ARINÇ: "CHP İLE GÖRÜŞMENİN NEREDE YAPILACAĞI ÖNEMLİ DEĞİL" ANKARA (A.A) 

-ARINÇ: "CHP İLE GÖRÜŞMENİN NEREDE YAPILACAĞI ÖNEMLİ DEĞİL" ANKARA (A.A) - 07.07.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir görüşme yapılmasına yönelik olarak, "görüşme, onların Genel Başkanımızın Başbakan sıfatıyla yapacağı davete icabetiyle mi olur yoksa bizzat Sayın Başbakanımız CHP'yi ziyaret ederek düşüncelerini fikirlerini mi aktarır, burası çok önemli değil. Bu görüşme yapılmalıdır" dedi. Arınç, daha önce MHP ile demokratik açılım ve diğer konularda konuşmayı talep ettiklerini, ancak kabul edilmediğini belirterek, Başbakanın MHP'ye yönelik bir davetinin mümkün olmayacağını sandığını söyledi. Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.  TBMM Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in, terörle mücadele konusunda tartışılan siyasi parti liderlerinin bir araya gelmesi konusunda, ''siyasi parti liderlerinin evde buluşmaları'' önerisinin hatırlatılması üzerine de Arınç, şu değerlendirmeyi yaptı: ''Yani iyice işin karikatürize ediliyor olmasından fevkalade üzülürüm doğrusu. Yani herkes şurada buluşsunlar, burada buluşsunlar' diye fikir üretmeye kalkarlarsa bu işin sonu nereye varır? Ancak bu da Bakanlar Kurulu toplantısında görüşülmedi. Sayın Başbakan mutlaka gelişmeleri takip ediyor. Grup toplantısında ve sanıyorum bir başka toplantı esnasında, 'ben de gidebilirim, onları da davet de edebilirim, geçmişte şunlar şunlar yaşandı ama yine de gerekiyorsa böyle bir davranış içinde bulunabilirim'' demişti. Bu samimi ve Türkiye'nin gerçeklerine ve politikasına uygun bir davranıştır. Bu konuşmasının arkasından Sayın Bahçeli kesinlikle görüşmeyeceklerini, çünkü inanmadıklarını, samimiyetlerine güvenmediklerini ifade etti. Sayın Kılıçdaroğlu da 'Biz gitmeyelim, o gelsin, bize bilgi versin' dedi. Diğer partiler konusunda da herhangi bir ses çıkmadı bildiğim kadarıyla. Daha sonra da Sayın Bahçeli dün grup toplantısında bence çok yakışıksız, AK Parti'nin Genel Başkanı'na, Başbakan'a, 'Şunlardan şunlardan vazgeçersen veya af dilersen, özür dilersen belki o zaman düşünebiliriz' şeklinde aslında bir cevap değil, iç politikaya yönelik anma tutarsız bir sözde bulundu. Doğrusu ben Sayın Bahçeli'nin bu tür konuşmalarını, yıllardan beri tanıdığım bir siyasetçi, ve özellikle kişilik haklarına ve insana saygısı itibariyle taktir ettiğim bir insan olarak ve küçültücü, aşağılayıcı ve kendisini inkar etmeye yönlendirebilecek davranışlarda, sözlerde bulunmasını hiç yakıştıramadım.'' -''ELİMİZİ ÖP''- AK Parti'nin, bugüne kadar yaptığı tüm işlerde ülke gerçeklerine uygun hareket ettiğini ve yaptıklarının her birinin Türkiye için doğru, yerinde, güzel kararlar olduğunu bilerek yaptığını söyleyen Arınç, şöyle devam etti: ''Bunu siyasi sonuçları ne olacaksa bunları da göğüslemeyi ve gerekirse, parti olarak iktidar olarak da bedel ödemeyi her şeyin önünde tutuyor.  'Her şeyden vazgeç, kendini inkar et, gel özür dile, elimizi öp, ondan sonra konuşalım'... Bunlar konuşulacak şeyler değildir. Sayın Bahçeli, bir tutumunda ısrar ediyor; görüşmeyeceğim, konuşmayacağım... 'Çünkü onlar vatan topraklarını bölüyor, vatan haini' demeye kadar insanın kulaklarını kızartacak ithamlarla siyaset yapmaya devam ediyorlar. Bu, doğru bir şey değil. Biz, MHP ile hem demokratik açılım hem de diğer konularda konuşmayı talep etmiştik, ancak kabul etmemişlerdi. Dolayısıyla Sayın Genel Başkanın, onlara yönelik bir davetinin olması da sanıyorum ki mümkün olmayacaktır. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu'nun durumu öyle değil. Sayın Deniz Baykal'ı ziyaret etmek istemişti genel başkanımız. O da hiç beklemediğimiz bir taleple karşılık vermişti. 'Gel ama bir kamera da konuşmalarımızı tespit etsin' gibi... Buna hepimiz hem gülmüştük hem de çok acı niçin böyle yapılıyor diye hayret etmiştik. Bu görüşme o zaman gerçekleşmedi. Ancak şimdi Sayın Baykal gittiler, yerine Sayın Kılıçdaroğlu genel başkan oldular. Aynı üslubun devam etmediğini görüyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu daha sorumlu bir davranış içinde, bu konularda ortak politikalar geliştirmek gerektiğini ifade ediyor. Bu doğru bir davranıştır. Bu görüşme, onların Genel Başkanımızın Başbakan sıfatıyla yapacağı davete icabetiyle mi olur yoksa bizzat Sayın Başbakanımız CHP'yi ziyaret ederek düşüncelerini fikirlerini mi aktarır, burası çok önemli değil. Bu görüşme yapılmalıdır. Bu görüşmenin nerede yapılacak olması da elbette Sayın Başbakanımız bir talep ile kendilerine iletecektir. İnanıyorum ki CHP ile kurumsal bazda bir görüşme önümüzdeki günler içinde olabilir. Sayın Başbakan bu niyetini, bu düşüncesini birkaç gün içinde açıklayacaktır diye ümit ediyorum. 'Evde buluşsunlar' filan... O sayın Meclis Başkanının, geçmişte de konuşulmuştu... Yani Türkiye'yi yönetme noktasında olan insanlar, niçin asık suratla soğuk birbirlerine bakarlar da niçin bir çay içimi, eşleriyle birlikte bir ziyaret yapmazlar diye... Bu Sayın Sezer'in cumhurbaşkanlığı zamanında bize de çok söylenmişti. Bunun için birilerinin ve özellikle üst noktada olan birilerinin davette bulunması doğru olur. O zaman mümkün olmamıştı. Belki bu zaman, ev ziyaretleri, çay, kahve içimleri,  yemek yemekler, hatta siyaset dışında çok daha güzel konuşmalar yapılması Türkiye açısından faydalı olabilir. Ama önce şu görüşmeler yapılacaksa bir onları yapalım, ondan sonra ev veya bahçe ziyaretlerine de sıra gelir sanıyorum.''