ARINÇ: GERGİNLİKTEN MEDET UMUYORLAR ANKARA (A.A)

-ARINÇ: GERGİNLİKTEN MEDET UMUYORLAR ANKARA (A.A) - 06.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, seçim güvenliğinin, her halükarda sağlanacağına işaret ederek, ''Ancak bu bağımsız adaylıklarını koyan BDP'liler, seçime giderken, gerginlikten medet umuyorlar'' dedi.  Arınç, 'a haber' televizyon kanalında canlı olarak yayımlanan ''Bi Sormak Lazım'' programına katılarak soruları yanıtladı. Kastamonu'daki polis otosuna yönelik saldırıya ilişkin soru üzerine Arınç, olayın terör olayı olduğuna işaret ederek, ''Planlanmış. Yirmiden fazla ateş edilmiş, araç yanıyor ve şehidimiz aracın içinden çıkarılamıyor. Çok üzücü bir olay. Herkes çok üzüldü'' dedi.  İstihbarat kayıtlarına işaret eden Arınç, şöyle konuştu: ''Burada PKK'lıların talimat üzerine bu eylemi yaptıkları, bu eylemin sonucundan çok memnun oldukları, bundan sonraki hedeflerinin de AKP diye isimlendirdikleri AK Parti olduğu... Kayıtlar deşifre edildi ve milletimiz bunu öğrendi. Artık hedefin kim olduğu çok açık ortada. Polisler, emniyet görevlilerimiz.  Esasen bir süreden beri hem Apo'nun talimatıyla, hem de istihbarat kayıtlarında polisin hedef alınacağı gösteriliyor. Esasen bildiğiniz gibi bir sorumsuz kadın milletvekili bir toplantı sırasında, bir emniyet amirini herkesin içinde tokatlayacak kadar densiz bir hareket yapmıştı. Allah polislerimizi de askerlerimizi de korusun.'' -''AK PARTİ'NİN BİNALARI YANMAKTAN MUHAFAZA EDİLİYOR''- Hedefin polis olduğunun söylendiğini, kendilerinin de polisleri hedefte olmaktan çıkarmaya çalıştıklarını dile getiren Arınç, ''Çünkü polis, ülkenin güvenliği, asayişi için çalışan, hem de canla başla çalışan bir güvenlik gücümüz. Ama Başbakanlığın aracının hemen önündeki polis otosuna karşı yapılması, niçin bir başka yerde değil, başka bir zamanda değil de özellikle miting sonrası ve resmi başbakanlık aracının önünde bunun yapılması ve esasen dinleme kayıtlarında 'bundan sonra hedefte AK Parti var' denilmesi hedefin iki yönlü olduğunu da gösterebiliyor. Yani polisler de hedefte. AK Parti ve AK Parti'nin önde gelen şahsiyetleri de hedefte.  Kaldı ki Yüksekova'da, Hakkari'de, Şemdinli'de her gün AK Parti binalarına tecavüz ediliyor, zaman zaman bombalanıyor ve polis korumasıyla, bazı yerlerde de asker korumasıyla bu binalar yanmaktan, yıkılmaktan muhafaza edilebiliyor.'' ''Bu saldırıdan sonra Reşadiye benzeri bir eylem olabilir mi? Bu soru sizin gündeminizde nasıl yer aldı?'' sözleri üzerine de Arınç, konunun istihbarat, güvenlik güçleri, İçişleri Bakanlığı, Başbakanlık tarafından değerlendirildiğini belirtti.  Arınç, şöyle konuştu: ''Burda konuşulan şudur; Doğrudan bir PKK eylemi midir, Yoksa PKK'nın bu tür eylemler için kullandığı bir taşeron örgüt tarafından mı yapılmıştır? Bunlar zannediyorum kısa sürede aydınlatılacak. Ama bu hain eller kimin eliyse umarım en kısa zamanda kahrolacaklar.'' ''İzlenimiz nedir? Kandil odaklı bir eylem olduğu yönünde bir izlenimiz var mı?'' şeklindeki bir soru üzerine de Arınç, ''Benim bir şey söylememe gerek yok ki yani dinleme kayıtları bunu gösteriyor. Orada kod adları var. Kod adlar 'şunu yapın' diyor. 'Biz de eylemi koyduk ve başarılı olduk' diye çığlık atıyorlar.'' Bugün olayın ardından BDP'den bir açıklama gelmemesini eleştirmesinden çok kısa süre sonra Selahattin Demirtaş'tan bir açıklama geldiğinin belirtilmesi üzerine de Arınç, şunları söyledi: ''Çok cılız bir açıklama geldi. Çok şükür. Ölene acımak başka, bu olayla ilgisi bağlantısı olanların kınanması, nefretle anılması da gerekmez mi? Evet her üzücü olay karşısında insani bir refleksle 'A çok kötü oldu. Allah rahmet eylesin' demek mümkün. Ama bu bir polise karşı, belli bir eşkıyanın, belli bir çetenin yaptığı bir örgüt işi olarak görünüyor. Yani buna karşı 'Bu terörü lanetliyoruz. Bunu kim yaparsa yapsın ülkeye ihanet etmiştir' demek yerine 'biz her ölen karşısında üzülürüz' demek çok cılız bir açıklama.'' -''PR ÇALIŞMASI YAPIYORLAR''- Kulislerde BDP'nin seçime girmeme boykotunun da tartışıldığını, son günlerde bir gerilim havasının olduğunun ifade edilmesi ve seçim güvenliği açısından değerlendirme yapmasının istenmesi üzerine Arınç, şöyle konuştu: ''Bölge halkının yüzde 80'i bu tür olayları benimsemeyen, bu tür olaylara açıkça karşı çıkan, üzüntüsünü içerisine gömen ama örgütün veya siyasetçilerin baskılarıyla, tehditleriyle, şantajlarıyla seslerini fazla yükseltemeyen, sessiz büyük bir topluluk var.  Bölgeyi tanıyoruz, biliyoruz. Yürekleri yanıyor ve örgütün tehditlerinden bıkmış, usanmış durumdalar. Biz orada, inşallah önümüzde 40 gün sonra seçimler var... Göreceksiniz ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar, şüphesiz bağımsız adaylardan seçilenler olacaktır. Ama bölge halkının çok büyük bir ekseriyeti, hem AK Parti'ye hem de BDP dışındakilere büyük bir oy patlaması yapacaktır. Onlar, mümkün olduğu kadar oyları belli bir noktaya kanalize etmek için adeta bir PR çalışması yapıyorlar.'' Siyasette özel hayat tartışmaları ve yasa dışı yollarla elde edilen görüntülerle ilgili değerlendirmesi sorulan Arınç, herkesin özel hayatının mukaddes olduğunu ve mutlaka gizli kalması gerektiğini, kendi isteği ve dışında özel hayata müdahalenin ahlaksızlık ve aynı zamanda suç olduğunu vurguladı. Arınç, şunları belirtti: ''İnsanlar veya siyasetçiler, bahsettiğiniz kişiler, daha çok siyasetle ilgili kişiler, evli olduğu eşinden başkalarıyla gayri ahlaki ilişkiler kurabiliyorsa ve bu ilişkiler sırasında da temsil ettiği siyasi misyona hakaret ediyorsa, vatandaşların belki yarısından fazlasını hakaret edici nitelendirmelerle kötülüyorsa ve bunlar bir şekilde duyulmuşsa o zaman, o siyasetçinin bunları niçin yaptığını, niçin insanları aldattığını sorgulamak da ikinci bir görevimiz olur. Evet biz, insanların özel hayatlarına saygı duyarız ama 'bir siyasetçinin özel hayatı olmaz' diye de ben 40 senedir siyasetin içindeyim. Yani biz şeffaf insanlar olmalıyız, aile değerlerimizi herkes bilmeli. Toplum içerisindeki itibarımızı her zaman korumalıyız. Toplumun ortak değerlerine her zaman sahip çıkmalıyız. Yani, 'bunlar özel hayat, bunların siyasetle ilgisi yok' diyemezsiniz.  İnsanlar çift kişilikli değiller. Toplumu aldatmaya kimsenin hakkı yok, sadakat denen bir şey, aile bağlarının güçlü olması gereken bir şey var.'' -BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI- Daha önceki başkanlık sistemiyle ilgili açıklamaları anımsatılarak, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile farklı düşündüğünüz ender konulardan biri. Başkanlık sistemini, demokrasinin bekası açısından mı gerçekçi ve olumlu bulmuyorsunuz?'' sorusuna da Arınç, ''12 Haziran'dan sonra söyleyeceğim, bugünün konusu değil bu. Bizim, Başbakan ile bu konudaki tek müşterek tavrımız şudur: Bir sistemi konuşuyoruz, bu sistem yarı başkanlık, başkanlık, parlamenter demokrasi veya bir başkası... Bütün bunların ana kaynağı bir ülke nasıl daha iyi yönetilebilir? Bu bir arayış olacaksa bu arayış için herkesin fikrini söylemesi serbest olmalı'' diye konuştu.