Arınç: Başbakan'la konuştuk, görevimin başındayım

Arınç: Başbakan'la konuştuk, görevimin başındayım

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, kız ve erkek öğrencilerin birlikte kaldıkları evlerin denetimi konusunda kendisini yalanlayan açıklamalar yaptığı için TRT ekranından "sorumlusu olarak çelişkiyi izah etmeye çağırdığı" Başbakan Tayyip Erdoğan ile "konuştuklarını ve görevinin başında olduğunu" söyledi.

Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasında düzenlenen basın toplantısında "dershanelerle ilgili kararı doğru ama gerekli tedbirleri almalıyız" dedi. Arınç konu ile ilgili ayrıca "dershaneler ellerindeki birikimlerini bir okula dönüştürmek suretiyle devletin desteklediği bir alanda eğitim yapabilirler. Ama bunu yaparken dershanelere zarar vermemeliyiz" dedi.

Başbakan ile öğrenci evlerine yönelik denetimler konusunda yaşadığı ayrılığa da değinen Arınç "Başbakan'la bu konuyu kendi aramızda gayet güzel konuştuk ve karar verdik" dedi. Arınç ayrıca "görevimin başındayım" dedi.

Arınç açıklamasında şunları söyledi:

“Adalet Bakanımız sayın Sadullah Ergin YSK’nın yeniden düzenlenmesine ilişkin bir kanun teklifini teslim etti. Avrupa Birliği bildiğiniz gibi her Bakanlar Kurulu toplantısında üzerinde durulan bir konu. Sayın Egemen Bağış, bazı fasılların konuşulmaya başlanması ve Türkiye’nin üyelik sürecinde daha iyimser ifadelerin kullanılmasıyla ilgili konuları gündeme getirdi. Diyarbakır ve ilçelerinde yapılan ziyaretlerle ilgili sayın Başbakan ve ilgili Bakanlar çok olumlu izlenimler edindiklerini, halkın büyük bir teveccüh gösterdiğini ifade ettiler. Bölge insanının çözüm sürecine ve Hükümetimize bakışının çok olumlu olduğu belirtildi.”

 

'Dershane konusu yeniden ele alınacak'

 

“Dershanelerle ilgili konu gündeme geldi. Dershaneler konusunda halka yanlış akseden konuların ele alınması ile birlikte paydaşlarla birlikte bu konunun tekrar ele alınmasının yerinde olacağı konusunda görüş birliğine vardık.”

  

'Görevimin başındayım'

 

Öğrenci evleri tartışması gündeme geldi mi ?

“Bugün belki karşınızda farklı bir hükümet sözcüsü görmeyi umut ediyordunuz ama ben yine karşınızdayım. Benim hiçbir sözüm, hiçbir eylemim hükümetime, başbakanıma zarar vermemeli. Ben kendi fikirlerimi ifade ederim ama bunların başbakanı, hükümeti yıpratacak noktaya gelmesine izin vermem. Gerekli her şeyi konuştuk. Biz aramızda her sorunu gerçekten çözen ve bu yola böyle devam eden insanlarız. Partimize, hükümetimize zarar verecek bir sözün sahibiysek kendimizi feda ederiz. Sayın Başbakan'la bu konuyu kendi aramızda gayet güzel konuştuk ve karar verdik. Martin Luther King’in ‘benim bir rüyam var’ sözü vardı. Bizim de yeni Türkiye için böyle rüyalarımız var. Büyük tabloya bakın. “

Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmaları noktalanmış mı oluyor?

“Bu konu hükümetimizin konusu değil. Doğrusu toplantıda gündeme de gelmedi. Suni teneffüsle yaşayan bir komisyonun bugün fişinin çekilmesi gündeme gelmiş olmalı. Ekim 2011’de başlayan bir süreç. 1 yılda bitirilmesi gerekiyordu, 1 yıl da uzatıldı. Günlük kavgaların dışına çıkamayanlar bize yeni bir Anayasa yaptırmadılar. Artık ümitler 2015 seçimlerinde.”

 

'Eğitim devletin birinci işidir'

 

“Türkiye’de özel teşebbüs hürriyeti varken dershaneler neden kapatılmaya çalışılıyor? Sizin şahsi düşünceleriniz nedir?

“İş bütün boyutlarıyla birlikte tartışıldı. Dershane gerçeğini biliyoruz. Eğitime bir katkı olsun diye düşünülmüş ve iyi düşünülmüş, kanun içerisinde de yeri var. Ancak dershanelerin süreç içinde özel okullara dönüştürülmesi 7., 8., 9. Kalkınma Planları’nda da bu var. Bu hükümet 11 yıl içerisinde eğitime öylesine güçlü bir eğitim verdi ki. Sadece Bursa’da hayırseverlerin eğitime kazandırdığı okulların maliyeti 325 milyon lira. Eğitim öncesinden liseye kadar 16 milyon öğrencimiz var. 800 binden fazla öğretmenle bu öğrencilere hizmet veriyoruz. Sadece hükümetimiz döneminde işe başlayan öğretmen sayısı 400 binden fazla. Eskiden dershanelere duyulan ihtiyaç eğitim sistemimizdeki eksiklikler sebebiyle çocuklarımızın başarılı olamamasıydı. Artık nitelikli eğitimi okullarımız vermeli, ilave bir tedbiri başkaları vermemeli. Aileler bu külfetten kurtulmalı. 4+4+4 sistemi ciddi bir şekilde uygulanırsa yeni seçmeli dersler, yeni ders programlarıyla ve kat sayı engelinin kaldırılmasıyla dershaneler bir ihtiyaç olmaktan çıktı diye düşünüyoruz. Dolayısıyla bu dershaneler ellerindeki birikimlerini bir okula dönüştürmek suretiyle devletin desteklediği bir alanda eğitim yapabilirler. Ama bunu yaparken dershanelere zarar vermemeliyiz, öğrencileri ve dershane çalışanlarını mağdur etmemeliyiz. Arsa teşvikinden kontenjanları boş kalırsa destek verilmesine kadar çalışmalar yapılmalıdır. Bugün açık yürekli olalım bir kısım endişeli, bir kısım da art niyetli. Ben de çocuklarımı özel ders aldırırken hatta adını da vereyim Maltepe Dershaneleri diye bir kuruma gönderdim. Çok da memnun kaldım. Eğitim devletin birinci işidir. Bugün çok güzel bir görüşme yaptık. Sayın bakanımızın önerisi üzerine sayın başbakanımız talimat verdi. ‘Kim ne söylüyorsa görüşeceksiniz, neler karşılanabilir bakacaksınız sonra da halkımızın karşısına net olarak çıkacaksınız’ dedi. Eleştirilerde bulunan herkesin eleştirilerine saygı duyuyorum. Biz hükümetimiz ile öğrencilerimiz ve velilerimiz arasında başka bir yapıyı gerekli duymuyoruz.”