-Arınç: Girişim karşılıksız kalmayacak ANKARA (A.A) - 26.12.2011 - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Fransa Meclisi'nde kabul edilen 1915 olaylarına ilişkin yasa tasarısı konusunda, ''Yönetimlerin dar çıkar hesapları doğrultusunda serbest düşünce ve araştırmaların engellenmeye çalışılması, insanların doğru bildiklerini söyleyebilmelerinin önünün kapatılması ve yüce Türk milletinin alnına kara bir leke sürülmeye çalışılması başlı başına bir haksızlıktır. Bu girişim karşılıksız kalmayacaktır'' dedi. Arınç, 4. Büyükelçiler Konferansı kapsamında Vilayetler Evi'nde, büyükelçilere akşam yemeği verdi. Konuşmasında, ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığın yükseldiğini, bunun bir örneğinin de günümüz Avrupa'sında görüldüğünü belirten Arınç, geçen Temmuz ayında Norveç'teki terör saldırısında hayatını kaybeden Gizem Doğan ile Almanya'da aşırı sağcı terör örgütü tarafından 2000-2006 yılları arasında katledilen 8 Türk'ün acısını yüreklerinde hissettiklerini söyledi. Arınç, benzer olayların yaşanmaması için her seviyede girişimlerini sürdürdüklerini dile getirdi. Diğer ülkelerde yaşayan Türk toplumlarının örgütlenme konusunda eksiklikleri olduğunu kaydeden Arınç, Türkiye'nin yurt dışında en fazla vatandaşa, en büyük diasporaya sahip ülkeler arasında yer aldığını, yurt dışındaki Türk toplumunun çoğunluğunun da Avrupa ülkelerinde yaşadığını söyledi. Diğer ülkelerin diasporaların bulundukları ülkelerdeki karar alma mekanizmalarını nasıl etki ettiklerini, kendi istek ve arzuları doğrultusunda bu ülkelerin parlamentolarını, milletvekillerini nasıl yönlendirdiklerini gördüklerini anlatan Arınç, bunun son örneğini 1915 olaylarına ilişkin olarak Fransa'da ele alınan yasa tasarısında gördüklerini söyledi. Arınç, şöyle devam etti: ''Yönetimlerin dar çıkar hesapları doğrultusunda serbest düşünce ve araştırmaların engellenmeye çalışılması, insanların doğru bildiklerini söyleyebilmelerinin önünün kapatılması ve yüce Türk milletinin alnına kara bir leke sürülmeye çalışılması başlı başına bir haksızlıktır. Bu girişim karşılıksız kalmayacaktır. Türkiye tarihi ile yüzleşmeye her zaman hazırdır. Sizin de bildiğiniz üzere biz tarihte her ne olmuşsa gelin bunu birlikte araştıralım, arşivimizi açalım, bir Ortak Tarih Komisyonu kuralım dedik. Bu çağrımız hala geçerlidir. Ancak muhataplarımız maalesef uzlaşmayı, araştırmayı, doğruları birlikte ortaya çıkarmayı değil, kaçak dövüşmeyi tercih ediyor ve diğer ülkelerin yönetimlerinin zafiyetinden faydalanıyor.'' Arzularının diğer ülkelerdeki Türk diasporalarının da bölünmeden seslerini birlik içerisinde duyurmaları, sivil toplum mekanizmaları içerisinde kendi yaşam koşullarının iyileştirilmesine çalışmaları, haklarını aramaları, haklarını yedirtmemeleri olduğunu vurgulayan Arınç, elçilere ''Sizler bu oluşumların lideri ve ülkelerdeki temsilcileri konumundasınız. Bizlerin bu noktada vatandaşlarımızı yönlendirmemiz, teşvik etmemiz gerekmektedir. bunun için de vatandaşlarla birlikte yaşamamız, onlara her türlü desteği vermemiz, onlar gibi düşünmemiz elzemdir'' diye seslendi. -AB'ye üyelik süreci- Avrupa Birliği üyelik sürecine de değinen Arınç, AB üyeliğinin Türkiye için halen stratejik bir hedef olduğunu belirterek, ''Bunu, gereken koşulları yerine getirmemiz halinde kimsenin elimizden alamayacağı bir hak olarak görüyoruz ancak AB'nin Türkiye ile ilgili olarak aynı kararlı ve vizyoner yaklaşıma sahip olduğunu söylemek güçtür. Bugün üyeliğimiz ile ilgili olarak önümüze çıkarılan suni engeller ve çifte standartlar bunun somut bir göstergesidir'' diye konuştu. AB'yi saran ekonomik krizin, Ortadoğu'daki siyasi dönüşümün Türkiye'nin AB üyeliğini daha önemli ve vazgeçilmez kıldığını vurgulayan Arınç, şöyle devam etti: ''Örneğin bugün Arap coğrafyasında evrensel olduğuna inandıkları değerler uğruna mücadele veren halklar, Türkiye'nin AB tarafından her ne gerekçeyle olursa olsun reddedildiğini görürlerse ne düşüneceklerdir? En önemlisi ise giderek içine kapanan ve aşırı sağ akımların etkisi altına giren AB'nin kendi içerisinde yaşayan milyonlarca Müslüman vatandaşına güven verecek bir toplumsal mutabakat sağlaması, Türkiye'yi dini ve kültürel farklılıklar nedeniyle dışlayarak mı yoksa ortak değerler temelinde bütünleşerek mi mümkün olabilir? İşte biz, AB üyeliğimizin bu gerçeklerle her iki taraf için de yararlı olacağına inanıyor ve bu yönde çaba göstermeye devam ediyoruz. Ben bu çerçevede Kıbrıs sorununun da üyeliğimizin önündeki suni engellerden biri olduğuna ve böylesine önemli bir projenin haksız bir gerekçeyle engellenmesinin gerçekçi olmadığına inanıyorum. Sonuçta kaybeden biz değil gücümüzü ve kararlılığımızı hafife alanlar olacaktır.'' -''Ülkemiz AB ile tam entegrasyon sağladı''- Türkiye'nin aydınlık bir geleceğe doğru ilerlediğini, bu süreçte geçmişe, bugüne ve geleceğe sahip çıkmanın zorunluluk olduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti: ''Geçmişimiz bize şerefli bir ecdadın torunları olduğumuzu, adaletin ve hoşgörünün her yerden önce bu topraklarda hüküm sürdüğünü, haksızlıklara her zaman karşı çıktığımızı, kimseye asla boyun eğmediğimizi, bu tarihi birikimimizin bizleri daha da ileriye taşıyacağını bildiriyor. Bu hasletler bizi biz yapan bir miras sunmaktadır. Ülkemiz AB ile tam entegrasyon sağlamış, güçlü ekonomisi, yerleşmiş demokrasisi ve aktif dış politikası ile dünya siyasetinde olaylara yön veren kararların alındığı masada hak ettiği yerde temsil edilecektir. Vatandaşlarımızın ise uluslararası camianın saygın bir üyesinin vatandaşları olarak istedikleri ülkeye serbestçe seyahat etmek, ekonomik faaliyetlerde bulunmak, hangi ülkede yaşarlarsa yaşasınlar ayrımcılığa maruz kalmadan huzurlu bir yaşam sürmek haklarıdır. Ülkemizde her alanda çağdaş medeniyetler seviyesinin yakalanması ve geçilmesi, bölgemizde ve ötesinde barış, istikrar ve refahın egemen olması, halkların kendi ülkelerinde huzur içerisinde birbirleri ile dostça yaşamaları artık bir hayal değildir. Türkiye'nin potansiyeli bunların gerçekleşmesine olanak sağlayacak düzeydedir.'' Konuşmasının sonunda elçilere seslenen Arınç, ''İşte sizler, arkanızda tarihimizden, ülkemizden ve milletimizden aldığınız kuvvetle, ülkemizi hedeflediğimiz yarınlara taşıyacaksınız'' dedi. Arınç, toplantıların verimli ve yararlı olması temennisinde bulundu.