-ARINÇ: EKSENİMİZ MODERN DÜNYA WASHINGTON (A.A) - 06.04.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Eksenimiz AB, ABD, çağdaş ve modern dünyadır, bundan sapmadık, ama tek merkezli değil çok merkezli bir dış politika uyguluyoruz. Türkiye'ye de zaten böyle bir misyon yakışır. Dolayısıyla bizim tüm dünyada tanınan, bilinen, sözüne itimat edilen bir ülke olarak yerleşmiş olmamamızın dünya barışına da katkı sağladığını düşünüyorum" dedi. Bakan Arınç, Washington'daki ilk gün temasları kapsamında, ABD'deki düşünce kuruluşlarından German Marshall Fund'da toplantıya katıldı. Arınç, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önemli bir seçime doğru gittiğini, 12 Haziran'da Genel Milletvekili seçimlerinin yapılacağını söyledi. "Gücümüz var, iddiamız var, bunu da başaracağımıza inanıyoruz" diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama seçimler her zaman farklı sonuçlar da verebilir. Bu ABD'de de bizde de böyledir. Her ülkede halkın iradesine saygı göstermek gerekir, olaylar bazen oyların istikametini de değiştirebilir ama Türkiye'de şu şartlar altında AK Parti'nin tekrar iktidara geleceği herkes tarafından kabul ediliyor. Ancak bir tereddüt var o da şudur: AK Parti tek başına iktidara gelecek, ama mevcut çoğunluğuyla mı gelecek yoksa, Anayasayı tek başına değiştirecek bir çoğunlukla mı gelecek? İkisine de itirazımız yok ama bunun sonucunu 12 Haziran'da hep birlikte göreceğiz". -"SİYASİ İSTİKRAR İLE EKONOMİK İSTİKRAR SİYAM İKİZLERİ GİBİ"- Siyasi istikrar ile ekonomik istikrarın siyam ikizleri gibi birbirinden ayrılmaz ve birbirinin olmazsa olmazı olduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti: "Türkiye geçmişte siyasi istikrardan yoksundu. Biz iki defa askeri darbe görmüş bir ülkeyiz, 1960'da ve 1980'de. Askeri darbeler geleneği son yıllarda bitti. Artık darbe yapmak şöyle dursun, darbeyi düşünmenin bile çok çirkin ve yakışıksız bir iş olduğuna hem Türk milleti hem de Silahlı Kuvvetler kanaat getirdi. Türkiye'de Silahlı Kuvvetler de demokrasiden, modernleşmeden yana ve Türkiye'nin hem AB hem de ABD ilişkilerinin mutlaka daha gelişmiş olmasını arzu eden bir yapı içerisinde." Türkiye'nin ikinci olarak, "kendi iç yapısında toplumsal barışını kurma noktasında" önemli gelişmeler katettiğini belirten Arınç, "Ayrımcılıklar, haksızlıklar, yolsuzluklar, iç politikada güvensizlik ortamı vardı. Bir terör örgütü fevkalade kötü ve çirkin eylemler yapıyor, askeri, polisi ve sivil halkı öldürebiliyordu. Türkiye'nin belli bölgelerinde sıkıntılar yaşanıyordu. Terörle mücadele ederken bir taraftan da ekonomik, politik ve sosyal tedbirler almak suretiyle bu mücadelemizde hem örgüte karşı başarı sağlama, hem de halkın güvenini artırma konusunda çalışmalar yaptık." -"DİPLOMATİK İLİŞKİLERDEKİ TEK EKSİKLİĞİMİZ ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLERİMİZDİR"- Dış politikada geçmişteki durağanlıktan aktif hale geldiğini belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçmişte Türkiye dışarıyla ilgilenmeyen, dışarının da Türkiye ile ilgilenmediği bir yapı vardı. Mevcut hükümetler ilgi çekmiyordu, vizyonları fazla değildi, sadece geleneksel Kıbrıs meselesiyle ilgileniyorduk, AB dendiğinde 'istekliyiz, gireceğiz' diyorduk ama çevremizde, şöyle bir söz vardı Türkiye'de: Üç tarafımız deniz, dört tarafımız düşmanla çevrili. Bu çok yanlıştı. Öncelikle komşularımızla iyi dostluk ilişkileri içinde olmalıydık, buna 'sıfır problem ilişki' dedik." Geçmişte Türkiye'nin Yunanistan ve Suriye ile neredeyse savaşa girecek duruma geldiğini ifade eden Arınç, "Balkan ve Kafkas ülkeleri ve Ermenistan ile adeta soğuk-sıcak savaş neyi gerektiriyorsa, o noktadaydık" dedi. Bunun yanlış olduğunu düşündüklerini ve komşularla sorunları çözdüklerini belirten Arınç, "Şu anda diplomatik ilişkilerdeki tek eksikliğimiz Ermenistan ile ilişkilerimizdir ama insani amaçlı her türlü ilişki iki ülke arasında var. Uçaklarımız gidiyor, biz yardım gönderebiliyoruz, Ermenistan'dan gelenler Türkiye'de çalışabiliyor ama eskiden kalan bir geleneksel karşıt oluş bugün devam ediyor. Ama onun dışında İran, Irak, Suriye, Yunanistan, Kıbrıs, Balkanlar, Gürcistan, Azerbaycan ve Rusya ile fevkalade iyi ilişkiler içindeyiz" dedi. -"EKSENİMİZ AB, ABD, ÇAĞDAŞ VE MODERN DÜNYA"- Arınç, Türkiye'nin sadece bölgesindeki huzur ve barışla yetinmeyip, dünya barışının da gerektirdiği her yerde olduğunu, BM'nin meşruiyet içinde aldığı kararları rahatlıkla uyguladıklarını söyledi. Dünyanın 10 sıcak bölgesinde Türkiye'nin asker ve polisinin bulunduğunu ve eskiden dışarıdan borç alan Türkiye'nin bugün donor ülke olarak, 1 milyar dolar parayı ihtiyaç duyulan ülkelere gönderebildiğini anlatan Arınç, nerede barışı bozan olaylar veya tabi afetler varsa, Türkiye'nin o bölgelere yetişmeye çalıştığını kaydetti. Arınç, "Eksenimiz AB, ABD, çağdaş ve modern dünyadır, bundan sapmadık, ama tek merkezli değil çok merkezli bir dış politika uyguluyoruz. Türkiye'ye de zaten böyle bir misyon yakışır. Dolayısıyla bizim tüm dünyada tanınan, bilinen, sözüne itimat edilen bir ülke olarak yerleşmiş olmamamızın dünya barışına da katkı sağladığını düşünüyorum" diye konuştu. -"MUKADDES SAYILAN DEĞERLER AYAKALTINA ALINMAMALI"- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Türkiye'nin Medeniyetler İttifakı çalışmasının dünyada ses getirdiğini hatırlattı. ABD'deki Kur'an-ı Kerim'i yakma girişimine de değinen Arınç, "Bu fevkalade acı verici, üzüntü verici bir olaydır. Buna karşıt olarak da maalesef Afganistan'da ve bazı ülkelerde gösteriler yapılmış, kan dökülmüş, mala ve cana zarar verilmiştir. İkisi de yanlıştır, yani ne insanların mukaddes sayıldığı değerler ayak altına alınmalı ve çiğnenmeli, ne de insanlara zarar verecek bu tür eylemler yapılmalıdır. Medeniyetler ittifakı, dinlerin birbirini anlaması, dindarların birbirine saygı göstermesi bugün dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu konuların başında gelmektedir" ifadesini kullandı. -''DEMOKRASİDEN, DEĞİŞİMDEN YANAYIZ''- Arınç, ABD'deki düşünce kuruluşu German Marshall Fund'da soruları da yanıtladı. Bir soru üzerine, Türkiye'nin AB üyeliğinin geçmişten bu yana gelen devlet projesi olduğunu belirten Arınç, AK Parti'nin iktidara gelmesinin ardından AB süreci konusunda en kapsamlı ve en ciddi reformların yapıldığına dikkati çekerek, Türkiye'nin AB standartlarına ulaşmak için tüm kriterleri yerine getirdiğini, ABD'nin de Türkiye'nin AB'ye girme sürecine yönelik desteğini önemsediklerini dile getirdi. Atatürk'ün ''Yurtta Sulh Cihanda Sulh'' sözünü hatırlatan Arınç, Türkiye'nin barış konusunda her zaman yapıcı rol oynamaya çalıştığını belirtti. Türkiye'nin bugün hem bölgesiyle hem de dünyanın her yeriyle ilgilendiğini kaydeden Arınç, ''tek veya iki kutuplu dünya'' gibi çeşitli düşünceler taşımadıklarını ifade ederek, Türkiye'nin hem Rusya hem de ABD ile iyi ilişkilere sahip olduğunu anımsattı. Türkiye'nin iki yıllık BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği süresince de dünyada dürüstlüğün, güvenilirliğin sesi olmaya çalıştığını, bugün de mevcut kriz noktalarına bakış açılarının bu şekilde olduğunu anlatan Arınç, şöyle devam etti: ''Demokrasiden, değişimden yanayız ama değişimin kansız olmasını, sivil halka ve ülkenin zenginliklerine zarar vermemesini, ülkelerin toprak bütünlüğünü bozacak ölçüde olmamasını diliyoruz. Bunlar zaman içerisinde yürürlüğe konabilecek olan, geçerliliği sağlanabilecek olan ilkelerdir.'' -''COĞRAFYAYI BURADAKİLERDEN ÇOK DAHA İYİ TANIYORUZ''- İnsani yardım noktasında NATO ve BM'nin, Türkiye'ye verdiği görevleri yerine getirdiklerini ifade eden Arınç, Libya'daki 1000'den fazla yaralının hastane haline getirilen feribotlarla Türkiye'ye taşındığını, bunların büyük kısmının muhalif kanatta yer alanlar olduğunu ve Türkiye'nin bu konuda hiçbir ayrım yapmadığını kaydetti. Türkiye'nin TBMM'de aldığı kararla Libya'da sivil halka zarar verilmesini önlemek, insani yardımın koordinasyonunu yapmak ve bunu fiilen gerçekleştirmek için Türk Silahlı Kuvvetlerinin Libya'da bulunduğunu anlatan Arınç, ''Bu davranışımız eleştirilebilir ancak biz o coğrafyayı buradakilerden çok daha iyi tanıyoruz, o coğrafyadaki güçleri çok daha iyi biliyoruz. Aşiretlerin, güç odaklarının bulunduğu, herkesin silahlandığı ve silahlarını birbirine doğrulttuğu, acımasızca öldürdüğü yerlerde yapılabilecek şeyler, Türkiye'nin yaptıklarıdır. Dolayısıyla biz barış, demokrasi adına o ülkenin liderlerine de halkına da çok önemli mesajlar veriyoruz'' diye konuştu. -''SİVİL, DEMOKRAT VE YENİ BİR ANAYASA''- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, bir soru üzerine şöyle konuştu: ''Yeni Anayasa, demokratik ve katılımcı yöntemle hazırlanacaktır, bundan kimsenin endişesi olmasın. Yani biz diyelim ki 367'nin üzerinde milletvekiliyle iktidar olsak bile, Parlamentodan çıkacak olan metni, mutlaka halk oylamasına sunacağız. Geçmişte darbeciler hazırladıkları metni halk oylamasına sundular ama korku ve tehditte de bulundular; 'eğer bunu kabul etmezseniz, bundan sonra seçim yok, tepenizde kalırız ve gitmeyiz' dediler. Bu Anayasalar, biraz da bu korkuyla kabul edildi ama artık belki de birkaç partinin temsil edileceği ve dışardaki diğer partilerin de katkısının sağlanacağı ve 72 milyonun en az 50 milyondan fazlasının oy kullanacağı bir referandum sonucuna yeni Anayasayı bağlamak istiyoruz. Tartışma yapacağız, katılımcı olacak, uzlaşmaya çalışacağız, referandum da mutlaka olacak ve bu çalışmaları da TBMM yapacak.''