ARINÇ: AB KONUSUNDAKİ FİKİRLERİM DEĞİŞTİ TBMM (A.A) 

-ARINÇ: AB KONUSUNDAKİ FİKİRLERİM DEĞİŞTİ TBMM (A.A) - 22.11.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kendisinin daha önce AB üyeliğine karşı olduğunu, ancak bu konudaki fikirlerinin değiştiğini belirterek, ''AB'ye taraftar olmayı vatan hainliği sayan bir düşünceden bugünkü bu noktaya geldim. Ben bunu olumlu bir nokta olarak görüyorum'' dedi.  Arınç, Plan ve Bütçe Komisyonunda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçeleri üzerinde yapılan görüşmelerde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı. Kendilerine gelen sözlü ve yazılı soru önergelerine mutlaka cevap verdiklerini belirten Arınç, 2010 yılı içinde RTÜK, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile ilgili 35 yazılı 3 sözlü soru önergesini cevapladıklarını ifade etti. Arınç, RTÜK yasa tasarısında yer alan yabancı sermaye payının yüzde 50 oranına çıkarılmasına yönelik düzenlemeyi doğru, haklı ve makul gördüklerini belirtti. Yerel basında ilanlar konusunda bir kısıntıya gidilmemesi yönünde sözleri olduğunu belirten Arınç, ilanların, yerel basının tek sermayesi olduğunu kaydetti.  Yerel basına birçok açıdan destek verdiklerini anlatan Arınç, bunlar arasında ücretsiz haber ajansı aboneliği, fotoğraflı haber desteği, eğitim seminerleri, internet sitesinde Anadolu'ya Haberler Bülteni, teknik altyapı desteği ve özendirme yarışmasının yer aldığını söyledi. Basın özgürlüğünün sınırsız olmadığını, Basın Kanunu'nun ilgili maddesinde de bunun belirtildiğini kaydeden Arınç, ''Bugünkü uygulamalarda basın mensuplarının mahkemeler karşısına çıkarılması, bir kısmının ağır cezalara muhatap olması, bir kısmının tutukluluk sürelerinin uzatılması bizi de ilgilendiriyor. Bu konuda Adalet Bakanlığının bazı kanunlarda değişiklik içeren bir tasarısı, Bakanlar Kurulunda takdim edildi. Önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu'na sevk edilecek bir tasarı var'' dedi. Arınç, özel yayın kuruluşlarından kaçına anadilde yayın yapma izni verildiği yönündeki soru üzerine, 2001 yılında yapılan kanun değişikliğinde ''günlük hayatta kullanılan geleneksel dil'' teriminin düzenlemelere girdiğini, RTÜK'ün de bazı yönetmeliklerde değişiklik yaptığını anımsattı.  Şu anda 11 radyonun bu dillerde yayın yapmak üzere kendilerinden izin aldığını bildiren Arınç, bu iznin daha önce süreli olduğunu, geçen yıl yapılan değişiklikle süre kısıtlamasının kaldırıldığını anlattı. Arınç, ancak söz konusu radyoların, müracaatlarında kendi istekleriyle bu yayını 3 saat ile sınırlı tuttuklarını kaydetti. -''AB ÜYELİĞİNE KARŞIYDIM''- Daha önce AB üyeliğine karşı olduğunu, ancak bu konudaki fikirlerinin değiştiğini ifade eden Arınç, AB sürecinin bugünkü noktasında, Türkiye'nin bu süreci başarıyla tamamlamasını arzu ettiğini dile getirdi. Arınç, ''Geçmişte düşüncelerim farklıydı. İnsanların fikirleri zaman içinde değişebilir. AB'ye taraftar olmayı vatan hainliği sayan bir düşünceden bugünkü bu noktaya geldim. Ben bunu olumlu bir nokta olarak görüyorum'' dedi. Arınç, CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, ''Cemevlerinin vakıf statüsüne alınması'' önerisine karşılık, ''İlginç bir düşünce. Üzerinde düşünelim. Bu konuda Sayın Faruk Çelik'in, hükümete de sunumları var'' dedi. -MUHALEFETİN TEPKİSİ- Bu arada, Bakan Arınç'ın soruları yanıtlamaya başladığı sırada Meclis Televizyonunun kamerasının çekime başlaması üzerine CHP'li Aslanoğlu ile BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, ''Meclis Televizyonunun yalnızca Bakanların sunumunu çektiği, muhalefet milletvekillerinin konuşmalarını çekmediği'' gerekçesiyle tepki gösterdi. Aslanoğlu ve Kaplan, kameranın dışarı çıkarılmasını istedi. Kaplan, ''Ya kamera çıkarılacak ya ben çıkarım' dedikten sonra salonu terk etti. Aslanoğlu, Arınç'tan kameranın dışarı çıkarılmasını sağlamasını talep etti. Bunun üzerine Arınç, konunun kendisiyle ilgili olmadığını, TBMM Başkanlığı ve Komisyon Başkanlığı ile ilgili olduğunu belirterek, şöyle dedi: ''Yeminle teyit ediyorum ki; burada hangi televizyon kanallarının olacağını, kimin çekim yapıp yapmayacağını biz kararlaştırmıyoruz. Haber değeri bakımından hangi televizyonlar bunu merak ediyorlarsa geleceklerdir. Bir kısmı da belki bunu başka kanallardan elde edecektir. Bu bizim meselemiz değil. Bunu, bizi muhatap alarak söylerseniz üzülürüm. Benim söyleyeceklerimin bir televizyon kanalı tarafından alınması çok önemli bir olay değil. Bu onların bileceği bir iş. Ben buna karışmadım. 'Gel' demedim, 'git' de demem.''