyuyla ifade edebilecek artı oylara ihtiyacımız var. Bu 9 mudur, 19 mudur, 29 mudur? Bulunabilir diye düşünüyorum.''