Arınç: Birbirimizi sevmek mecburiyetindeyiz

Arınç: Birbirimizi sevmek mecburiyetindeyiz
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Alevi-Bektaşi inancını kendi öz inancım gibi kabul etmek mecburiyetindeyim. Saygı duymak çok az bir ifadedir, mecburiyetindeyim. Birbirimizi sevmek mecburiyetindeyiz. Birbirimizin değerlerini mutlaka kabul etmek mecburiyetindeyiz" dedi.
Arınç, Polat Renaissance Otel’de düzenlenen "Alevi-Sünni Kardeşliği İftarı"nda yaptığı konuşmada, şimdi Türkiye'de, buradaki kardeşliğin, gerçek Aleviliğin, gerçek Alevi ve Bektaşi düşüncesinin yüzyıllardır nasılsa öyle yaşandığını sıcak bir şekilde hissettiğini söyledi.
Bu konularda geçmişte Devlet Bakanı Faruk Çelik döneminde önemli bir çalıştay serisi yaptıklarını anlatan Arınç, şunları kaydetti:
"Bunlar sonra kitap haline de getirildi, bu kitaplardan bazı sonuçlar da elde edildi, bazı pratik işler de yapılabildi ancak tamamının karşılandığını ve tamamı üzerinde bir mutabakatla neticeye gidildiğini üzülerek söylüyorum, gerçekleştiremedik. Şimdi de Başbakan Yardımcımız Sayın Bozdağ'a böyle bir görev verildi. Bu görev, bu talepleri mutlaka ve süratle yerine getirme talimatıdır. Bunun çalışmalarını yapıyoruz ancak bu talepler nedir ve yerine getirilip getirilemeyeceği konusunda müsaade ederseniz hükümetin sorumlu bir bakanı olarak şunu söyleyebilirim; bir, önce laik bir devletiz, laik bir devletin olduğu bir ülkede eğer bir yasa çıkarmamız gerekiyorsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dört temel unsurundan birisi olan, yani sosyal, laik, hukuk devleti olma konusunda yapacağımız yasama çalışmalarının laiklik prensibine de uygun olması gerekir. Sanıyorum buna hiç kimsenin itirazı olmayacaktır.”
 

İnkılap kanunları

 
Arınç, yapılacak bazı düzenlemelerde özellikle mevcut anayasanın koruması altında bulunan ve adına inkılap kanunları denen bazı kanunların mevcudiyetinin de herkes tarafından bilinmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez konusunda nasıl bir adım atabiliriz. Yeni bir anayasa yapma konusunda bir araya gelen irade 1.5 yıl sonra olumlu bir sonuç vermedi, devam ediyor. Umarız ve bekleriz ki olumlu bir sonuca ulaşabilsin” diye konuştu.
Bu anayasada mutlaka korunması gerekli prensipler içinde zikredilen hususlarda, kendisinin Derviş Tur dedeyi , "dede" olarak takdim ederken aslında suç işlediğinin de bilinmesini isteyen Arınç, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bir taraftan laik bir devlette, laik bir ülkede neler yapabileceğimiz konusunda mevcut anayasal rejimin, mevcut hukuk rejiminin de imkanlarını sonuna kadar kullanmamız lazım. Ben şu kadar yaşa geldim, Türkiye’nin her yerinde de bulundum, 40 yıldır da siyasetin içindeyim, Alevi, Bektaşi bütün bunlar bizim değerlerimiz, birbirimizden ayrımız, gayrımız da yok. Ancak son yıllarda neler olduysa karşımıza farklı şeyler çıkmaya başladı. Burada Hazreti Ali’yi temsil eden ve pek çok cemevinde bulunan, pek çok Alevi yurttaşımızın sevgiyle bağrına bastığı bir fotoğraf var. Hazreti Ali'siz bir Alevilik düşünülebilir mi? Hayır, asla ve kata. 'Alevilik, İslam'ın dışında başka bir dindir' diyenlere nasıl bir cevap vereceğiz? Hatta bunu söyleyenlere yeni bazıları da ilave oldu. Onlar da 'Aslında Alevilik farklı bir ulustur' demeye başladılar. İçeride ve dışarıda som, altın gibi mücessem Alevi inancını farklı kanallara kanalize etmeye çalışan maalesef yanlış unsurların mevcudiyetini hepimizin bilmesi lazım."
 

Cemevleri

 
Arınç, Derviş Tur dedenin, cemevlerinin ibadethane olması konusunun süratle karara bağlanmasını söylediğini anımsatarak, "Şimdi bir, mevcut laik rejimde bu nasıl olacak? İki, İslam inancı bu konuda ne diyor? Üç, Alevilik inancı bu konuda ne söylüyor? Dört, geleneklerimiz, örf adetlerimiz içerisinde bunu nereye koyabileceğiz? Müsaade edin bunları düşünmemiz lazım" diye konuştu.
Bunları düşünürken karşılarına çıkan çok olumlu bir sonuç olduğunu anımsatan Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
"Sayın Hortoğlu söyledi. Alevi çalıştaylarına zannediyorum pek çoğunuz katıldınız. Ben katılmadım ama raporlarından okudum. Fevkalade olumlu görüşmeler olmuş ama mesela cemevlerini tarif ederken ibadethanelerin dışında farklı bir tarif üzerinde de yazılı olmasa dahi bir uzlaşma ve anlayış birliği sağlanmış. Yani cemevleri bir erkan meclisidir, bir niyaz makamıdır. Bir kültür ve erkanın birlikte insanları yoğurduğu merkezdir veya başka bir anlatımla bir tarif yapılabilmiş, böyle bir tarifin yerine tam oturup oturmadığını yoksa ibadethanenin dışında hiçbir kelimenin bu gerçeği karşılayıp, karşılamadığını da düşünmek mecburiyetindeyiz. Alevilik, yüzlerce yıldan bu yana birbirleriyle etle tırnak gibi olmuş bu inancın mensuplarını, elbette bu İslam inancının Alevilik inancının, derseniz ki Sünnilik inancının bir arada yaşayabildiği bir ortamı dağıtmak, bozmak, farklılaştırmak, ötekileştirmek, bu anlama gelebilecek bir çalışma yapmaktan da Allah'a sığınırız."
Başbakan Yardımcısı Arınç, cemevlerinin varlığını kabul ettiklerini ve cemevlerine mutlaka maddi destek de sağlanması gerektiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi imar yasalarında yapıldığı gibi sadece cami alanı değil, ibadethane ve yeni tarif içerisinde de cemevlerini içine alabilecek yeni bazı deyimler koyabiliriz. Eğer sadece ibadethane olacaksa, bütün bu çalışmaların sonunda ortaya atılan bu iddiaların bizi birbirimizden koparmaya yönelik bir unsur haline gelmesinden ben şahsen korkarım. Tamamen şahsi düşüncelerimi ifade ediyorum. Böyle bir gecede bizler bu sıcaklığı hissederken etrafımızdaki kırılganlıkları da bilmeden hareket edemeyiz. Yurt dışında bazı ülkelerin bu tariflerin içerisine kendi istediklerini koyma çabasının da varlığından haberdarız. Müsaade edin Türkiye içinde ve Türkiye dışında bu güzel insanlar üzerinde oyun oynamak isteyen çevrelere karşı da uyanık olmamız gerekiyor. Alevi-Bektaşi inancını kendi öz inancım gibi kabul etmek mecburiyetindeyim. Saygı duymak çok az bir ifadedir, mecburiyetindeyim. Birbirimizi sevmek mecburiyetindeyiz. Birbirimizin değerlerini mutlaka kabul etmek mecburiyetindeyiz. Buna gönülden inanıyorum, inanın inşallah çok iyi bir anlayışla, sizlerin de şahitliğinde, sizlerin de aramıza katacağı güzel fikirlerle en kısa zamanda bu meseleyi sizin, bizim, gönlümüzün bütün hoşluğuyla kabul edebilecek bir noktaya geleceğimize inanıyorum. Bu akşam bu iftar bereketi, bu ramazan sevgisi inşallah yolumuzu aydınlatsın, bizi ezelden ebede kardeş kılsın ve bu güzel vatanımızda huzur içerisinde yaşamak imkanını Allah bizlere versin."